Aman karışmasın

Kitleleri toplumsal duyarlılıklardan uzak tutmak isteyenlerin en kuvvetli araçlarından biri futboldur.

Haberin Devamı

İspanya’da Franko’nun ya da Portekiz’de Salazar’ın futbola yaptıkları yatırım, elbette spor aşkıyla değil, futbol ve toplumsal olanı birbirinden uzak tutma derdiyle okunabilir.

İktidarların futbola zerk ettikleri depolitizasyon aşısı dünyada da, Türkiye’de de başarıyla tutmuş, yer gök memleketlerinin ve dünyanın sorunları ile ilgili tek laf etmeyen, edemeyen, endüstriyel futbol akademisinden diplomalı futbolcularla dolmuştur.

Türkiye’de , “Futbolun Depolitizasyon için Kullanım Kılavuzu” nda, büyük harflerle “Ne sağcıyım ne solcu, futbolcuyum, futbolcu!” yazar. 12 Eylül, bu sloganı bağrına öyle bir basmıştır ki, “Futbolcu apolitikliği” diye bir kavram, kendini literatürün orta yerine zincirlemiştir.

“Spora siyaset karışmasın” ezberi hep hazırda tutulur, bu kadim ezber, futbol dünyasında en ufak bir duyarlılık belirtisi görüldü mü hemen devreye sokulur. Bu cümlenin Türkçesi şudur: Kulüplerin kuruluş süreçleri ya da Federasyon seçimleri dâhil, sporda her tür düzenleme siyasal iktidar tarafından yapılsın, ama siyasal iktidar karşıtı herhangi bir muhalif söyleme asla izin verilmesin! Spora siyaset karışmasın, siyaset spora her türlü karışsın!
Gezi Parkı’na, şehirlerine ve hayata sahip çıkmak için akın akın Taksim’e giden taraftarlar, farklı renklerdeki formalarıyla yan yana durduğunda, o cümle derhal geri çağrıldı: Spora siyaset karıştırıyorlar!

Davullar yasaklandı, sesler kısıldı, pankartlar toplandı, Gezi Parkı protestolarının stadyumlara taşınmasının Türk sporuna zarar vereceğini söylendi. “Futbol taraftarı arasına siyasi nifak sokanlar, bedelini öder. Kanunda bedeli neyse” diye korku salındı.

Oysa taraftar nifak mifak sokmak bir yana, şiddet kültürünün bir parçası olmayı değil, şiddetin karşısında olmayı seçmişti. Türkiye futbol tarihinin en berbat sezonlarından birinin ardından; bir araya gelmeyi, ortak hareket etmeyi ve şiddeti dışlamayı başarmıştı. Aynı sloganları atıp, birlikte aynı şarkıları söylemişler, şiddetin ayırdığı Bursasporlularla Beşiktaşlılar, Karşıyakalılarla Göztepeliler, Fenerbahçelilerle Galatasaraylılar daha güçlü bir şiddet karşısında barışmışlardı.

Fenerbahçe bayrağı taşıyan Galatasaraylılar “Beşiktaş sen bizim her şeyimizsin!” diye slogan atmışlardı! “Ötesi var mı?”demiştik.

Varmış.

Ali İsmail Korkmaz’ın, dünya güzeli Ali İsmail’in, Ali’mizin anısına bestelenen o marşı, tüm takım taraftarlarının Fenerbahçeliler kadar sahiplendiklerini görmek de varmış.

Galatasaraylıların içinde “Fenerbahçe yıkılmaz!”ifadesi geçen bir marşın sözlerini büyük harflerle yazdıkları satırları okumak da varmış.

Ah Ali İsmail,

Ah ana başka, baba başka öz kardeşim,

Senin için avaz avaz haykırıyolar statlarda: “Daha 19 yaşında düşlerinde özgür dünya. Öptüğü çubuklu forma yaşayacak anısına” diye.

Spora siyaset karıştırıyorlar!

Yazarın Tüm Yazıları