PETROL fiyatları geçen yıldan beri artıyor. Bugünlerde varili 50 doların üstünde. Petrol fiyatları ve ekonomik gelişme konusunda uzmanlaşmış (?) kişilere göre, petrolün denge fiyatı, 28 dolar/varil.Halbuki, petrol fiyatlarının bu düzeye gerileyeceğine dair hiç bir emare yok. Tam tersine, özellikle Çin’den gelen büyük talep karşısında petrol fiyatlarının daha da yükselmesi kaçınılmaz. Üstelik Dünya petrol rezervinin yüzde 10’na sahip olan Irak’ta petrol üretimi henüz regulasına girmedi. Büyük üreticilerden İran’la Amerika arasında hır çıkma ihtimali var. İşler bu minval üzere giderse, petrol fiyatı düşmeyecek. Belki de, yeni bir küresel enflasyon dalgası yaşanacak. Bu dalga da muhtemelen ABD’den başlayacak. Ancak ondan sonra, petrolün ‘reel’ fiyatı, (yani ABD Doları’nın enflasyonuna göre düzeltilmiş fiyat) olması gereken düzeye gerilecek. Bugün irdelemek istediğim soru şu: Artan petrol fiyatları, 1970’lerde olduğu gibi dünyada bir enflasyon yükselmesine sebep olur mu? Bu enflasyon dalgası, hangi ülkelerde daha fazla kendini hissettirir? * * *Enflasyon, fiyatlar ‘genel’ düzeyinin artmasıdır. Petrol fiyatının artmasıysa, petrol denilen malın fiyatının ‘nispi’ olarak artmasıdır. Daha bu cümleden anlıyoruz ki; bir maddenin nispi fiyat artışıyla, fiyatlar genel düzeyinin artması tamamen farklı olaylardır. Daha açık bir değişle, petrol fiyatlarının artmasıyla, enflasyon arasında hiç bir zorunlu ilişki yoktur. Ancak, iktisadi hayatın kendisini gözlemlendiğinde böyle bir ilişki varmış gibi görünümler ortaya çıkmaktadır. Eğer, yukarıda yer alan ‘nispi fiyat artışı, genel fiyat düzeyi artışı getirmez’ önermesi doğruysa, niçin petrol fiyatlarının artması, enflasyonu arttırır endişesi vardır? Daha da kötüsü gerçekten de arttırır mı? * * *Petrol fiyatının nispi olarak artmasının, fiyatler genel düzeyini (enflasyonu) yükseltmesi için, bu iki bağımsız olayı birbirne eklemleyen bir ara süreç olması gerekir. Yani, petrol fiyatlarının nispi artışı, belli bir sosyo-ekonomik süreci tetiklemede, o süreç de enflasyonu yükseltmektedir. İşte bu süreç, artan petrol fiyatları karşısında kişilerin, satınalma güçlerinin gerilememesi için, karşı eylemde bulunmasıdır. Kişiler bu mukabaleyi, kendi ürettikleri mal veya hizmetin fiyatını arttırarak yaparlar. Mesela, yükselen benzin fiyatı karşısında, akşam cebinde kalan paranın azaldığını gören taksi şoförü, taksi tarifelerinin artmasını talep eder. Hatta bu talep genellikle, sadece artan benzin fiyatı kadar değil, ihtiyaten daha da fazla olur. Bu örnek kolaylıkla çoğaltılabilir. İşte bu davranış, nispi fiyat artışının, kendini koruma kaygusuyla tepki veren bireylerce genele fiyat düzeyine taşımasıdır. Yani enflasyon, bizzat ondan şikayetçi olan insanlar tarafından yaratılmaktadır.* * *Nispi fiyat artışıyla uç veren enflasyonun, yayılarak artmasına engel olmak için, merkez bankalarının ‘sıkı para politikası’ (para arzının daraltılması ve faizlerin arttırılması) uygulamaları gerekir diye bir ezber vardır. Her ezber gibi bu da belli şartlar altında doğru bir önermedir. Enflasyona karşı mücadelede esas önemli olan, kişilerin gelirlerini (ücret, kira, faiz ve kár) enflasyona endekslemelerine engel olmaktır. Bu bağlamda en önemli makro tedbir ‘sıkı máliye politikası’dır. Daha da önemlisi kamu ve özel sektörde ‘toplu sözleşme’lerin endekslemeye yer vermemesidir. Hakeza, kira ve faiz kontratlarında da endeklemeye izin verilmemesi şarttır. Ülkeler, bunları yapabildikleri nispette artan petrol fiyatlarının enflasyona sebep olmasına izin vermeyecektir.Son Söz: Peşpeşe gelen iki olaydan, önceki, sonrakinin sebebi olmayabilir.