2015 yılında açılacak Dünya Fuarı (Word Fair) veya diğer adıyla EXPO ("exposition" yani sergi kelimesinin ilk dört harfi) için İzmir şehrimiz adaydı.
Son seçmede jüri, bu serginin İtalya’nın Milano şehrinde yapılmasını daha uygun gördü. Buna herkes üzüldü. Ben de İzmir’in tercih edilmemiş olmasına bozuldum; ama üzülmedim. Hatta içimden "verilmiş sadakamız varmış" dedim.
Necati Doğru, geçen cumartesi günü Vatan’daki köşesinde Çinli bir pazarlama uzmanının "İyi ki EXPO 2015, İzmir’de açılmayacak; fırsat kaçırmış değil, büyük tehlike atlatmışsınız" şeklinde özetlenecek yorumunu okuyunca, cesaretlendim ve bu yazıyı kaleme aldım. Çinli uzman, böyle sergi açmanın Türkiye’ye astarı yüzünden pahalıya gelecek bir macera olacağını söylüyor. Kısaca, buraya yapacağınız yatırımlar, asla geri dönmeyecek, üstelik sergi bittikten sonra başınıza "beyaz bir fil" kalacaktı diyor.
Biliyorsunuz beyaz filler, çok gösterişli, bakımı çok masraflı, ama hiçbir işe yaramayan hayvanlardır. Zaten azgelişmiş ülke ekonomilerinin başının bitten kurtulmamasının esas sebebi yatırımsızlık değil, "beyaz fil" türünden yatırımlar yapmasıdır. Bunlar, desinler diye yapılan, gösteriş yatırımlarıdır.
Eğer bir yatırımın "beyaz fil" olup olmadığını test etmek istiyorsanız, bu projeye yatırılan paranın, yaratılacak "net nakit akışının" kaç yılda geri alınacağını sorun. Eğer cevap, 7 yıldan uzunsa bilin ki bu bir beyaz fildir. Hele geri ödemesi yok, ama ülkenin tanıtılmasına ve turizme çok faydası vardır diye cevap veriliyorsa, bilin ki halkımız acı bir kazık yemiştir. Örnek Formula 1.
* * *
Dendiğine göre, 2015 Dünya Sergisi İzmir’de açılsın diye yapılan kulis faaliyetine 15 milyon (YTL mi, dolar mı neyse büyük bir para harcanmış). Bizim, dışarıda kulis veya lobi faaliyetinden anladığımız, uçaklar dolusu normalüstü yurdum vatandaşlarını yurtdışına götürüp, onların "bol Türk üstü az yabancı" şeklinde eğlenmelerini sağlamaktır. Bu kabil lobiciliğin başarılı olup olmadığının göstergesi de, oralarda tertiplenen eğlencelerin Türk medyasında ne kadar yer aldığıdır.
Bu sebeple lobi organizatörleri, gazete sayfalarına hükmeden medya mensuplarını bu gezilere götürmek için çırpınır durur. Hiçbir Allah’ın kulu da yapılan bu etkinliklerin yabancı medya tarafından ne boyutta ve ne bağlamda kapsandığını ölçmez. Metin içeriklerinin, maksada ne kadar hizmet ettiğini değerlendirmez.
* * *
Gelelim benim teklifime. Eğer EXPO 2015’in İzmir’de yapılmasına karar verilmiş olsaydı çok yatırım yapılacaktı. Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, anamuhalefet partisi genel başkanı bu projenin arkasındaydı. Yani siyasi gelişmeler ne olursa olsun önümüzdeki yedi yıl içinde ortalıkta uçuşan rakamlara bakılırsa, 10 milyar YTL harcanacaktı.
Şimdi bu para harcanmayacak. Ama İzmir’in dünyaya tanıtımı yoluyla Türkiye’ye daha fazla turist çekilmesi projesi en az eskisi kadar geçerliliğini korumaktadır. Öyleyse EXPO olmadı diye durmaya gerek yok. Gözden çıkarılan paranın yarısını, hatta dörtte birini fuar alanı değil, kentin kendisi için çalmadan çırpmadan, akıllıca harcayıp, İzmir’e sınıf atlatalım.
Son Söz: EXPO bir yıl, güzel bir kent bir ömür turist çeker.