Mehter Takımı’ndan marş dışında bir şey dinlemek çok güzel. Mesela "Tren gelir hoş gelir" ya da "Gesi bağları." Hatta ve hatta "Samanyolu." Kayseri Tren Garı’nda dün öyle oldu. Sivil trenimiz, sivil bir şekilde, bir tren ve Kayseri türküsüyle karşılandı. Hürriyet Hakkımızdır/Tren Özgürlüktür projemizin ilk plaketini, Kayseri Valisi Mevlüt Bilici’nin elinden aldık. Zengin Kayseri, bizi gerçekten zengin bir kalabalıkla ağırladı, teşekkür ederiz.
Dün yine "Aile içi Şiddete Son" seminerinde Kayseri Emniyeti’nin bu konuda epeyce ilerlemiş olduğunu görüp sevindik; aynı şeyi Kayserili sivil toplum kuruluşları da bizim sayemizde öğrenince sevincimiz ikiye katlandı. Akbank Çocuk Tiyatrosu gösterisi yine iyiydi. Ancak, Uluslararası Af Örgütü Yetiştirme Yurdu’ndan gelen gençlerle iletişim kurmakta biraz zorlandı; çünkü oldukça umutsuzlardı, "Niye anlatıyorsunuz ki bunları, biz böyle şeylere inanmayız, neler yaşadık" bakışlarıyla bakıyorlardı, buna üzüldük. Bunun bir uyarı olarak kabul edilmesini dileriz.
Yani trenimiz giderek etkisi büyüyen gündemiyle yoluna devam ediyordu ki... Yeni bir konuğumuz geldi: Erman Toroğlu. İşte o andan itibaren her şey değişti.
Herkes toplandı
Bir kere gardaki tüm demiryolcular, salon vagonda Toroğlu’nun etrafına toplanıverdi ve birden inanılmaz bir futbol muhabbeti başladı. Sanırsınız vagonda Maraton programı yapılıyor; bir Şansal Büyüka eksik. Elbette "erkeklerin futbol konuşma hakkı"nı teslim ederek bir süre bu duruma izin verdim, hatta TCDD 2. Bölge Müdürü ve aynı zamanda Ankara Demirspor Yönetim Kurulu Üyesi Erol Arıkan’ın, Türkiye genelindeki 40 küsür Demirspor’un kalkınmasıyla ilgili Toroğlu’na sorduğu sorular ve istediği yardımlarla ilgilendim. Sonra "Beyler" diye kesmek zorunda kaldım, trenin gündemini hatırlatmasam, sabaha kadar konuşurlardı.
Demiryolcular, Toroğlu’nun gelişine o kadar sevinmişlerdi ki, oyuncu ve insan hakları eğitmeni Derya Durmaz’ın gar bekleme salonunda yaptığı "İnsan Hakları Sohbeti"ne de onun hatırına katıldılar. Ancak Erman Toroğlu bu, bilirsiniz, toplantının 15. dakikasından itibaren insan hakları sohbeti, bir başka çeşit Maraton’a dönüştü, çünkü Toroğlu görüşlerini, bildiğiniz gibi, Maraton’daki gibi dile getiriyordu.
Bakış farklılığı
Öncelikle kadınların, kadınları "kadın", erkeklerinse "bayan" olarak nitelediği bir toplantıydı. İlk bakış farklılığı orada ortaya çıktı. Katılımcı erkeklerin çoğunluğu, Toroğlu gibi düşünüp, onun gibi davranınca, ortalık biraz karıştı diyebilirim. Ne demek Toroğlu gibi düşünüp davranmak derseniz, Derya Durmaz’ın deyimiyle "düşünceyi kışkırtma taktiği uygulamak." Ama yüzyıllardır değişmeyen bir şey yine oradaydı: Erkekler kadınlara "öğretiyordu." Mesela biz kadınlar dün Kayseri Garı’nda öğrendik ki, erkeğin kadını dövmemesi eşyanın tabiatına aykırıdır. "Kadınlar maçlarda erkeklerden daha kötü küfürler eder!", "Bizim en büyük hatamız, sürekli doğurmaktır", "Biz böyle oldukça, aramızda böyle konuşuruz işte", "Hem kaç kere dayak yiyebiliriz ki, niye bu kadar büyütüyoruz?", "Kalkıp karakola gitsek, bakalım kocamız bizi daha çok döver mi, karakola gitmeyi akıl edemiyoruz." İşte bu minvalde uzayan, bildik Maraton sohbetleri.
Tabii ki karşılarında sivil toplum örgütlerinde kadın çalışmaları yapan kadınlar olduğu için oldukça tepki aldı Toroğlu ve yandaşları. Cevap hemen geldi: "İşte... Dayağı bu yüzden hak ediyorsunuz."
Biz bir insan hakları treniyiz; ifade özgürlüğünden yanayız. Ama Toroğlu’nun Hürriyet’ten geldiğini bilmesem, toplantıyı ve Hürriyet Hakkımızdır projesini sabote etmek için rakip kuruluştan geldiğini düşünecektim neredeyse. Toplantıyı neredeyse gözleri yaşlı terk eden katılımcı bir kadının dediği gibi, "İnsanın bazen canı yanıyor. İstanbul’dan gelmiş, toplumun tanıdığı, eğitimli insanlar bunlar. Onlar böyle olursa, eğitimsizlere biz neyi nasıl anlatacağız?"
Not: İşin bir üzücü yanı da yolculuğumuz boyunca insan haklarının güzel güzel tartışıldığı bu sohbetlere hiç ilgi göstermeyen habercilerin birdenbire oraya doluşmasıydı. Evet, insan hakları sıkıcı, hakların ihlali ise "seksi" haber.
Hürriyet Treni etkinlikleri kapsamında Kayseri’ye gelen Hürriyet Gazetesi Spor yazarı Erman Toroğlu’na TCDD çalışanları, "Televizyonda yan hakemler için ’Trenci gibi bayrak sallıyorsun’ diyorsunuz. Bu sözlere alınıyoruz" dediler. Toroğlu ise, "Haklısınız ama, ben bunu deyim olarak söylüyorum. Alınmanıza gerek yok. Üstelik demiryolcuların reklamını yapıyorum" yanıtını verdi.