HAYIRLISIYLA, ulusal paramız olan ‘Türk Lirası’ndan altı sıfır atacağız. Halen dünyada TL kadar bol sıfırlı para birimi yok.
Pek tabii bu sürdürülemez bir haldir. Eldeki kayıtlara göre, çeşitli ülkelerde bazen bir, bazen birkaç kere olmak üzere, şimdiye kadar elliye yakın paradan sıfır atma işlemi yapılmış. Bizde bu ilk defa oluyor. İnşallah son defadır.
Bundan sonra tekrar paradan sıfır atmayı gerektirecek bir duruma düşmemek için, maliye ve para politikalarını çok dikkatli götürmek gerek. Paradan sıfır atılması, o ülkede, geçmişte yüksek enflasyon yaşandığı anlamına gelir. Yani enflasyon olmasaydı, paradan sıfır atmak da gerekmeyecekti.
* * *
Türk Lirası’ndan altı sıfır atma işlemi, geçmiş yıllarda ‘de facto’, yani fiilen cereyan etmiştir. Şimdi ‘de juri’, yani hukuken altı sıfırı atacağız. İsterseniz paradan fiilen nasıl altı sıfır atıldığını anlatayım. Öncelikle ‘kuruş’ ortadan kaldırıldı. Bir lira yüz kuruş olduğuna göre bu, paradan iki sıfır atmak demektir. Benim çocukluğumda kullanılan ve kuruşun kırkta biri olan ‘para’nın ortadan kalktığını hatırlatmıyorum bile. Kuruşun ortadan kalmasından sonra, Hazine tarafından bastırılan madeni paraların birimleri büyümeye başladı.
Bugün fiilen 50.000 TL’den küçük bir para tedavül etmemektedir. Demek ki, Türkiye’deki en küçük para birimi ‘dört sıfırlı’dır. Halbuki tedavül eden en küçük para biriminin, tanım icabı ‘bir’ olması gerekir. Çünkü, birim parada sıfır olmaz. Mesela, Amerikan Doları'nın veya Avrupa Eurosu'nun en küçük parası ‘bir’ cent’tir. Türkiye, elle tutulan en küçük para ‘bir’imini 50.000 TL yaparak fiilen dört sıfırı atmıştır. Buna, kuruşun kaldırılması sırasında atılan iki sıfır eklenirse, paradan şimdiye kadar atılan sıfır sayısının altı olduğu anlaşılır.
* * *
Paradan sıfır atma meselesi gündeme geldiğinde, ben kuruşun tekrar ihya edilmemesi fikrini savundum. Japon parası gibi ‘100 TL’nin’ zımni birim para olması daha doğru olur dedim. Bu durumda paradan dört sıfır atmak yetecekti. Dört sıfır atmak kafa karıştıracağı için, üç sıfır atılması yani bugünün ‘bin’ lirasına, ‘bir’ lira denmesini değişimin rahat hazmetmesi açısından uygun gördüm. Zaten Maliye Bakanlığı bu ilkeyi çoktan kabul etmişti. Vergi tahakkuk ve tahsilatında ‘bin’ liranın altı kullanılmıyordu.
Merkez Bankası, bir liranın yüzde biri olan kuruşun ihya edilmesini ve paradan altı sıfır atılmasını uygun gördü. Bu durumda aslında paradan dört sıfır atılmaktadır. Çünkü, bugün kullanılmayan ‘kuruş’ tekrar devreye girecektir. Zaten kafa karışıklığı da burada olacaktır. Yoksa milyondan büyük fiyatlamada veya para üstü verme işlemlerinde herhangi bir algılama sorunu yaşanmayacaktır. Problem, milyondan küçük fiyatlarda veya küsuratta olacaktır.
* * *
Yukarıdaki eleştirilerim o kadar önemli değil. Ben, paradan altı sıfır atılmasını tam olarak destekliyorum. Paradan sıfır atılması iktisaden çok basit bir olaydır. Ancak hukuki düzenlemenin de mükemmel olması gerek. Lütfen kimse, bu dönüşümü fırsat bilip çamura yatmasın. Kendine veya müvekkiline menfaat çıkarmaya çalışmasın.
Zaten mahkemelerimizin iş yükü ağır, bir de onları sıfır atmanın yarattığı iddia edilen yapay hukuki meselelerle işgal etmeyelim. Çünkü ortada ‘gerçek’ hiçbir mesele yok.
Son Söz: Sıfırı çok olan paranın, itibarı az olur.