GEÇEN hafta Türkiye’de, kredi kartı yüzünden baştan çıkıp, borca batan ve sonunda intihar eden adamın hikayesi gündemdeydi.
Tesadüf geçen haftaki The Economist degisinde de İngiltere’de de aynı nedenle intihar eden bir adamın hikayesinin yer aldığı bir ‘kredi kartları’ haber-yorumu yayımlandı. Anlaşılan bu kredi kartları ve geciken ödemelere uygulanan fahiş faizler (İngiltere’de Sterline % 60’a kadar çıkan; Türkiye’de TL’ye % 110’a varan, ortalama % 65) her ülkedede sorun yaratıyor. Kredi kartları düzenlemelerinin ele alındığı şu günlerde, konuyu masaya yatırmanın tam sırasıdır.
1. ‘Kredi kartları’, ‘kredi’ kartı değildir. Yani kredi kartıyla, kredi alınmaz. Kredi kartı bir ‘ödeme aracı’dır. Onunla sadece ödeme yapılır.
2. Kredi kartlarının sağladığı ‘şimdi harca-sonra öde’ kolaylığı yaklaşık bir aydır. Bu bir aylık geç ödemenin faiz yükü de satın alınan malın veya hizmetin fiyatı içine daha önceden gömdürülmüştür.
3. Kredi kartlarının sağladığı ve aslında harcamayı yaparken faizinin peşinen hesaplanıp kendilerine bindirilen ‘bir ay sonra öde’ kolaylığını bazı vatandaşlar anlamaz. Kendini, bankanın ‘kredi müşterisi’ sanar.
4. Halbuki, kartı çıkartan banka, kredi kartı sahibine asla ‘kredi müşterisi’ gözüyle bakmaz. O yüzden kart verirken uzun boylu bir istihbarat yapmaya gerek duymaz. Kart hamilinin ‘kredibilitesini’ değerlemez. Aksi doğru olsa, müşterisine bu kadar yüksek faiz uygulamaz.
5. Kredi kartlarında uygulanan gecikme ‘faizi’, faiz değil ‘ceza’dır. Cezadan amaç, kredi kartı sahibini, kendisine verilen kartı, amacı dışında kullanmaktan caydırmaktır. Hukuk dilinde, uygulanan faiz yüzdesi, kredi kartı sözleşmesinin ‘niyet’ maddesinin, kart sahibince ihlal edilmesinin cezai şartıdır. Onun için de çok yüksektir.
6. Bankadan kredi isteyenler, bunu doğrudan yapmalıdır. Yani bankaya gidip, kredi talebinde bulunmalıdır. O zaman kredinin miktarı, süresi ve faiz yüzdesi üzerinde bir ‘anlaşma’ olur. Hem banka, hem de vatandaş böylesi fahiş faiz uygulamak veya ödemek zorunda kalmaz.
7. ‘Peşin fiyatına, kredi kartına taksit’ uygulaması, karışık bir işlemdir. Burada kendisine kredi açılan kişi, kart sahibi değil, satışı yapan firma (üye işyeri) olabilir. Daha yaygın olan uygulama ise, kart sahibine satıcı firmanın kredi açmasıdır. Her halükárda vádeli ödemenin faizleri, maliyetin, dolayısıyla fiyatın içine gömdürülmüştür.
8. Kredi kartlarının, sırf ödeme aracı olanına ‘debit cart’ (banka kartı) denir. Ancak, kredi kartı varken, debit kartı kullanmanın hiç bir avantajı yoktur. O yüzden bu kartların kullanımı son derece sınırlıdır.
9. Kredi kartıyla ATM’den nakit para çekmek, kredi işlemine çok benzer. Belki de kısıtlanması ve hatta yasaklanması gerekecek tek işlem bu olabilir. ATM’den nakit para çekmek, aslında bir ‘debit kart’ işlemidir.
10. Bankaların kredi kartı faaliyetini kısıtlamak, yani onlara ‘ağabeylik’ etmek isteyen BDDK’nın bu tutumu sorgulanmaktadır. Serbest pazar ekonomisinde ‘bırakın yapsınlar, bırakın geçsinler’ diye bir kural vardır; ama ‘bırakın batsınlar’ diye bir kural yoktur.