ENFLASYONDA belirgin bir kıpırdanma var. Bir zamanlar birlikte ekonomi şovları yaptığımız dostum Asaf Savaş Hoca, Vatan gazetesinde yayınlanan “Enflasyon Gelişmeleri” başlıklı yazısını söyle bitirmiş: “Özetleyelim. Kötü haber: Hayat pahalılığı artıyor. İyi haber: Talep baskısı gözükmüyor. Durum budur.”
Acaba? Hazır Asaf pasını vermiş ben de biraz top zıplatayım bari! * * * Önce biraz “bir kelime, bir kavram” oyunu oynayalım. 1. Enflasyon, şişme demektir. Pekiyi, iktisat sözlüğündeki enflasyonda şişen nedir? Cevap: Para miktarıdır. Daha özel anlatımıyla para miktarının milli gelirden daha hızlı artmasıdır. Çoğalan paranın yarattığı ek satın alma gücü, aynı oranda çoğalamayan mal ve hizmetlerin fiyatlarını yukarı çeker. Böylece sağlanan nominal denge, her maldan her zaman bulunmasını sağlar. 2. Yani, enflasyon fiyat artışlarının kendisi değil, sebebidir. 3. Gelelim pahalılığa. Pahalılık, kişinin gelirini, fiyat artışları kadar arttıramaması sonucunda daha az tüketime mecbur kalması halidir. Eğer bir kişinin geliri, enflasyondan (fiyatlar genel düzeyinden) daha hızlı artmışsa, o kişi için hayat ucuzlamıştır. Pahalılık izafidir. 4. Tüketici Fiyat Endeksi, hayat pahalılığını ölçer dense de hayat pahalılığını değil, geçim maliyetini ölçer. Bunun İngilizcesi, “Cost of Living” dir, “Expensiveness of Living” değildir. 5. TÜFE veya ÜFE endeksleriyle ölçülen fiyatlar genel düzeyindeki artışın, “enflasyon” yani para miktarının şişmesinden başka da sebepleri vardır. Bunların başında da dünyada petrol ve ham madde fiyatlarının artması gelir. Ayrıca hava şartlarına bağlı olarak tarım ürünlerindeki fiyat dalgalanmaları enflasyonu etkiler. Sendikalaşma veya devalüasyon da fiyatları (yani enflasyonu) yükseltir. 6. Türkiye’de petrol ürünlerinin fiyatları üç çarpandan oluşur: a. Petrolün dolar cinsinden fiyatı. b. Doların TL cinsinden fiyatı, c. Petrol ürünlerinin tüketiminden alınan vergiler. 7. Bu üç çarpan fiyatları arttırdığı gibi, düşürebilir de. Yani hem dünyada petrol fiyatları geriler, hem TL değerlenir hem de devlet petrol üzerinden alınan vergileri dondurur veya azaltırsa enflasyon düşer. 8. Petrol ve diğer ham madde fiyatlarındaki oynamalar fiyat endekslerine giren tüm mal fiyatlarında oynamalara sebep olur. 9. Gelelim cari açığa. Türkiye’nin cari işlem açığının artmasının, enflasyon üzerinde bir yükseltici bir de düşürücü olmak üzere iki etkisi vardır. TL’nin değerlenmesi, başta petrol olmak üzere ithal mallarının fiyatını düşürür. Diğer yandan sisteme ek bir satın alma gücü kazandırarak fiyatları yükseltir. Yani talep baskısı yaratır. 10. Asaf Hoca’ya “talep baskısı yok” dedirten düşük kira artışının sebebi, düşük faizdir. Düşen faizler konut üretimini arttırmış üstelik “paranın faizi, mülkün kirasını belirlediği” için kira artışları yavaşlamıştır. 11. Araba ve ev satışlarına bakılırsa talep canlıdır. Talep canlıysa baskısı da vardır. Ama bu baskının etkisini ucuz ithalat telafi etmektedir. Son Söz: Sıcak parayla gelen, sıcak parayla gider.