Paylaş
Yani firmanın faiz ve amortisman giderleri ile ödeyeceği vergi sıfır olsaydı, ulaşacağı kâr rakamıdır. VÖK ise “Vergi-Öncesi-Kâr” demektir.
İŞ İDARESİ NEYDİ
Hocalarımız ve ustalarımız bize, VÖK’ü yani firma kârını istikrarlı bir şekilde arttırmanın, firma yönetme mesleğinin en önemli başarı kıstası olduğunu bellettiler. Bu düstur halka açık şirketlerde “hissedarlara en fazla değer yaratma” (best value for the shareholders) kıstası ile de örtüşüyordu. Çünkü kârını arttıran firma, daha çok temettü (kâr payı) dağıtıyor, firmanın borsa değeri de temettü oranına göre yükseliyordu. Böylece hissedarların hem gelirleri hem de servetleri aynı anda artıyordu. Bunu sağlayan yöneticiler de abat oluyordu.
İŞ İDARESİ NE OLDU
1980’den ve özellikle 1990’lardan sonra küreselleşme ile birlikte, uluslar arası dev firmalar, doyuma ulaşmış iç pazarlarından çıkıp, dünyaya açılmaya başladı. Bunlar, sektörü ve kâr etmeyi biliyordu. Onların ihtiyacı, yeni girecekleri ülkede, mümkün olan en yüksek piyasa payıyla işe başlamaktı. Bunun için kârlı olmasa da önemli piyasa payı olan yerel firmaları çok iyi fiyatla satın almaya başladılar. Böylece ucuzcu bir rakip de kendiliğinden elimine oluyor ve firmanın fiyat zammı yapma imkânı artıyordu. Durumu çakan yerel patronlar, “ürünlerini değil, firmalarını satarak” servete kavuşmaya yöneldi. Görüldü ki; küçük ama kârlı olmak değil, kârsız ama pazar payı büyük olmak para ediyordu. Onlar da hemen büyümeye yöneldiler. Büyüme, borç ve yatırımla oluyordu. Bu da faiz ve amortisman giderlerini arttırıp, kârı düşürüyordu. Bunu kamufle etmek için FAVÖK icat edildi. Kârsız şirketlere sakal bıyık takılıp, kârlı görünümü verildi. Firma değeri FAVÖK’ün 10 katıdır denince de zarardaki şirketler çok yüksek bedelle sahip değiştirdi Herkes zengin oldu.
ŞİMDİ NE OLACAK
Yabancıya gelin gidemeyen “kârsız büyümeci” yerel firmalar ciddi sıkıntıya düştüler. Üstelik bu firmaların başında kâr etmeyi bilmeyen patronlar ve yöneticiler var. Bunların kurtuluşu, yine de “satılmaktan” geçiyor. Ama alıcı diye ortada dolaşan “paralı yatırımcılar” da iş bilmiyor. Bu firmalara şimdi kâr etmesini bilen yöneticiler gerek.
SON SÖZ: Kâr etmeyen büyüyemez; büyümeyen kârı sürdüremez.
Paylaş