Paylaş
Yaklaşık 3 saatlik bir uçuştan sonra büyük komutan Anibal’ın ülkesi Kartaca’ya yani Tunus’a vardık. Tatlı serin bir hava bizi karşıladı. Tunus bizim dilimizde hem ülkenin hem de başkentin adı. Fransızcada ülkenin adı Tunisia, başkentin adı Tunis. 11 milyon nüfuslu Tunus, Türkiye’nin beşte bir büyüklüğünde bir ülke. Kuzey-Güney doğrultusu boyunca uzanmış, Kuzey Afrika’da yer alan bir Akdeniz ülkesi. Mevsim icabı da olsa gerek hemen her yer yemyeşildi.
ARAP BAHARI ÇABUK GEÇMİŞ
Modern Tunus’un kurucusu Habib Burgiba (1903-2000) dır. Burgiba tabiri caizse tam bir Atatürkçüdür. Burgiba, “bağımsızlık” için savaşmış, “laik” bir “ulus devlet” kurmuştur. Ama demokrasinin temellerini atamamıştır. Yerine geçen Zeynel Abidin de aynı politikayı sürdürmüştür. Abidin, adına “Arap Baharı” denilen halk gösterilerinden ürküp, yurt dışına kaçmıştır. Arap Baharı “Saray Darbesi” ne dönüşmüş, yerine Zeynel’in eski arkadaşı ve rakibi Bin Ali geçmiştir. Ülkede hem Arapça hem de Fransızca resmi dil gibi kullanılıyor. Tunuslular, her vesile ile “Light İslam” bir hayat tarzını benimsediklerini söz ve davranışlarıyla ortaya koymaktalar. Açıkçası ben, Tunus’ta ne bir “devrim” ne de bir “devrim sonrası” hava görmedim. Sadece ortalıkta gereksiz sayıda polis ve asker var. Devamlı araç durdurup evrak kontrol ediyor veya şoförlerden çorba parası tırtıklamaya bakıyor. Tunus, anladığım kadarıyla oligarşi (seçkinler) tarafından yönetiliyor.
KALKINMAK ZOR, GELİŞMEK DAHA ZOR BİR ZANAAT
Tunus ekonomisi yeterli döviz kazanamıyor. Paraları dövize dönüşmüyor. (konvertibl değil). Turist için Tunus’ta hayat çok ucuz. Yerli halk ise gelir düşüklüğünden şikâyetçi. Ben Tunus’u beklediğim gibi buldum. Güngör ise, duvara yaslanarak devamlı sigara içen gençleri gördükçe üzüldü durdu. Tunus, makûs talihini nasıl yener diye kafa patlattı. Tunus’ta tüketim malları kalitesi düşük olmakla birlikte, gözle görülür bir fakirlik yok. Medine dedikleri eski şehirleri ve fakir mahalleri hariç Tunus, Avrupai bir şekilde planlanmış ve inşa edilmiş, özellikle sayfiyeleriyle rahat yaşanılabilir modern bir şehir. Tunusluların temizlik standardı, Türkiye’den düşük. Taksiler ise aşırı pis. Taksi şoförleri, bizdeki gibi turist kazıklamak üzere eğitilmiş. Yine bizdeki gibi, şoförler “terbiyesiz ve tedbirsiz” araç kullanmayı “ileri sürüş tekniği” olarak kabul ediyor. Bütün bunlar bana çok yabancı gelmedi. Şüphe yok ki Tunuslular, medeniyetin kimyasını çözseler, daha yüksek hayat seviyesine ulaşırlar. Çünkü bu potansiyelleri var.
Son Söz: Bir baharla demokrasi olmaz.
Paylaş