Enflasyon sarmalı

Ekonomik oluşumların kavranması güç olan iki özelliği vardır.

Haberin Devamı

Birincisi, kısa vadede olumlu sonuç veren bir önlem, uzun vadede olumsuz sonuçlara sebep olabilir. Mesela “sıfır reel faiz”, ekonominin durgunluktan çıkmasına iyi gelir. Ancak uzun süre reel faiz sıfır dolayında kalırsa hükümette, iş adamlarında ve halkta “borçtan korkmama” huyu gelişir. Bu da kamuda rantabl olmayan “çılgın projelere” girişilmesi sonucunu doğurur. Ayrıca arsa-borsa fiyatları balon yapıp patlamasına sebep olur. Geliri giderini karşılamayan yatırımlar, finansman maliyeti sıfır olsa bile, yatırılan anaparayı geri ödeyemez. Olimpiyat tesisleri gibi yatırımlar, ülkelerin başına beladır. İktisadi olayları izlerken kavranması daha güç olan ikinci ilişki, “sebeple-sonucun” birbirini kovalamasıdır. Bu hale “sarmal” denir. “Ücret-fiyat” ve “devalüasyon-enflasyon” en sık rastlanan, durdurulması çok zor belalı sarmallardır.

ENDEKSLEME

Haberin Devamı

Sarmalları yaratan ve sürdüren politikaya “endeksleme” denir. Mesela “enflasyon kadar ücret zammı” politikası en masum görünen muzır bir endekslemedir. Endeksleme ile ekonomiyi yönetmenin ustası (!) ve kurbanı Brezilya’dır. Bu yüzden 60 yıldan fazla yüksek enflasyon illetinden kurtulamadılar. Bu dönemdeki Brezilya’nın maliye bakanlarından biri “enflasyonla mücadele edemiyorsan, onunla birlikte yaşamasını öğren” diyerek endekslemenin kitabını yazmış ve çuvallamıştı. Brezilya’da bir süre mevduatının anaparası bile enflasyona endekslenmişti. ODTÜ mezunu Profesör Dr.İbrahim Eriş (1944 Bafra) bir süre Brezilya Merkez Bankası başkanlığı yaptı. O, bu endeksleme belasını iyi bilir. Dr. Eriş, yurda son gelişlerinden birinde Türkiye’de ölçme birimi olarak Dolar veya Avro kullanılmasının fiyatları “dövize endekslemek” anlamına geldiğini bundan vazgeçilmesi gerektiğini söylemişti.

DÖVİZ FİYATLARI ARTIŞI ENFLASYONU YÜKSELTİR

Döviz fiyatları artışının enflasyona sebep olmasına “geçiş” deniyor. Merkez Bankası bunu % 15 olarak hesapladık demişti. Bu kabil ilişkiler pek hesaba gelmez. Geçmişte gözlemlenen bir oranın gelecekte aynen tekrar edeceği varsayılamaz. Çünkü ekonominin seyrini “geçmişte olanlar değil, geleceğe dair beklentiler” belirler. Doların yükselişi, enflasyonu; o da ücretleri etkileyecektir. Etkinin sınırlı kalması ve ilişkinin bir sarmala dönüşmemesi için bugünden tezi yok, halka bu yıl “reel gelirlerin” düşebileceğini söylemek gerekir.
Son Söz: En kötü vaat, tutulamayacak olandır. 

Yazarın Tüm Yazıları