Yeni bir zeytinyağı yarışması

Mayıs ayında Türkiye’de olacağım.

Haberin Devamı

Edremit Ticaret Borsası’nın katkılarıyla Edremit’te Türkiye için ilk sayılacak bir yarışma düzenleniyor: Anatolian IOCC.

Birsen Can Pehlivan’ın direktörlüğünü yaptığı yarışmada panel başkanlığı İtalyan Giuseppe Lauro’da.

Yedi ülkeden 24 jüri üyesi katılacak.

Ben de jürideyim, hem de Türkiye kontenjanından...

Yarışmaya katılan üreticilerin hepsi yerli ancak jürinin yabancılardan oluşması kıymetli.

Burun, damak da bir kas gibi çalışıyor.

Birsen Hanım arayıp jüriye davet ettiğinde tatlı bir sohbet geçti aramızda.

Ben kendisine yarışmalarda alınan sonuçların üreticilerin başlıca pazarlama malzemesi haline gelmesini doğru bulmadığımı, zaman zaman yarışmalara mesafeli bu tür fikirlerimi dile getirdiğimi hatırlattım.

Birsen Hanım da “Aynı fikirde olmak zorunda değiliz, güzel bir şey yapacağız” dedi, son yıllarda yarışmalarda alınan başarıların üreticiyi daha kaliteli üretime teşvik ettiğini düşündüğünü söyledi.

Haberin Devamı

Aynı fikirde olmasak da güzel bir amaç için birlikte çalışma yaklaşımı o anda beni fethetti.

Bir grup insan ülke zeytinciliğini daha iyi bir seviyeye çıkarmak için elinden geleni yapıyor, destek olmamak söz konusu değil.

Birsen Hanım’la yaptığımız konuşmada yarışmayla ilgili gönlümü fetheden bir başka detay ise jüriyle birlikte henüz eğitimlerini yeni tamamlamış, “çırak” niteliğindeki tadımcıların da bulunacağı.

İyi tadımcı alaylı olur, yeni kuşak tadımcılara böyle bir jüriyle tadım imkanı sağlamak verimli bir şey. Bu fikir de beni heyecanlandırdı.

Jüri olarak adım duyurulduktan sonra çok güzel yorumlar geldi pek çok zeytinyağı üreticisinden.

Hepsine güvenleri için teşekkür ediyorum.

Bu köşede daha önce de bahsettiğim Selin Ertür’den de bir eleştiri geldi.

Selin Ertür beş kuşaktır zeytinyağı üreten Edremitli bir aileden, tarım eğitimini İtalya’da zeytincilik konusunda adına ödüller verilen üstat Macro Mugelli’den almış bir üretici.

Selin Hanım, Anatolian IOCC hakkındaki şüphelerini dile getirmiş ve bana “gazeteci olarak keşke jüri olmayıp bağımsız kalsaydınız” demiş.

Jüride olsam da bağımsızlık baki.

Haberin Devamı

Selin Hanım’ın başlıca endişesi son yıllarda sayıları artan ve çok düşük puanlarla ürünleri dereceye sokan yarışmaların, prestijli yarışmaları zor durumda bırakması.

Ben de çok ve fazla ödüllü yarışma olduğunu düşünüyorum.

Kanımca asıl sorun bu yarışmaların sonuçlarının nasıl okunması gerektiği konusunda şeffaflık olmaması. Bu yanlış yönlendirmelere yol açıyor.

Mesela 60 puanla bronz madalya veren bir yarışmanın sonucu, üretici harika bir mertebe olarak lanse edebiliyor. Matematikten 10 üzerinden 6 alsak bu kadar sevinir miyiz?

Ertür’ün bir diğer endişesi de yeterince tecrübeli olmayan bir jüri.

İçinde olduğum için yorum yapmadan, buraya taşıyorum.

Haberin Devamı

Ertür, “Edremit Körfezi kendi eliyle, kendi seviyesinden düşük yağlara, kendi yerinde bol madalya vermiş olacak. Bu Edremit’in adına, Edremit yağlık zeytin çeşidimize, üreticimize verilen çok büyük zarardır... Zaten bu sene son 6 ay içinde satışlarımız yüzde 40 düştü. Yani Edremit’te üretici zaten kan kaybederken durumumuz daha da kötü olur” diyor.

Bu düşüş çok üzücü ancak bunu başka bir başlık altında tartışmamız gerekiyor. Bol keseden ödül veren yarışmalar elbette olmamalı. Ama burada asıl sorun zeytinyağı tüketiminin ve kalite bilincinin olmaması.

Bunun için hepimizin çok çalışması gerekiyor.

Selin Hanım keşke bir okul açsa da tadım konusunda elini Mugelli’den alan yeni kuşaklar yetiştirse Türkiye’de. 

Haberin Devamı

İyi niyetle yola çıktığını bildiğim Anatolian IOCC’nin başarılı olmasını, ülkenin güvenilir, prestijli bir yarışmaya kavuşmasını diliyorum. Bunun için ben de üzerime düşeni yapacağım.

İnanmaya, birlik olmaya ihtiyacımız var.

Gerçekten üreticiden tüketiciye, tadım yapanına, yazarına kadar, gideceğimiz daha çok yol var. Ayrışmadan, aynı fikirde olmadan, aynı amaç için emek vererek. Ağaç bizim, kültür bizim. Bunun da ötesinde toplum sağlığı meselesi.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları