HADİ kötü niyetten demeyelim, kafa karışıklığı yüzünden diyelim, bu güne kadar hiç bir oteli özelleştiremeyen Emekli Sandığı’nın amiral gemisi Hilton Oteli özelleşiyor.
Aslında bu bir özelleştirme değil. Çünkü Hilton zaten ‘özel’ yabancı bir şirkettir. Hilton firması, bu otelin işletmecisidir. Otelin kira süresi dolunca, yeni sahibin isteyeceği bedel yüzünden bu otelin, Hilton olarak varlığını sürdürme ihtimali sıfıra yakındır. Dolayısıyla söz konusu ihalenin doğru tanımı, ‘52 yıldır Hilton tarafından işletilen ve İstanbul’un turizm simgesi ve Türkiye’nin milli mirası haline gelmiş bir otelin binası ve arsası satışa çıkıyor’ olmalıdır. Burada anahtar kelime ‘arsa’dır. Adına yanlış olarak özelleştirme denilen bu gayrimenkul satışına, şimdiye kadar hiçbir otel özelleştirmesinde görülmemiş bir rağbet var. Buna sevinmek gerek. Ancak ihaleyi yapacak ilgilileri uyarmak istiyorum. Bu otel binasını ve arsasını alacak olanların verecekleri ‘çok yüksek’ bir fiyatın gerekçesi o emsalsiz arazi parçasınının ‘imar durumunu’ değiştirmek olabilir. İhalenin ádil bir şekilde yapılabilmesi ve maksimum fiyatın oluşması için arsanın ‘yeni imar durumunun’ şimdiden belirlenmesi ve tüm teklif sahiplerinin bunu önceden bilmesi gerekir. Bina ve arsası satıldıktan sonra, imar durumu değiştirilerek oluşacak ve aslında kamuya, ama şimdilik Emekli Sandığı’na ait bir ‘rantın’ özel bir kişiye transfer edilmemesi için bu şarttır. Park Otel faciası ve Gökkafes cinayeti tüm haşmetiyle karşımızda dururken, gerekli kararlar ve izinler şimdiden alınmalı ve kamuya açıklanmalıdır.
* *ÊÊ*
Türkiye, ister AB’ye tam, ister yarı üye olsun iktisaden gelişmeye devam edecektir. Önümüzdeki yıllarda, inatla sürdürülen ‘yüksek faiz-düşük döviz’ politikası yüzünden bir, iki kriz daha yaşanması muhtemelse de ‘gidişat’ değişmeyecektir. İktisadi kalkınmanın, emlák fiyatlarını en çok arttıracağı şehir de İstanbul’dur. Çünkü, İstanbul, Türkiye’nin tek dünya şehridir. İstanbul’da büro kiraları ve emlak fiyatları geçim maliyetine göre kıyaslandığında düşüktür. The Economist dergisinde yer alan bilgilere göre, İstanbul’da 1 metrekare büronun yıllık kirası 250 dolar iken, bu rakam Londra’da 2000, Paris’te 1000, Moskova’da 750, Frankfurt’ta 700 ve New York’ta 550 dolardır. Yani kiralar ortalama % 75 daha düşüktür. Yine The Economist’in saptamasına göre, İstanbul’da ‘geçim maliyeti’ New York ve Moskova ile hemen hemen aynıdır. Avrupa’dan ise, ortalama % 25 daha ucuzdur. Bu fark kapanacaktır. Türkiye küresel sistemin bir parçası haline geldikçe, İstanbul’da faaliyet gösteren yabancı firma sayısı artacaktır. Yabancılar için İstanbul, Taksim-Maslak arteri ve çevresi demektir. Bu arterin en kıymetli noktası da, ‘Kongre Vadisi’ndeki Hilton Oteli’nin üzerinde oturduğu arsadır.
Son Söz: Bana imar durumunu söyle, sana fiyatını söyleyim.