Fırsat kapısı: Çin

SON yüzyıl, ‘Uzak Doğu’nun, ‘Uzak Batı’ya dönüştüğü çağdır. Önce Japonya, sonra Güney Kore, Tayvan (ada Çin), Malezya, Singapur ve Hong Kong, şimdi de Çin (kıta Çin), ‘azgelişmiş’ ülkeler kümesinden çıkıp gelişmiş ülkeler arasına katıldı.

Çin hálá bir ‘Komünist Parti’ tarafından yönetilen en kalabalık ‘kapitalist’ ülke’.Pek tabii komünist ve kapitalist bugün ne anlama geliyorsa. Çin’e gidip gelenler, özellikle Şanghay’ın ufkunu, gökdelen inşa etmeye yarayan kule vinçlerin kapladığını söylüyorlar. Ancak Çin’in diğer bölgelerini de görenler, ‘emsali görülmemiş kalkınma’nın ülkenin tamamına yayılmakta olduğunu anlatıyorlar.

Her şeye rağmen Çin’de halkın refahı, Batı düzeyinin çok gerisinde. Gidecekleri yol uzun. Çin’de muhakkak iktisadi duraklamalar, hatta krizler yaşanacaktır.

* * *

En az on yıldır, ABD Doları, 8.11 Çin Yuanı’na eşitti. Çin, parasını özellikle düşük değerde tutuyor ve ihracatta avantaj sağlıyordu. Bundan bunalan ABD ve diğer zengin ülkeler, parasının değerini artırması için Çin’e baskı yapıyordu. Çarşamba akşamı Çin, yuanın, dolara olan bağının bittiğini ilan etti. ‘Ancak yuanın değeri üzerinde devlet kontrolü devam edecektir’ dedi.

Bu karar sadece bir başlangıç. Çin’in ucuz mal ihracatı pek çok ülke sanayiini tehdit ediyor. Tehdidin esas muhatabı, zannedildiği gibi yerli sanayinin patronları değil, işçileridir. Çin rekabeti karşısında fabrikaları kapansa bile patronlar, hayatlarının geri kalan kısmını ithalatçılıkla veya rantiye olarak rahat geçirebilirler. Ama sanayinin mavi ve beyaz yakalı işçilerinin böyle bir şansı yoktur.

Mühendislikte ve işletme yönetiminde becerisi düşük fabrikalarda çalışanların para kazanmak için tek şansı, ciddi ücret indirimlerine razı olarak maliyeti düşürmektir. Çin rekabeti ‘tüketicinin işine geliyor, üreticinin işine gelmiyor’ ifadesi ise tamamen yanlıştır.

Bir ülkede, üreticiler ve tüketiciler diye iki ayrı kütle yoktur. Herkes; devlet memurları, emekliler ve rantiyeler hariç, hem üretici hem de tüketicidir. ‘Tüketicilerin’ maaşlarını da üreticiler kazanıp öder.

* * *

Çin’in 2004 yılı ihracatı 593, ithalatı 561 milyar dolar; yani ticaret fazlası sadece 32 milyar dolar. Demek ki Çin, mal ihraç etmek isteyenler için bir fırsat ülkesi. Mesela, işçisine çok yüksek ücret ödeyen; ama firmalarının mühendislik yetenekleri yüksek olan Almanya’nın Çin’e yaptığı ihracat 30 milyar, Çin’den ithalatı ise 24 milyar dolar.

Japonya da Çin’e 94 milyar dolarlık ihracat yaparken, Çin’den 74 milyar dolarlık ithalat yapıyor. Güney Kore’nin rakamları çok çarpıcı. Kore’nin Çin’e ihracatı 62, Çin’den ithalatı 28 milyar dolar.

Son Söz: Kapı açıksa, hem girilir hem çıkılır.
Yazarın Tüm Yazıları