Gezi Parkı eylemini tadında bırakmak

Başbakan Erdoğan’ın benimsediği “çoğunlukçu” demokrasiye meğer “Zombi Demokrasi” deniyormuş.

Haberin Devamı

Ben bunu yeni öğrendim. Zombi, “yaşayan ölü” demektir. Aziz Nesin’nin ilk kez radyo için kaleme aldığı “Yaşar, ne yaşar ne yaşamaz” adlı bir oyun vardı. “Ne yaşar-ne yaşamaz” zombinin bir türüdür. Demek ki bir yerde demokrasi “hem var-hem yok” olabiliyor. Halbuki mantık bize bir şey “ya vardır-ya yoktur” der. Bu yaman çelişki “şey”in (mesela demokrasinin) tanım farkından doğar.

YÖNETİM Mİ,YÖNETİŞİM Mİ?

Amerika’nın nüfusu 1860 yılında sadece 31 milyondu.  Bu ülke 1861-1865 yılları arasında en az 620 000 kişinin öldüğü çok kanlı bir içsavaş yaşamıştır. Savaşın sona erdiren Abraham Lincoln, sadece bir sayfa uzunluğunda olan ünlü Gettysburg Söylev’inin sonunda “Halkın, halk için, halk tarafından yönetilmesi için kurulan hükümetler ilelebet payidar olacaktır” der. Bu önerme, demokrasinin tarifi olarak da kabul edilir. Bu cümledeki kritik kelime “people” yani “halk” tır. Yani ilelebet payidar olacak hükümet, halk tarafından seçilen değil, “halk” hükümetidir. Demek ki
Lincoln, halkın hükümet etmesini öngörmektedir.
Öyleyse demokrasi bir “yöneten seçme” süreci değil, bir yönetişim sistemidir.

MUHALEFET İKTİDAR ORTAĞIDIR


İster Ankara’da Meclis içinde, ister İstanbul’da Taksim Gezi Parkı’nda olsun, muhalefet edenler aslında iktidar ortağıdır.  Her iktidar,
eğer zombi demokrat değilse,  muhalefetten etkilenir. Nitekim “Gezi”, gençliğin muhalefeti sayesinde “şimdilik” park olarak kalmıştır. Çok da iyi olmuştur. Bu, küçük ama anlamlı “yönetişim” deneyimidir. Ancak Atatürk Kültür Merkezi’nin onarımı, eski ve yeni Kültür bakanları öyle olacak dese de yıkılacaktır. Çünkü “kusuruna bakılmazsa”, değişmemekle mağrur Başbakan, yönetişim tanımamaktadır.

SORUMLULUK BÖLÜŞÜLMELİ

Eğer demokrasi bir yönetişim ise ki, öyledir; Türkiye’nin her yerinden Gezi direnişine, fiilen ve fikren katılanlar gençler, Başbakan’ı “yönetişime” ısındırmalıdır. Dış dinamikler yüzünden ekonomi miz yalpalamaya başlamıştır. Ülkenin bir fakirleşme sürecine sürüklenmemesi için siyasi ortamın yumuşatılması lazımdır. Gezi direnişini omuzlayanlar, bilimi rehber alan laik karakterleri ile temayüz etmiş ve bu nedenle laik Batı’nın sempatisini kazanmıştır. Çapulcular(!) bu soylu eylemin, “lümpen
çapulcu-luğuna”
dönüşmesine izin vermemelidir.
Son Söz:  Herkes, kendine yakıştığı gibi davranır.

Yazarın Tüm Yazıları