Servetin belgesi olur

DIŞİŞLERİ Bakanı Gül'ün açıklamasına göre, yolsuzluklarla mücade alanında, ‘‘ilk küresel uluslararası hukuk belgesi’’ niteliğindeki ‘‘BM Yolsuzlukla Mücade Sözleşmesi’’ 10 Aralık'ta Meksika'nın Merida kentinde imzaya açılmış.

Türkiye bu anlaşmayı derhal imzalayarak, bu konuda öncülük etmiş. Hayırlı olsun. Bu sözleşme, yolsuzlukların önlenmesi için bir dizi önleyici tedbirler alınmasını öngörüyor. Bunların en önemlisi ‘‘uluslararası işbirliği mekanizması’’nın kurulmasıdır. Bilindiği gibi, herhangi bir ülkede ve özellikle Türkiye gibi az gelişmiş ülkelerde cereyan eden büyük çaplı yolsuzluklardan elde edilen servetler, mutlaka yurtdışına çıkartılır. Eğer, kaynağı belli olmayan paralar bazı ülkelere rahatlıkla girebiliyor ve orada gizlenebiliyorsa, yolsuzluklarla mücadele çok zordur. Üstelik en büyük yolsuzluklar, kamunun dış alımlarında ve ihalelerinde yapılır. Bu durumda alınan rüşvetlerin, olayın cereyan ettiği ülkeye (mesela Türkiye'ye) hiç uğramadan İsviçre'de gizli hesaba gitmesi, genel kabul görmüş bir uygulamadır. Bu sebeple, yolsuzlukla mücadelede uluslararası işbirliği çok önemlidir. İnşallah, bu hafta imzalanan uluslararası sözleşmenin gerekleri yerine getirilir de ‘‘kara delik’’ler tıkanmış olur. Özellikle, kaynağı belirsiz servetlere ‘‘emin liman’’ vazifesi gören Güney Kıbrıs ve Avrupa ülkeleri bu sözleşmeye uygun mevzuat değişiklikleri yaparsa, geçmişte kaçırılmış paralara dahi el koymak imkan dahiline girer. Bu, işin uluslararası yönüdür.

Gelelim ulusal önlemlere. Şunu zihinlere yazalım ki; kayıtdışılıkla mücadele ile yolsuzluklarla mücadele birbirinden ayrılamaz. Bir ülkede ne kadar kayıtdışılık varsa, o kadar çok yolsuzluk olur. Kayıtdışılık, yolsuzluğun kolayca serpilip boy attığı verimli bir tarladır. Tohum atmasanız bile, o ortamda yolsuzluk otları kendiliğinden biter. Devlet adına yönetim ve denetim yapanlar, denetledikleri kişilerin kayıt içi kazançlarına ortak olamaz. Ünlü müteahhit Selim Edes'in, Emlak Bankası Genel Müdürü Engin Civan'a söylediği ve Türk edebiyatına geçen ‘‘Rüşvetin belgesi mi olur lan!’’ özdeyişi, yolsuzluk meselesinin kavranacak omurgasını gözümüze sokmuştur. Kısaca, kazançlar kayıt altındaysa, rüşvet vermek veya almak adeta imkánsızdır.

* * *

Yolsuzlukla mücadelenin, milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasıyla pek bir ilgisi yoktur. Esas mesele, halk arasında ‘‘Nereden buldun’’ diye bilinen, herkesin artan servetinin kaynağını açıklama mecburiyetinin getirilmesidir. Geçmişte Maliye Bakanı Zekeriya Temizel tarafından gündeme getirilen, ancak yapılan hoyratlıklar yüzünden uygulanma şansına kavuşamayan bu projenin hayata geçirilmesi şarttır. Nereden buldun sistemi oturtulmadan, yolsuzluklarla mücadele edilemez. Rüşvet gizli alınır ama asla gizli yenemez. Rüşvet yiyen kişinin servetini gizlemesi, bikini giyen hamile kadının şiş karnını gizlemesinden zordur. Rüşveti yiyen veya kayıtdışı zenginleşen veya kara para kazanan kişi, bu paraları mutlaka, ya tüketime ya da yatırıma dönüştürerek harcar. Kendisi sabretse; karısı, kızı, oğlu, yeğeni sabredemeyecektir. Bu paralar mutlaka, at, kat, yat, yalı, hisse senedi, tahvil, yeni fabrika, TIR, gemi, Mercedes, bol dış seyahat, yurt dışında tahsil, tedavi, dinlenme, ev bark alma, lüks mobilya, pahalı giyim, mücevharat, tablo, tombak şekilde kendini gösterecektir. Aman yanlış anlaşılmasın. Bu yukarıda yazdığım harcamaları, meşru kazançlarıyla yapanlara hiç sözüm yok. İktisat, kazanan ve kazandığını harcayan adamı sever. Bunun Turgut Özal'ın ‘‘Ben zengini severim’’ ifadesiyle bir ilgisi yok.

Yolsuzlukla mücadelede, en az faydası olan, hatta zararı faydasından çok olan yöntem, kamu yöneticilerinin ‘‘takdir hakkını kullanma’’ yetkilerini kısıtlamak ve onları denetim işkencesine maruz bırakmaktır. Hiç kimsenin şüphesi olmasın, gerçek rüşvetçiler, hiç ‘‘usul hatası’’ yapmaz. Zaten ülkede yeteri sayıda ‘‘çalınacak minarelere kılıf dikme üstadı’’ vardır. Bunların hizmetinde sınır yoktur.

Son Söz: Yolsuzluğa engel olmak isteyen, ardından koşmaz, önünü keser.
Yazarın Tüm Yazıları