Delikanlı kim bakalım
Taraftarın Gezi Parkı deneyimi gösterdi ki, bundan böyle, şiddet söz konusu olduğunda hemen taraftarın yakasına yapışılamayacak.
Futbol taraftarları şiddetle olan imtihanlarını geçtiler. Şiddete karşı, şiddeti dışlayarak durdular.
Türkiye futbolu, geçtiğimiz sezonu küfürle, hakaretle, tekme tokatla, boğaz boğaza gelmelerle geçirdi. Nihayetinde gencecik bir beden toprağa verildi. Sonra en kestirme yoldan kimileri tarafından taraftarlar suçlu bulundu. Her zaman yapıldığı gibi şiddetin sorumlusu ilan edilen taraftar üzerine yazıldı, çizildi, yasaklardan, yaptırımlardan söz açıldı, iki lafın arasına muhakkak “fair play” sıkıştırıldı.
Kimilerinin ise aynı şeyi anlatmaktan dilinde tüy bitti. Tanıl Bora’nın mesela. Yıllarca, Türkiye’de taraftarlara potansiyel bir suçlu gibi bakıldığını anlatıp durdu. Taraftara ergen gibi davranıldığını, gerektiğinde başının okşandığını ama icabında kolaylıkla tokadı yediğini, bir türlü reşit insan muamelesi görmediğini.
Taraftarın Gezi Parkı deneyimi gösterdi ki, bundan böyle, şiddet söz konusu olduğunda hemen taraftarın yakasına yapışılamayacak. Futbol taraftarları şiddetle olan imtihanlarını geçtiler. Şiddete karşı, şiddeti dışlayarak durdular.
Önümüzdeki sezon en tepeden başlayarak göreceğiz. 
Utanç verici ırkçı cümleler kuran sporculara ceza mı verecekler, yoksa ödül olarak bayrak mı taşıtacaklar?
Şiddeti durdurmak için sadece yasaklamaya, taraftarın tümünü şiddetin destekleyicisi olarak görmeye devam mı edecekler, yoksa ötesinde bir çözüm arayışına mı girecekler?
Kulüp yöneticileri birbirlerine laf yetiştirmek için aynı telden mi çalacak, yoksa taraftarın sokakta yan yana durarak yakaladığı besteye mi kulak verecek?
Futbolcular “Bana küfretti!”, “Önce o başlattı!” teranesine devam mı edecek, yoksa mesleklerinin sorumluluğunu taşımaya mı karar verecek?
Spor programları sansasyondan beslenen yayınlarda ısrar edip, “Rezalet!”, “Fiyasko!”, “Az Sonra!” kafasında mı olacak, yoksa samimiyetle bir şeylerin karşında mı yer alacak?
Futbol uleması bir yandan ırkçılığı, şiddeti, nefret söylemini pompalayıp bir yandan da “fair play” demekte ısrarcı mı olacak, yoksa gerçekten isteyecek mi barışı?
İşte o zaman anlayacağız kimmiş şiddeti besleyen. Kimmiş şiddetten beslenen. Kimmiş şiddet istemeyen.
İşte o zaman göreceğiz delikanlı kim bakalım!
| Yazarın son yazıları |
#29 Haziran 2013 Gitar çalmaya benzesin
#25 Haziran 2013 Kazım'ın Maradona'sı
#22 Haziran 2013 Sevgili Doktor
#18 Haziran 2013 Bu da mı gol değil?
#15 Haziran 2013 Deliler kazandı
#11 Haziran 2013 Yalnızsan Komiği Duyamazsın
#8 Haziran 2013 Sınav sırası şimdi futbolcularda
