Vatan sevgisi

VATAN, toprak parçasıdır. Soyunu sürdürmek isteyen her toplumun, bir vatana ihtiyacı vardır. Tarih boyunca yapılan tüm savaşlar, vatan için yapılmıştır.

Din savaşları da, toprak savaşıdır. Savaşlar ekonomik sebeplerle çıkar demek, savaşlar toprak için, yani vatan için yapılır demekle eş anlamlıdır. Eski tabiriyle iktisatta, istihsal ámillerine ‘toprak, emek ve sermaye’ denirdi. Üretim faktörlerine İngilizler de ‘land, labor and capital’ derler. Toprağın, altıyla ve üstüyle, aynen emek ve sermaye gibi, servet ve gelir kaynağı olduğu kuşkusuzdur. Hayvanlar aleminde de toprak parçası için kavga edilir. İcap ederse ölünür veya öldürülür. Vatan sevgisi, üzerinde yaşanan toprağı sahiplenme hissidir. Bu duygu, hem kalıtımsaldır hem de öğrenilir.

* * *

Her birey, bir ulusa mensuptur ve bir vatanda yaşar. Her bireyin bir bireysel kimliği, bir de ulusal kimliği mevcuttur. Kendini içinde yaşadıkları ulusa mensup görmeyenler, ya kafalarında ve gönüllerinde, kendilerine yeni bir ‘vatan’ seçmiştir; ya da üstünde yaşadığı topraktan kendileri için ayrı bir ‘vatan’ talep etmektedir.

* * *

Aydınların vatan sevgisi zayıf olur. Çünkü onlar, kendilerini dünya vatandaşı kabul eder. Onların vatanı, bir toprak parçası değil; tüm dünyadır. Ne var ki, böyle bir vatan yoktur. Tanım icabı vatan, dünyanın üstünde bir toprak parçasıdır, ama asla onun tamamı değildir. Kimsenin ‘vatansız olma’ yani ‘dünyayı sahiplenme’ ayrıcalığı yoktur. Zaten kimse de kimseye o hakkı vermez. Birey, vatanını değiştirebilir. Ama vatansız kalamaz. Yıllarca yurt dışında sorunsuz ve gönenç içinde yaşayanlar, o ülkenin vatandaşı olsalar dahi, eğer yaşadıkları yeri ‘vatan’ bellememişlerse, çıktıkları ülkeyi sahiplanmeye devam ederler. İşte bu, vatan sevgisidir. Sevmek, sevilmeyi istemektir. Vatanın onu sevmesini, onu kucaklamasını isteyenler, vatanlarını sevmeye devam ederler. Tek taraflı sevgi olmaz.

* * *

Yüreğinde vatan sevgisi duymak, kişinin ulusunu sevmesidir. Çünkü insansız toprak, vatan değildir. Vatan, bir kimliktir. Adı gibi soyadı gibi bir insanı tanımlayan en önemli özelliği, onun vatanıdır. Ermenilerin, doksan yıldır Türkiye’den sürülmüş olmalarını içlerine sindirememeleri, aslında bu topraklara duydukları vatan sevgisidir. Vatanından ayrılmak, ayrılmaya zorlanmak çok ağır bir cezadır. Üstelik çok da derin bir acıdır. Sevgilisi olmak, bireysel bir duygudur. Vatanı olmak ise toplumsal bir aşktır. Hiç bir evlat, babasının veya anasının sevgilisini özlemez. Ama her evlat, baba toprağına veya anasının vatanına hasret duyar. Kişinin kendisi bu dünyadan göç edip gitse de onun soyundan gelenler, hiç görmedikleri o toprakları merak eder. Atalarının vatanını sahiplenir. Diasporanın ateşli ve hırçın olması, tadamadığı vatan sevgisidir. Çünkü bireyler fani olsa da uluslar bakidir. Nesiller boyu vatan sevgisi sürer gider.

* * *

Vatan sevgisi, hafife alınacak bir şey değildir. Vatan sevgisi, aynı topraktan gelenleri ayıran değil, birleştiren bir duygudur. Yurt dışında Rum’u, Ermeni’yi Türk’e kolaylıkla kaynaştıran kimya, aynı vatandan gelmekten kaynaklanır. Kavga ettiren de vatanı paylaşamamaktır. Kavga dahi bir ilişkidir bir yaklaşmadır.

Türkiye, koskoca bir imparatorluktan geriye kalan son vatandır. Bu topraklar, Balkanlar’da, Kafkaslar’da, Arabistan ellerinde daha birçok yerde ‘benim de bir vatanım olsun’ diye yanıp tutuşmuş Türk ve Müslüman milyonların son güvenli limanıdır. Buna sahip çıkmaktan doğal ne olabilir?

Son Söz: Vatan sevgisini sen, bir de vatansıza sor.
Yazarın Tüm Yazıları