Vergi almak anayasaya aykırıdır

PEK tabii, hiç bir ülkenin anayasasında böyle bir hüküm yok. Tam aksine vergi almanın, yol ve yöntemleri hakkında hükümler vardır. Bunların başında da, vergilerin kanunla konacağı kuralı gelir. Kanunları kim yapar? Millet meclisleri.

Vergi koyma veya kaldırma önerilerini kim yapar? Hükümet. Çünkü, ülke ekonomisini yönetme sorumluluğu ondadır. Bir ülkeyi yönetmek demek, herşeyden önce bütçeyi denkleştimek demektir. Ekonomi, zannedildiği gibi Merkez Bankası tarafından yönetilmez.

Merkez Bankası, ekonomik sistemin çok önemli bir kurumudur, o kadar. Bütçesi açık veren bir ülkeyi, hiç bir merkez bankası başkanı, krizden kurtaramaz.

Türkiye, özellikle son 10 yılda, çok kötü bir ekonomik performans sergiledi. Bunun bir nuralı sebebi de ‘‘açık bütçe’’lerdir. 2001 krizinin hasarlarını henüz tamir edemedik.

IMF'nin bütçe dayatmaları ve dahili sıcak paranın TL'ye dönüşmesiyle döviz fiyatları geriledi ve o sayede enflasyon düştü. Buna, iktisatçılar olarak hepimiz çok seviniyoruz.

Çünkü enflasyonla bir yere gidileceği yok. Şimdi tasamız, enflasyondaki bu düşüşün kalıcı olması. Bunu da kalıcı hale getirecek en önemli etken ‘‘bütçe denkliği’’. Adına ‘‘mali’’ veya ‘‘fiskal’’ politikalar denilen önlemler dizisinin özünde, devletin gerektiği kadar vergi toplaması gelir. Planladığı vergi gelirlerini elde edemeyen bir hükümet, açık finansmana baş vurur. İçeriden ve dışarıdan fahiş faizler ödeyerek borçlanır. Bunun sonucunda makro dengeler bozulmaya başlar. Gelsin yeni bir kriz, gelsin yeni bir fakirleşme süreci. Bu mu yapılmak isteniyor?

Amerika'nın, Irak'a müdahalesi başlamadan Meclis'te bir tezkere oylandı. Hatırlayanınız vardır herhalde. Amerikan askerlerinin Türkiye üzerinden Irak'a geçmesine izin vermedik. Verseydik; 8.5 milyar dolar hibe alacaktık. (Vermemekle çok iyi ettik kanaatında olanlardanım. Bugün de Irak'a asker yollama kararı almakla yanlış yaptığımız kanısındayım. İşin siyasi yönünü bir tarafa koyalım.)

Netice itibariyle, millet olarak 8.5 milyar dolardan vazgeçtik ve biz bu parayı kendi kaynaklarımızdan yaratırız dedik. İşte Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilen ‘‘Ek Taşıt Vergisi’’ bu kararımızın zaruri bir sonucudur.

Komik bir şekilde herkes, vergi iptal kararından çok memnun. Vergisini zamanında yatırmış olanlar, bunu nasıl geri alırım derdine düştü. Yatırmayanlar ise, her zamanki gibi kıs kıs gülmekte.

Arkadaşlar, akılımızı başımıza toplayalım. Kimin vergisini kimden esirgiyoruz.

Bütçe açıklarını kapamak için, ek otomobil vergisi alınmayacak da ne yapılacak? Ne istiyorsunuz? Petrole mi, elektriğe mi zam yapılsın?

Yoksa KDV ve ÖTV mi arttırılsın? Yoksa ‘‘buhran’’ vergisi mi konulsun?

Anayasa Mahkemesi'nin, iptal kararını niçin verdiğini bilmiyorum. Bilmek de istemiyorum.

Zaten, hukuk cahili olduğum için, anlatılanları anlamıyorum. Son zamanlarda Türkiye'de yapılan hukuki tartışmaları da ortaçağ papazlarının veya ülemanın kutsal kitap yorumları kadar absürt buluyorum.

Seçimler iptal edilsin tezi de zırvalıklardan biriydi. Neyse o atladı.

‘‘Hukuk sistemi, ülkenin önünü tıkıyor’’ ifadesine bütün kalbimle katılıyorum.

Son Söz: Hiç bir şeyin referansı, kendisi olamaz.
Yazarın Tüm Yazıları