Sık ümüğünü, al parayı

BDDK Başkanı Akçakoca, Kasım 2000'de başlayıp, Şubat 2001'de patlayan mali ve iktisadi krizden sonra, bankacılık kesiminin yeniden yapılandırılmasının ülkeye 43,6 milyar dolara mal olduğunu söyledi.

Bu miktarın 21,9 milyar dolarının ‘‘görev zararı’’ karşılığında kamu bankalarına, kalan 21,7 milyar doların da, özel bankalara şırınga edildiğini söylüyor. Hemen ilave edeyim, kamu bankalarının zararlarının tümü ‘‘görev’’lerinden doğmamıştır. Bu zararların çok önemli bir bölümü, kamu bankalarının ‘‘üstlerine vazife olmayan’’ kredilerden kaynaklanmıştır. Daha doğrusu, yetkili mevkilerde bulunan siyasilerin eş, dost ve akrabalarına ve (tabii biraz da kendilerine) çıkar sağlama ahlaksızlığından neşet etmiştir. Açıklanan bu zararlara, gün ışığına henüz çıkan İmar Bankası'ndaki inanılmaz ‘‘hayali/kaçak mevduat’’ rezaleti dahil değildir.

* * *

İktisadi olayları algılama sisteminin temelinde, ‘‘Lavazye’’ kanunu diye bilinen ‘‘Hiçbir şey yoktan var olmaz, varken yok olmaz; sadece hal değiştirir’’ ifadesinin yattığı kuşkusuz. Bu ilkeye dayanarak ‘‘Madem ki, ortada 43,6 milyar dolar aktarma var, öyleyse patronlar buna eşit miktarda servet edinmiştir’’ diye düşünülmektedir. Bu hükümden sonra da ‘‘Sıkalım bu patronların ümüğünü, kusturalım yuttukları paracıkları’’ denmektedir. Acaba, ümüğü sıkılacaklar sadece patronlar mıdır?

* * *

1. En büyük hünerleri, özellikle kamu bankalarından kredi alıp, gayri iktisadi yatırımlar yapmak olan egosu hormonlu şarlatan işadamlarının, bu kadar parayı batırırken, şahsen haksız servetler edindiklerinden hiç şüphem yok. Yaşantıları meydanda.

2. Bu, işten anlamaz işadamlarının ‘‘hukukun üstünlüğü’’ sayesinde zulaya attıkları haksız servetlerini tam hesap etmek mümkün değil. Bana çok kaba bir tahmin yap derseniz, azami 1,6 milyar dolar derim.

3. Kalan 42 milyar doların bir kısmı, iktisadi veya gayri iktisadi işletmelere yatırılmıştır. Bu işletmelerin (fabrika arazisi ve binaları, makine ve teçhizat, gemiler, kamyonlar, iş hanları vs.) iktisap değeri de bol kepçe tarafından 3 milyar dolar eder.

4. Lavazye Kanunu'na göre karşılığı bulunması gereken 39 milyar dolar zarar hálá karşımızda durmaktadır. Bunun en önemli kısmı, yüksek reel faizlerle ‘‘yerli ve yabancı’’ tasarruf sahiplerine gitmiştir. Bu konuda tahminim, 25 milyar doların buraya gittiğidir. Yani, iş hayatıyla hiçbir ilgisi olmayan masum (?) tasarruf sahiplerinin kursağından son 10 yılda 25 milyar dolar geçmiştir. Bu miktarın muhtemelen 5 milyar doları yabancı‘‘sıcak para’’ yatırımcılarına gitmiştir.

5. Geri kalan 14 milyar doların bir kısmı da, düşük faizle, hatta ‘‘eksi reel faizle’’ ödünç para alan ve bu paraları dahi ödemeyen çiftçi ve küçük esnafın cebine gitmiştir. Buradaki tahminim 4 milyar dolardır.

6. Muhtemelen 1 milyar dolar, fahiş ücret ve prim alan banka ve şirket yöneticileriyle, rüşvet alan kamu yöneticilerine gitmiştir. 3 milyar doların da işletme zararlarına, yani maliyetin altında satışla ve fuzuli giderlere harcandığını tahmin ediyorum.

7. Kalan yaklaşık 6 milyar doların da stopaj ve sair vergilerle devlet kasasına gitmiş olması gerekir.

Son Söz: İktisatta, her şeyin her şeyle ilgisi vardır.
Yazarın Tüm Yazıları