‘‘Mind set’’

İNSAN zihni, bir bilgi işlemcisidir (prosesörü). Bu işlemciye giren bilgiler, prosesörün sistem kurgusuna ve mantığına göre işleme tabi tutulur.

Sonunda yine sistemde mevcut çıktı biçimlerinden birine uygun olarak karşımıza çıkar. Mesela kıyma makinesi de bir işlemcidir. İçine, et, ciğer, işkembe, but, tavuk, balık, ne atılırsa atılsın, hepsini kıyar ve makinenin aynasındaki deliklere göre şekillenip kıyma olarak tablaya dökülür. İşte insan beyni (donanım artı yazılımı) yani ‘‘zihin’’ de böyle bir prosesördür. İnsan beyni, yani fizyolojik yapısı bir donanımdır. Allah yapmasıdır. Yazılımının büyük kısmı ise insan yapmasıdır. Zihin yazılımına verilecek en uygun ad ‘‘kültür’’dür. Kültür, doğuştan sonra edinilen bilgi, beceri ve değer yargılarıdır. Yazının başlığı olan ‘‘mind set’’ deyimini veya Türkçe karşılığı olan ‘‘kafa yapısı’’nı bu anlamda kullanıyorum.

* * *

Başbakan Erdoğan, geçen hafta Gürbulak sınır kapısının yeni tesislerinin açılışına giderken, konvoyunda bir kaza oldu. Maalesef iki vatandaşımız hayatını kaybetti. Bu bilgi Başbakan'a geldi. Yani ‘‘bilgi işlemcisi’’ne girdi olarak kaydedildi. Başbakanımızın zihni çalıştı, bu bilgiyi işledi. Çıktı olarak şunu üretti (söyledi): ‘‘Bu kaza da gösteriyor ki; 15 000 km. bölünmüş yol yapma kararımız isabetlidir.’’ Her gün yüzlerce aracın geçtiği ve belki de şimdiye kadar hiç kaza olmamış bir dönemeçte, en tehlikeli seyir biçimi olan ‘‘siyasi konvoy’’da bir araç devriliyor. Bu olayı zihnine bilgi olarak alan Başbakan, bundan 15 000 km. bölünmüş yol yapmak gerekir çıktısı alıyor. Bu ‘‘mind set’’in içine bir başka bir bilgi de girmiş olsaydı, prosesör benzer bir sonuç üretecekti. Demek ki, hüküm üretmede önemli olan bilimsel anlamda nedensellik veya iktisadilik tahlili değil, kişinin kafa yapısıdır. İşin ilginç yönü, tıpatıp aynı hükmü, bundan birkaç yıl önce, o devrin başbakanı Mesut Yılmaz'ın ‘‘mind set’’i de üretmişti. O da bir trafik kazasından sonra, otoyollar yapılmazsa kazalar bitmez, demişti.

* * *

Başbakanlarımızın ‘‘mind set’’lerinin içinde, acaba hangi değer yargıları ve yap/yapma komutları var?

1. Herhangi bir trafik kazası için, sürücü hatasından oldu deme. Kaza yapan sürücü, onun yakınları, hemşerileri ve hatta tüm ülke sürücüleri böyle bir ifadeden alınır. Onlar senin seçmenlerindir. Seçmenini üzme.

2. Hiç kimse, başına gelenden sorumlu değildir. (Takdiri ilahinin yozlaşmış yorumu.) Suçlular, aslında mağdurdur. (Victimization theory.) Suçlular, kader veya bozuk düzen kurbanıdır. Mağdura kızılmaz, yardım edilir.

3. Başbakanlar, yaptıkları eserlerle anılır. Tarihe geçmek istiyorsan inşaat yap. Baraj yaptır, köprü yaptır, yol yaptır, bina yaptır, fabrika yaptır. En sonunda da kendine görkemli bir mezar yaptır. Bak, 5000 yıl önce ölmüş firavunlar, gömüldükleri piramitler sayesinde hálá yaşıyor. Ölümsüzlük, ancak ölümsüz inşaatlar yapmakla mümkün olur. Yönettiği ülkeyi (veya beldeyi) şantiyeye çevirmeyen başkan, başkan değildir.

4. İktidar, yani kudretli olmak, para harcamak demektir. Halk, para harcayamayan başbakana başbakan demez. Para harcamanın en kestirme yolu inşaat yapmaktır. Seni bu kudretten mahrum etmek isteyen dahili (Merkez Bankası) ve harici (IMF) bedhahlara karşı savaş. Onların, iktisadi gerekçelerle harcama gücünü kısıtlamasına izin verme.

Son Söz: İktisadi kalkınma, inşaat değildir.
Yazarın Tüm Yazıları