Paylaş
Edremit’te yarışmanın tadımlarının gerçekleştiği Venüs Termal Otel’de yapılan törenle dağıtıldı.
Yarışmanın Panel başkanı Antonio Lauro, Calabria’dan ben de Toscana’nın Bolgheri kasabasının zeytinliklerinden törenin parçası oldum.
Pandemi online katılımları hiç olmadığı kadar gerçek kıldı.
Yarışma sonrası “kazanan kim” diye soran çok oldu.
Bu yarışmaların spor müsabakaları gibi birer kazananı yok.
Jürinin elinde zeytinyağının olumlu özelliklerinden oluşan bir modül var.
Burunda verdiği duygu, damakta verdiği duygu ve bu duygunun devamlığı, yağın kendi içindeki dengesini değerlendiren birkaç başlık altında tadılan yağa puanlar veriliyor.
Geçen hafta da yarışmanın çok güzel bir jüriden oluştuğunu bahsetmiştim.
Zeytin etrafında buluşmuş farklı bayraklar organizasyon en güzel kareleriydi kanımca.
Tunus’tan İspanya’ya, Yunanistan’a, İsrail’e farklı toprakların yağlarına ev sahipliği yaptı Edremit.
Anatolian IOOC Başkanı Birsen Can Pehlivan stratejik bir karar vermiş.
Antep Koçak’tan baklava getirtmiş.
Yemeğin üzerine baklava servisi sonrasında bir sessizlik oldu.
Baklava o kadar güzeldi ki kimsenin konuşacak hali kalmamıştı.
O beklenmedik lezzet şoku atlatıldığında Orta Doğu ve Akdenizli damakların ortak tepkisi “hayatımda yediğim en iyi baklava” oldu.
Uzun bir tartışmada önemli bir son nokta! Antep’in baklavası insana nereli olduğunu unutturur, bu diplomalı tadımcılar tarafından onaylandı.
Pandemide bu tür yarışmaların hemen hepsi online yapılırken, dünyanın dört bir yanından tadım yapmaya gelen, risk alan bu jüri o baklavayı hak etmişti.
Masa arkadaşlarımdan İzmir kökenli İsrailli jüri Ehud Sorino, yapması gereken bir şey olduğunu, Assos’ta daha sonra gruba katılacağını söyledi, izin isteyerek kalktı.
O gittikten sonra arkadaşı, meslektaşı, yurttaşı Ayala Noi Meir “İki sene önce geldiğinde kendisine tercümanlık yapan, arkadaş olduğu biri vefat etmiş kabir ziyaretine gidiyor aslında” dedi.
Ehud’un masada bize söylemediği bu davranışı buraya yazmak için birkaç kez düşündüm.
Bu hareket beni o kadar etkiledi ki, ülke politikaları ne olursa olsun insanın insan olduğunu hatırlamak adına paylaşmak istedim.
O yoğunluk, yorgunluk ve kabir ziyareti...
Ehud’a ders vermek için geldiğinde tercümanlık yapan kişinin ODTÜ’nün çok değerli profesörlerinden, emeklilik döneminde zeytinyağına gönül verip Dell’Anatolia markasını yaratan Ali Erten Hoca olduğunu öğrendim sonra.
Türkiye’de endüstriyel tasarımın önemli isimlerinden Ali Erten ömrünün son yıllarını yüksek kaliteli bir yağ yapmaya adadı.
Biz tanıştığımızda yağı iyiydi ama henüz hocanın arzu ettiği gibi değildi. Mükemmele varmaya kararlıydı.
Hayal ettiği yağa ulaşmaya ömrü vefa etmedi ama tutkusuyla ben dahil çok insana ilham oldu. Hocayı saygıyla anıyoruz.
Ali Erten Hoca ve tasarım demişken Anatolian IOOC’de tasarım konusunda bir ilk var.
Yarışmada kullanılan zeytinyağı tadım bardakları Türkiye’de üretildi.
Tasarımı COI tarafından belirlenen bu bardaklar yüksek maliyetli, kullanım alanı kısıtlı olduğu için fiyatı çok yüksek ürünler.
Yarışmaya kadar doğru tasarıma ulaşmak ve yeteri sayıda üretim yapmak için çok ter dökülmüş. Bundan sonra da üretime devam edilecekmiş.
Küçük gibi görünse de sektör için büyük haber aslında.
Paylaş