HÜRRİYET Hakkımızdır/Tren Özgürlüktür Treni, önceki gün Ege kıyılarındaydı.
"Tren insanları" olarak işimizi bitirdikten sonra bir Cunda yaptık, ayıptır söylemesi... Otlar ve mezeler süperdi. Dün ise artık evimize yaklaştığımızın bir göstergesi olarak, Marmara Denizi’yle buluştuk. Günlerdir Türkiye’nin tüm denizlerini, Karadeniz, Akdeniz, Ege ve Marmara’yı, sonra Van Gölü, Tuz Gölü, Eğirdir, hatta Burdur’daki Acı Göl’ü bile gördükten sonra, şimdi karşı kıyı memleket...
Kütahya, Bilecik, Adapazarı, İzmit, İstanbul, Kırklareli ve Edirne... Son duraklara doğru trende heyecan dorukta. Çalışmalar sanki yakında ayrılacağımız sevgiliyi hoş tutmak hevesiyle, daha bir şevkle yapılıyor gibi.
Yaşanacak liman
Dün, en çok da tatile giderken geçip gidiverdiğimiz Bandırma’da, trenimiz ilk kez bir limanda "duruş aldı." Tren, deniz ve feribotla bir araya gelince daha bir güzel göründü gözümüze. Karayoluyla Balıkesir üzerinden Ege’ye ve güneye, Bursa üzerinden tüm Anadolu’ya ve İstanbul’a, Çanakkale üzerinden de Trakya’ya yıllardır rahatça ulaşım sağlayan Bandırma’ya geçip gidivermekle "haksızlık" ettiğimizi fark ettik "Hak" Treni’nde. Bandırma’da durmak, dünyaca ünlü kuşcennetini, antik Kyzikos ve Daskyleion’u, Kapıdağ’da doğal güzellikleri görmek, Gönen ve Manyas’ta termal turizmi yaşamak gerektiğini anladık ve size de öneriyoruz.
Kadın kooperatifi
Dün Bandırma’da neler olduğuna gelince... İlgi yine yoğundu. Özellikle tiyatro ve Kubilay Tunçer’in illüzyon gösterisi çocukların gözdesiydi. Konferans salonunda mülki erkanla yaptığımız sohbette, Bandırma’da kadın girişimcileri destekleyen AB projesi ve Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı desteğiyle bir kadın kooperatifi kurulduğunu öğrenip sevindik.
Yalnız, Belediye Başkanı’yla ilginç bir konuşma geçti aramızda. Hürriyet Aile İçi Şiddete Son Kampanya Koordinatörü Neşe Hacısalioğlu’nun "İlçenizde şiddet gören kadınlar için sığınma evi var mı?" sorusuna Başkan Recep Eraydın şöyle cevap verdi: "Evet var. (Ben yazmıyorum) ...’in üst katını 15 odalı sığınma evi haline getirdik. Ama çok şükür başvuran yok."
Biz Hürriyet Hakkımızdır yolculuğu boyunca bu "çok şükür"lere çok alıştık. Yerel yöneticilerimizin önemli bir kısmı, sağolsunlar, şiddet şikáyetiyle başvuran olmayınca, şiddet olmadığına inanmak istiyorlar. Elbette, başvuru olmaması, şiddet yaşanmadığı anlamına gelmiyor. Tersine, gizli bir şekilde yaşandığını gösteriyor. Yerel yönetimlerin görevlerinin başında, kadınları bu başvuruyu yapmak için teşvik etmek, onlara güven vermek geliyor. Tabii bir de sığınmaevinin yerini gizli tutmak, Recep Eraydın’ın yaptığı gibi, herkese açıklamamak! Trenden çok basit bir bilgi: Sığınma evleri adresleri gizli tutulması gereken yerlerdir; Türkiye’de olduğu gibi ne polis, ne belediye, ne başkaları, dövdüğü karısını arayan kocalara "git şu sığınma evinde" demez. Dememelidir.