Paylaş
Mücahit Hoca’yla e-mail aracılığıyla “sohbet” etme imkanımız oldu.
Dünya zeytin ve zeytinyağı tüketim alışkanlıklarıyla ilgili çok değerli bilgilerin olduğu belgeler paylaştı, yavaş yavaş tüm bu bilgileri zevkle aktaracağım. Bu değerli paylaşım için teşekkürler.
Hocanın paylaştığı belgelerden biri Türkiye zeytinciliği için bir yol haritası niteliği de taşıyor.
Bakanlıkları, farklı kurumları, üreticiyi buluşturup “Sağlık için Türk Zeytinyağı” sloganıyla yerli üreticiye yeni bir pazar oluşturmayı hedefliyor.
Hedef kitle, “ülkesinde zeytin yetişmeyen yüksek gelirliler, Kültüründe zeytinyağı olmayan ancak sağlık için 1 kaşık/gün zeytinyağı tüketecek olanlar, sağlıklı yaşam beklentisi ön planda olanlar”, hedef ülkeler ise Çin, Japonya, Kanada.
Mücahit Hoca bu hedefe “kusursuz, yüksek polifenollü, yarışmalarda ödül almış, küçük cam şişelerde zeytinyağlarıyla” ulaşabileceğinin, fiyat olarak da “en az 100 euro”nun hedeflenebileceğini belirtiyor.
Türkiye zeytinyağcılığı için uzun mesafeyi gören stratejiler geliştirilmesi çok değerli.
Mücahit Hoca ve ekibinin yapmaya çalıştığı da bu.
Üreticiye önünü görebilecek bir plan hazırlamak, gerekli destekleri almasını sağlamak...
Türkiye zeytinyağından bir niş oluşturalım diyorlar.
Bu hocanın bahsettiği pazarlar için harika bir fikir.
Bizim unutmamamız gereken, bu ülkede 4000 yıllık zeytin çekirdekleri olduğu.
Sorunumuz, zeytinyağı ile doğmuş bir mutfak kültürünün hayatına ayçiçek yağıyla devam ediyor olması.
Bunun sayısız nedeni var, başta fiyat, sonrasında sağlıksız zeytinyağlarının gerçek zeytinyağıyla aynı kefeye koyulması...
İç pazar için yapılması gerekenler çok.
İnsanlara tekrar zeytinyağını hatırlatmak, küçük üretim hataları nedeniyle düşen kaliteyi yükseltmek, maliyetin düşürülmesi için birlik olmak, üretici ve tüketicinin doğru zeytinyağı konusunda eğitilmesi, tarım bilgisi konusundaki eksiklikler...
Çok yolumuz var.
Tam da bu nedenle Mücahit Hoca’nın ve ekibinin “kültüründe zeytinyağı olmayan” ülkeler için belirlediği yolun iç pazara uygulamaya çalışıldığını görmek biraz endişe verici.
Üreticisinin “benim yağımla yemek yapmayın, günde bir kaşık ilaç niyetine için” dediği başka bir zeytinyağı üretecisi ülke tanımıyorum.
Sapla samanı ayırmamız gerekiyor.
Zeytinyağı bizim kültürümüz, toprağımız.
Bir başka değerli akademisyen Adnan Menderes Üniversitesi’nden Renan Tunalıoğlu 89 olarak tescillenen yerli çeşit sayısının 122’ye çıktığı haberini verdi birkaç gün önce.
Şimdilik tescillenmiş 122 farklı zeytin çeşidi olan bir ülke, Amerika, Kanada, Çin, Japonya gibi zeytinyağını bilmeyen, üretemeyen, kültüründe yeri olmadığından doktorun “Allah rızası için bir kaşık için” dediği bu ülkelerle aynı alışkanlıklara sahip olamaz, olmamalıyız.
Zeytin yağının yüksek maliyeti, fiyatın yüksekliği bu yaklaşımı desteklemek için neden olarak kullanılmamalı.
“Benim zeytinyağım yemeklik değil ilaç gibi” diyerek zeytinyağı pazarlanmasın bu ülkede lütfen.
Son gelişimde teknik açıdan mükemmel, ama polifenol değerini öne çıkarmak için zeytinyağının doğasından uzaklaşmış ürünler tattım.
Diyecek bir şey yok, kusursuzlar.
Polifenol deposu, bütününde zeytinyağı olarak dengesiz ürünler.
Hatasız da olsalar yemeklerle eşleştirilmesi imkansız yağlar.
Üretici de “bir kaşık içilsin diye yaptık” diyor.
Bir kaşık şifa için bu yağdan tüketip sonra yemekte ne kullanacağız?
Zeytinyağlı yemek bu toprakların tarihi.
Biz Akdenizliyiz, Mezopotamyalıyız, Karadenizliyiz.
Nereye dönsek kaçış yok.
Zeytin var. Evet Karadeniz’in dahi kendine özgü çeşit çeşit yerel zeytini var.
Bizim zeytinimizin polifenol sorunu yok.
Dengeli beslenip, yemeğimizden, soframızdan zeytinyağımızı da eksik etmediğimiz sürece kalbimiz emin ellerde.
Çin, Japonya, Kanada...
Niş ürün olarak Türkiye zeytinyağı bu insanlara sağlık kaynağı olsun.
Üretici emeğinin karşılığını alsın.
Ama lütfen bize zeytinyağı yapın.
Hedefimiz daha çok, daha kaliteli, daha uygun fiyatlı zeytinyağı tüketmek olsun. Kültür için, sağlık için...
Kimseyi ötelemeden, aslında ortak olan sorunlarda çözüme odaklanmamız gerekiyor.
Hakiki gıda hakkımızın orta yeri zeytin ağacı...
Paylaş