ECZACIBAŞI, Harvard Üniversitesi'nden Juaz Enriquez'in yazdığı ‘‘Gelecek Peşinizde’’ adlı kitabı dilimize çevirtip yayınlatmış. Sanayicilerimizin, düşünce hayatımıza katkıda bulunmak için yaptıkları bu kabil çalışmaları takdirle karşılıyorum.
Esasen EczacıbaşıAilesi'nin genlerinde, bilime, sanata ve kültüre yatkınlık kromozomları var. Dr. Nejat Eczacıbaşı'nın İstanbul Festivali'nin yaratılması ve yaşatılması için sarfettiği enerji ve elde ettiği sonuç, bu düşüncemi doğuran olaydır.
* * *
Gelecek Peşinizde, ‘‘dünya hızla değişiyor, sakın kaçırmayın’’ teması üzerine kurgulanmış ve özellikle genetikle ilgili gelişmeleri vurgulayan bir uyarı kitabı. Ben, kendi hesabıma hiçbir zaman ‘‘değişmeyen tek şey, değişimdir’’ fikrine abone olmadım. Hatta tam tersine evrenin sırlarının değişmeyenlerde saklı olduğuna iman etmişimdir. O kadar ki, ‘‘HiçBir Şey Değişmiyor’’ diye bir konuşma hazırlayıp birkaç toplantıda sunuş yaptım. Tabii dinleyenleri üzdüm. Değişim türküsünü sürekli söyleyenleri, yüzeysel ve züppe bulurum. Bu ruh haletine ‘‘yenilikçilik fetişizmi’’ adını uygun görüyorum. Yeni ve değişik olan her şeye hayran düşüp, gözü başka şey görmemek gibi bir tutku bu. Son okuduğu makale ve kitapla birlikte ‘‘dünyası değişen’’ insanların, değişimi anladıklarını da sanmıyorum.
* * *
Kitabın genel havası hakkında çok da övücü olmayan şeyler söyledikten sonra, biraz da ‘‘yiğidi öldür, hakkını yeme’’ ilkesine göre iyi şeyler söyleyeyim. Kitap son derece kolay okunan (ben bile iki saatte okudum) bir eser. Sayfa düzeni ise, öğrenmeyi kolaylaştıran, adeta sanatsal bir tasarım. Bir bakıma sözcüklerle resim yapılmış. İnşallah, bundan sonra başka kitaplar da bu tarz dizilir ve benim gibi özürlüler bile okuyabilir. İçeriğinde, özellikle değişim fetişistleri için, her ortamda satabilecekleri bol malzeme var. İktisadi bahislerde yer alan tablolarda da çok anlamlı kıyaslamalı bilgiler mevcut. 1999'da yazılmış kitabın benim için en önemli bölümünde şunlar yazıyor: ‘‘Az gelişmiş ülkeler önümüzdeki yıllarda enflasyonu düşürebilir, yolsuzluklarla başedebilir, devlet harcamalarını azaltabilir, özelleştirmeleri tamamlayabilir; ama hálá fakir kalabilir.’’
* * *
İşte burası çok önemli. Çünkü bir süredir aynı soru benim de kafamı kurcalıyordu. İktisat yorumcuları, yazdıklarıyla ve söyledikleriyle, acaba topluma, enflasyon düşer, yolsuzluklar azalır, devlet harcamaları küçülür ve özelleştirmeler gerçekleşirse, halkın refahı kendiliğinden artar gibi bir hava mı verdi(k)? Yazar, milletlerin ancak ‘‘katma değeri yüksek’’ yani ‘‘teknolojik bilgi içeren’’ mallar üretip, bunları ‘‘ihraç ederek’’ zenginleşebileceğini vurguluyor. Nihai tüketim malları üreterek ve ihracatını bunlara dayanarak arttıranların, makro ekonomik başarılarına rağmen, fakir kalmaya devam edebileceğini söylüyor. Pek tabii yazarın sözleri, enflasyonu boşverin, yolsuzluklara göz yumun, bütçe açıklarını arttırın, özelleştirmeden vazgeçin anlamına gelmiyor. Ne olur ne olmaz bu açıklamayı ekleyeyim dedim. Bazıları lafı tersten anlıyor da...