Paylaş
Hepimiz aynı haldeyiz.
Ne yapacağımızı, ne söyleyeceğimizi, hayata nasıl devam edeceğimizi bilemiyoruz.
Depremin olduğu gün Türkiye’deydim.
Yeni çıkan kitabım için bir dizi etkinlik olacaktı.
Bunlardan biri de gencecik, yetenekli, Hataylı şef Yaren Çarpar’ın kitaptaki tariflerden birini pişireceği yemekti.
Pazar günü Yaren’le uzun uzun konuştuk...
Hangi yemeği nasıl yapalım, kasaptan eti nasıl hazırlamasını isteyelim, ekmek üzeri tarifler hangileri olsun, Roma’dan getirdiğim puntarelle otunu hangi tarifle yapalım ve daha birçok şey kararlaştırdık.
Kar fırtınası vardı. Rüzgârdan yürümek zordu sokaklarda.
Kar az yağsa da İstanbul’da uzun yıllardır kış görmemiştim.
Akşamı kışı pencereden izleyerek geçirdim.
Sabaha karşı uyanıp sağa sola döndükten sonra, televizyon yerine telefonuma sarıldım.
Deprem olduğunu anlamam biraz zaman aldı.
Sabah 5 sularıydı.
Geçen yaz seminerler düzenlediğimiz, geçen sonbahar İtalya’da eğitim verdiğimiz Antep ve Kilisli zeytinyağı üreticileri geldi aklıma.
Telefondaki grubumuza “Deprem olmuş, iyi misiniz?” yazdım.
“Çok sallandık ama iyiyiz” mesajları gelince iç rahatlığıyla tekrar uyudum.
6 Şubat’a başlamak üzere uyandığımda ülke artık başka bir yerdeydi.
Gelen mesajlar arasında Antepli Murat Çetin’in olmadığını sonradan fark ettim.
Eşi Aylin Dilbaz Çetin ve oğlu Mehmet Fevzi Çetin’e rahmet diliyorum.
Roma’ya döndükten sonra cesaretimi toplayıp aradım, çok zor bir konuşmaydı.
Çok üzgündü, “Hayallerimiz yıkıldı Elvan” dedikten sonra gözyaşlarımız karşılıklı aktı.
Yaren Çarpar depremin olduğu gün memleketi Hatay’a gitti.
7 Şubat’ta ilk çorbasını kaynattı ve o gün bugündür on binlerce kişiye sıcak yemek veriyor...
Yaren ve onunla birlikte mutfağa giren gönüllü şefler, mutfak ekipleri...
Yaren gibi Hataylı Maksut Aşkar da bölgeye ilk giden, döndükten sonra işini bir kenara bırakıp yapılacak yardımlarla ilgilenen isimlerden.
Yakın ailelerinde yaşadıkları kayıplara rağmen herkesten daha dik duran, hepimize umut ve cesaret veren, inanılmaz bir yürek ağıyla bölgede çalışan şefler Umut Karakuş, Ozan-Seray Kumbasar, Burçak Kazdal, Çiğdem Seferoğlu, Emre Şen, Kaan Sakarya, Mustafa Sarıkaya, Derin Arıbaş, Fatih Tutak, Murat Deniz Temel, Pınar Taşkent, Ebru Baybara, Yılmaz Öztürk, Ali Ronay, Claudio Chinali, Cem Ekşi ve hafızama, satırlara sığmayacak niceleri, tüm bu şeflerin ekipleri, canla başla çalışan herkese sonsuz teşekkürler.
Yemek yaparken bir yandan da hayatın yeniden yeşermesine, herkesin birbirine tutunmasına da yardımcı oluyorlar.
Hataylı zeytinyağı üreticisi Nalçabasmaz ailesinin merkezdeki evleri, depoları yıkıldı, zeytinliklerin olduğu çiftlikteki evleri sağlam.
Nalçabasmazlar çiftliklerini, evlerini kaybedenlere açtılar.
Bir grup aileye, bahçede ek çadırlarla kalacak yer ve yemek sağlamaya devam ediyorlar.
Bölgenin üreticilerinden Antiofarm da aile içindeki acılarını sonraya bırakıp, bölgede yardım sürecine kendini adayanlardan.
Antiofarm ürünlerini yaklaşık 10 gündür kargoya verebiliyor.
Zeytinyağı dışında nar ekşisi, kırma zeytin gibi ürünleri de var.
Urfalı zeytinyağı üreticileri Mustafa Güldağ, Atlıhan aileleri de iyiler, bölgelerine sahip çıkıyorlar.
Hatay, Kilis, Antep, Diyarbakır’da zeytinyağı üretildiğini unutmayalım.
Bölgenin üreticilerine, ürünlerini kullanarak destek olmamız şart.
Paylaş