IMF kıvırtmaları

YİĞİDİ öldürmeden önce hakkını teslim edelim. Allah IMF’den razı olsun. Eğer arkasında IMF olmasaydı, Türkiye son dört yıl yılda yarattığı ekonomik ‘mucizeyi’ kesinlikle yaratamazdı.

Hem yazıya ‘IMF kıvırtmaları’ diye başlık atıp, hem de metne IMF’ye teşekkürle başladığıma bakıp, dalga geçtiğimi sanmayın. Gerçekten Türk ekonomisi, IMF’ye bağımlı bir haldedir. Bunun anlamı, biz ‘kamu kesiminin gelir-giderini dengeleme’ babında ne kadar şımarıklık yaparsak yapalım, IMF gelir bizi kurtarır demek değildir. Ama bilelim ki, mucizenin sebebi olan ‘yüksek faiz-düşük kur’ politikasını, IMF’nin desteği olmadan yürütemezdik. Bazı okurlarım soruyor: Yüzde kaç faiz, yüksek faizdir? diye. Yüzüncü kez tekrar edeyim: Avrupa Birliği bölgesinde, İsviçre’de, ABD’de, Japonya’da ve diğer ‘ekonomisi ciddiye alınan ülkelerde’ uygulanan faizlerin ortalamasını çok aşan faizler ‘yüksek’tir. Ciddiye alınan ülkelerde, kamunun reel borçlanma faizi yıllık % 2 dolayındadır. Banka mevduat faizleri, reel olarak yıllık % 3’ü geçmez. Kredi faizleri de reel % 5’i. Bunlar üst sınırdır. Bizdeki faizler hálá çok yüksektir. (Bu arada söylemeden geçemeyeceğim. Şu sıralarda çok konuşulan konut kredisi faizlerini, ‘aylık’ olarak ilan etmek gibi göz boyama hokkabazlıkları, Türk bankacılık sektörünün, ciddiyeti hálá kendine yakıştıramadığının en büyük kanıtıdır.)

* * *

Gelelim baş iktisatçısı Profesör Dr. Anne Krueger’in ağzından çıkan IMF kıvırtmalarına. Dünyanın ‘Düyun-u Umumiye’si IMF diyor ki:

1. Türk ekonomisinin karşı karşıya kaldığı en önemli tehlike, artan petrol fiyatları ve değerlenen Türk Lirası yüzünden, gitgide büyüyen cári (döviz) açıklarıdır. Sayın profesör, lütfen söyleyin. Bu Türk Lirası niçin değerleniyor? Bilim, ‘sebep-sonuç’ ilişkisini saptamak değil midir? Biz TL’nin aşırı değerlendiğini, bu yüzden cari işlem açıklarının arttığını, Türk sanayinin katma değer yaratan sektörlerinde ‘S.O.S.’ sinyalleri verildiğini biliyoruz. Biz sizden sebebini öğrenmek ve onu ortadan kaldıracak öğütleri duymak istiyoruz. Siz bize ‘durum tespiti’ yapıyorsunuz. Bizler burada zaten sabahtan akşama durum tespit ediyoruz.

2. Yazınızın ikinci paragrafında para politikasının ‘gevşetilmesi’ni yani faizlerin düşürülmesini uygun bulduğunuzu söylüyorsunuz. Dördüncü paragrafın başında da gelecek yıl enflasyon hedefini tutturmak zor olacak, onun için ‘Merkez Bankası’nın faizleri düşürmekte çok ihtiyatlı hareket etmesi’ uygundur diyorsunuz. Yani ne yapılmalı? Faizler indirilsin mi, bindirilsin mi? Sizin bu yaptığınıza, bizler burada arkadaş arasında ‘kıvırtma’ diyoruz.

3. Bizim buralarda Ali Rıza Bey ve Ayşe Hanım Teyze’ye akıl hocalığı yapan bir arkadaş var. Dediklerinizden ‘dolaylı vergiler artacak’ diye bir sonuç çıkarmış. Bu doğru değil, değil mi?

Son Söz: Okuyan, yazandan arif olmak gerek.
Yazarın Tüm Yazıları