Geçen haftayı, Londra’da aylaklık ederek geçirdik. Tarihçi ve arkeolog yeğenim Dr. Gül Pulhan’ın tavsiyesi üzerine, Imperial War Museum’da ‘The Economist Group’ tarafından finanse edilen ‘Lawrence Of Arabia’ sergisini gezdim. İyi ki gitmişim. Anlatayım.
Birinci Dünya Savaşı 1914-1918 yılları arasında cereyan etmiştir. Bu harpte Osmanlı Türkleri, aralarında İngilizlerin de bulunduğu düşman kuvvetlerine karşı yurdu savunuyordu. Türkleri arkadan vurmak için bundan daha iyi bir fırsat olamazdı. İngiliz’ler de bu fırsatı kullandılar. Lawrence 1888-1935 yılları arasında yaşamış bir İngiliz ‘kışkırtma ajanı’dır. Casusluğunu ‘arkeolog’ kisvesi altında sürdürmüştür. 70 yıl önce bir motosiklet kazasında hayatını kaybeden Lawrence, Osmanlı vatandaşı Müslüman Arap’ları, 1916 yılında Müslüman Osmanlı Türklerine karşı ayaklandırmıştır. Hatırlamakta fayda var. Ermeniler için yürek parçalayan bir faciaya, Türkler için dinmeyen bir vicdan azabına dönüşen 1915 Tehçir’ine sebeb olan Ermeni isyanı da aynı devreye rastlar. Sergide, Lawrence’in ‘Hayatı ve Efsanesi’ni iyice öğrendim.
* * *
Anlatacaklarımın bundan sonrası ilginç. Amerikan Genel Kurmay Başkanlığı, silahlı kuvvetlerin komuta kademesine, okumaları gereken 100 kitaplık bir liste yayınlamış. Bu listenin ikinci sırasında Lawrence’in ‘Aklın Yedi Sütunu’ (Seven Pillars of Wisdom) yer alıyormuş. Beni esas şaşırtan, serginin girişindeki panoda, bu kitapta yer alan öğütlerin, Irak harbini yürütme stratejisi olarak Amerikalılarca benimsendiğinin iftiharla ilán edilmesiydi. Lawrence, 90 yıl önce şöyle demiş: ‘Kendi ellerinizle çok fazla bir şey yapmaya kalkmayın. Sizin (İngiliz Ordusu’nun) mükemmel bir şekilde yapabileceğiniz bir işi, Arapların orta bir seviyede yapması, daha iyidir. Bu, onların savaşıdır. Sizin burada bulunuşunuzun sebebi, onlara yardımdır. Savaşı, onlar için kazanamazsınız’. Lawrence kitabında, Arap başkaldırısı karşısında bocalayan Türk kuvvetlerinin içine düştüğü bunalıma da işaret ediyor ve şöyle devam ediyor: ‘Zaman, isyancılardan yanadır. Orta Doğu’da ayaklanma bastırmak, insanın, yüzüne gözüne bulaşan berbat bir iştir. Üstelik çok yavaş ilerler. Bu, aynen bıçakla çorba içmeye benzer’
* * *
Amerika, Lawrence’in tavsiyesine uyarak, Irak harbini, bir ‘Irak-Amerika’ savaşı olmaktan çıkarma stratejisi uyguluyor. Bu sebeple, Şii Arapları ve bilhassa Kürt’leri, Sünni Araplara karşı kışkırtıp, örgütlemişler. Şimdi de onlara her türlü yardımı yapıyorlar. Bu anlattıklarımdan sonra, Irak’ta ve Türkiye’de olanları yeniden düşünün, bundan sonra olacakları kestirmeye çalışın. Vardığınız sonuçları, beyaz bir sayfa üzerine yazın. (Devam edeceğim.)
Son Söz: Amerikalı bile olsan, dış politikada, İngiliz’den al dersini.