Ey Ayemef!

Kardeşi Dünya Bankası’na olanı saymazsak, IMF’ye borcumuz yok.

Haberin Devamı

Yine üyelik anlaşmamız gereği olacak, Türk ekonomisi hakkında rapor yayınlamış. Bunda da bir hayır var zahir. Zaten dedelerimiz ne demiş “Allah, bir ülkeyi IMF’ye muhtaç etmesin; ihtiyacı olduğunda da IMF’siz bırakmasın”. Rapor bir yağlama ile başlıyor. 2012 yılını maşallah çok iyi idare ettiniz diyor. Büyüme hızının % 2,2’ye düşmesine hiç değinmiyor. Ardından 2013’te % 3,8; 2014’te de %3,5 büyürsünüz diyor.

AMA...

Diplomatik raporların içeriği ama’dan sonra başlar. Rapor, söze, Merkez Bankamızı faiz işinde icat çıkardığı için eleştiriyor. Hükümete de “tüketimi kısıcı” maliye politikası izleyin diyor. Tüketimi kısmak için kredi hacmini daraltın bunun için de TL’nin faizini arttırmak gerekir diyor. Raporda ısrarla, Türkiye’nin “cari açık bağımlısı” haline gelmiş olmasının, ekonomisinin en büyük “kırılganlık” sebebi olduğunu vurgulanıyor. Bu, sıcak para kullanma iptilanız yüzünden, gelişmiş ülkeler
aksırınca, siz yatağa düşecek kadar hastalanıyorsunuz diyor... Hazine Müsteşarlığı sitesinde yayınlanan rapor 15 maddeden oluşuyor. Maddelerin çoğu, gazetelerde her gün yer alan “sağlıklı yaşam” kuralları gibi genel doğruları tekrarlıyor. Her ülkeye uyar cinsten.

TL FAİZİNİ ARTTIRMAK,
DÖVİZ FAİZİNİ
DÜŞÜRMEKTİR

Türkiye’de yatırımların fizibilitesi “Dolar veya Euro” ile hesaplanır. Çok büyük bir kısmı da “Dolar/Euro” cinsin kredi ile finanse edilir. Buna devletin yaptığı özelleştirme ve sair ihaleler de dâhildir. TL faizinin artması döviz fiyatlarının sabit kalmasını hatta düşmesi sonucunu doğurur. Üstelik anapara taksitleri geri ödenirken bazen kur farkı kazancı oluşur. Zaten TL ile ne kamu ne de özel sektör uzun vadeli borçlanamaz. Çünkü tasarruf sahipleri faiz getiren TL’li yatırım araçlarına uzun vadeli bağlanmaz. 2003-2007 arasındaki “yüksek faiz-hızlı büyüme” zıtlığının açıklaması budur.

İÇ TÜKETİM KISILMAK
İSTENİYORSA, TL FAİZİ
DÜŞÜK OLMALIDIR

Türkiye’de iç tüketimi kısacak mekanizma, TL kredi miktarını kısıtlayıp, faizini düşük tutmaktan geçer. TL faizi düşük olunca, “döviz fiyatı” istikrarlı bir şekilde yükselir. İthal mallarının fiyatı derhal ve yerli malların fiyatı da pahalı ithal girdisi dolayısıyla bir süre sonra artar. Artan fiyatlar iç talebi düşürür. Cari açık da kapanır. Pek tabii gelirlerin “dövize” veya “enflasyona” endekslenmemesi şarttır.
SON SÖZ: SEBEBİ BİLMEYEN, SONUCU AÇIKLAYAMAZ.

Yazarın Tüm Yazıları