Paylaş
İster milli, ister dini, ister içtimai olsun, bayramlar güzel günlerdir. Çünkü insanlar, o günlerde kendileriyle ilgili olarak sevindirici hiçbir şey cereyan etmemiş olsa bile “bayram eder”. Zaten bayramların, iktisadi canlılık yaratmak veya siyasi/dini propaganda vesilesi olma dışındaki sebebi hikmeti de insanlara sevinecek bir fırsat yaratmasıdır.
¡¡¡
Ben 70’i devirdiğime göre, artık orta yaşı geçmiş sayılırım. Hani, “İnsan 7’sinde ne ise 70’inde de odur” diye bir deyiş vardır. Bu ne kadar doğrudur, bilmiyorum. Ama insanın, çocukluk döneminde, özellikle ailesinden tevarüs ettiği değer yargılarının, karakterinin teşekkülünde önemli bir rol oynağı kesindir. Ben çocukluğumda, ne ailemden ne de okuldan hiç dini eğitim almadım. Orta yaşlarıma gelince, dinleri ve özellikle içinde yaşadığım ve kimlik olarak ait olduğum İslam’ı merak ettim. Bir süre, iktisadi makaleden çok,
dini yazılar okudum. Sayısı azalmakla birlikte hâlâ da okurum.
¡¡¡
Bu yıl Ramazan ayında, geçmiş yıllara kıyasla, radyo, TV ve yazılı basında İslami yayınlar inanılmaz dozda arttı. Adeta bardaktan boşanırcasına gökten İslami bilgi yağdı. Şurası muhakkak ki, Türkiye’de gelecek nesiller, bizim kuşaklardan daha fazla dindar olacaktır. Çünkü bu yağmurda ıslanmamak mümkün değildir. Nasıl Laik/Hıristiyan ülkelerde yaşayan Müslümanlar çoğaldıkça, kültürel ayrışma ve çatışma artıyorsa, günün sonunda da Türkiye Batı ülkeleriyle ilişkini arttırdıkça onlardan uzaklaşacaktır. “Milli Görüş” de budur herhalde.
¡¡¡
Dinlerin sebebi hikmeti, sonsuz ömürlü toplumların, sonlu ömürlü insanlardan teşekkül etmesinden doğan çatışmaları önlemektir. Dinler, bunun için insanlara, bu dünyadaki hayata, öbür dünyadaki ebedi hayat da eklenirse, onların da “sonsuz ömürlü” olduğunu söyler. Böylece “parça/fert” ile “bütün/cemiyet” arasındaki yaşam süresi farkı ortadan kalkar.
¡¡¡
Yeryüzünde inançsız insan yoktur. Ama dinsiz insan vardır. Dinsiz olduğu için de dinlerin tanımladığı Tanrı’ya inanmaz. Ama bu, onların Tanrıya inanmadığı anlamına gelmez. Dinlerin tarif ettiği Tanrı, icabında mucize gösterir. Dinsizlerin inandığı Tanrı ise asla mucize göstermez. O, düzenin kurucusu ve bekçisidir. Peygamberler dâhil, kimsenin de mucize yaratmasına izin vermez. Dolayısıyla dinsizlerin Tanrı’dan özel bir beklentisi yoktur. Dindarlar, ise başları sıkıştıkça Tanrı’dan özel bir muamele, kısaca bir mucize bekler. Beklenen mucizeler ortaya çıkmadıkça, dindarların inancı zayıflar; dinsizlerin ise inancı kuvvetlenir.
Son Söz: Kul inanır, Tanrı inanmaz.
Paylaş