Paylaş
Fitch bu not indirmeyi, İtalyan seçimlerimden işe yaramaz bir sonuç çıktığı için yaptı. Bir bakıma İtalyanlara “ayağınızı denk atın, bir süredir başbakanlık yapan Monti’nin çizgisinden sapmayın” mesajı verdi. Yaklaşık 3 yıldır Avrupa’da, adına galat olarak “borç krizi” denen sürdürülemez bir iktisadi açmaz dönemi yaşanıyor. En vahimi Yunanistan (ve yavrusu Güney Kıbrıs’ta) olmak üzere İtalya, Portekiz ve İspanya “sürdürülemez“ bir kamu finansmanı girdabına kapılmış haldedir. Sürdürülemez demek, kelimenin anlamı gereği, bu halin bir sonu var demektir. Öyleyse, Avrupa ekonomileri er veya geç “sürdürülebilir” bir duruma dönüşecektir. İsterseniz buna “dananın kuyruğu mutlaka kopacak” diyelim. Koptuğu zaman dana acıdan delirecek ne yaptığını bilmez hale gelip kendine ve çevresine zarar verecektir. İktisatçılara düşen görev, “dananın kuyruğu kopmadan” bu girdaptan en az hasarla nasıl çıkılabileceğini göstermek, siyasetçilere düşen görev de bunu uygulamaktır. Ben de durumdan vazife çıkardım, kuyruk koparmadan danayı ahıra sokmanın yolu “reel faizleri sıfıra” indirmektir. Bunun için her şeyden önce Avrupa Merkez Bankası para basıp tahvil almalıdır diyorum. Kendim için bir şey istiyorsam namerdim. Ay! ben insanları çok severim.
AVRUPA’DA DURUM NİÇİN SÜRDÜRÜLEMEZ
Lafı uzatmadan, bir bakıma ekonominin termodinamik kanunlarından olan iki temel ilişkilerden bahsedeyim.
1.Devlet tahvilinin reel faizi, o ülkenin milli gelir büyüme hızından yüksek olamaz. Olursa, bu sürdürülemez.
2.Bankaların mevduata verdiği faiz, devlet tahvili faizinden düşük olamaz. Olursa, bu sürdürülemez.
Şimdi örnek olsun diye İtalya’daki duruma bakalım. Milli Gelir artıştı yok, tersine % 2 milli gelir azalması var. Devlet tahvillerinin reel faizi % 3. Bankaların mevduata verdiği reel faiz sıfır dolayında. Yani özel bankalar devletten daha güvenilir. Bunlar son yıllarda oluşan en iyi değerler, genelde rakamlar bundan kötüdür. İtalya’nın bütçe açığının milli gelire oranı % 3, Kamu Borcu’nun milli gelire oranı % 130. Bu durum değişmezse, her yıl İtalya’nın kamu borcu % 2 (bütçe açığı kadar) artarken, milli geliri % 2 azalacak; Borç/Milli Gelir oranı % 4 yükselecek. Devlet tahvili sahipleri, milli geliri % 2 azalan, yani emek gelirlerinin düştüğü bir ülkede, reel olarak % 3 faiz geliri elde edecektir. Bu da gelir dağılımını, fakirler aleyhine bozacaktır. Kısaca “biri yerken-diğerleri bakacak” ve kıyamet olmasa bile dananın kuyruğu buradan kopacaktır.
Son Söz: Devleti batan ülke, ayakta duramaz.
Paylaş