Paylaş
Durumu özetleyelim: İşçi sendikası, işverenle çalışma şartları üzerinde anlaşamamış. İşverene “taleplerimizi kabul etmezsen, biz de toplu olarak işi bırakır, THY’de gelir kaybı yaratırız; bu kayıptan canınız o kadar yanar ki; sonunda dayanamayıp taleplerimizi kabul edersiniz” demiş. Ancak anlaşılan olaylar sendika yönetiminin umduğu gibi gelişmiyor. Çünkü çalışanların önemli bir kısmı (yeni toplu sözleşmenin getireceği ek hak ve menfaatten mahrum kalmayı göze alarak) grev süresince çalışmaya devam ediyor. Amerikan iş hukukunda buna “right to work” (çalışma hakkı) denir. Sendikalara göre bu bir hak değil düpedüz “grev kırıcılığıdır”. THY’deki grevinin sebepleri arasında, usulsüz grev dolayısıyla işten atılanların işe iadesi var. Müzakere masasına tekrar oturulduğunda, bu sefer de “grevde geçen süreye ait ücretlerin ödenmesi” talebi ortaya konacaktır. Bir belalı uyuşmazlık maddesi daha çıktı.
SERBEST PAZAR EKONOMİSİ VE KOLLEKTİF İŞ HUKUKU
Emeğin fiyatı olan ücret dâhil, her fiyatın piyasada serbestçe oluşması gerekir diyen kapitalizm ile “toplu müzakere-toplu sözleşme” hakları arasında bir çelişki var mıdır? Bu konuda iki görüş mevcuttu. Birincisi, işçilerin grev gibi bir yaptırım silahıyla, işverenlerle ücret pazarlığı yapmaları, işçi ücretlerini olması gereken düzeyin üstüne çıkartır teziydi. İkinci ve genel kabul edilmiş olan da, bireysel pazarlık güçleri düşük işçiler, ancak birlikte pazarlık ettiklerinde, ücretlerin olması gereken düzeyde oluştuğu teziydi. Yani fiyat mekanizmasının işlemesi sağlanıyordu.
KÜRESELLEŞME KARŞISINDA SENDİKACILIK
Bilinen şekliyle işçi sendikacılığı dönemi bitmiştir. Bunun da iki sebebi vardır. Birincisi, üretimde pazarlık gücü zayıf kol işçiliğin öneminin azalmış, bireysel pazarlık gücü yüksek kafa işçiliğinin öne çıkmış olmasıdır. İkincisi, küreselleşme yani uluslararası ticaretin serbestleşmesidir. Sanayide, ulusal sınırlar ortadan kalkmıştır. Eğer işçi sendikacılığı da küreselleşebilseydi, belki kendine yeni düzen içinde bir işlev bulabilirdi. Bu olamamıştır. Dolayısıyla ulusal düzeyde yapılan grev tehditli ücret pazarlıkları, ülkelerin rekabet gücünü düşürmektedir. Ulusal sendikalar, artık salt ücret pazarlığı yapmaktan vazgeçmelidir. Bunun yerine, çalışan ve müşteri güvenliğini öne çıkarmalı ve üyelerinin bireysel pazarlık gücünü arttıran kurumlar haline dönüşmelidir.
Son Söz: İşine geleni değil, işini yap.
Paylaş