BİLİNDİĞİ gibi 2001 yılının son günlerinde, Arjantin kamu borçlarını ödeyemeyeceğini ilan etti. Pek tabii, kıyamet koptu. Ülke içinde ödemeler sistemi durdu.
Halkın döviz mevduatı, düşük kurdan ulusal paraya çevrildi. Bankalardan para çekişlerine sınırlama getirildi. Milli gelir yüzde 20 düştü ve nüfusun yarısından fazlası fukaralık çizgisi altına düştü. Tek kelimeyle Arjantin çuvalladı. Bir şirketin veya ülkenin borçlarını ödeyemeyecek hale düşmesine İngilizce’de ‘default’ (okunuşu difolt) deniyor. Yani firma veya ülke defolu hale geliyor. İtibarsızlaşıyor. Bitmeyen servet ‘itibar’ olduğuna göre, servet kaybına da uğruyor. Fakirleşiyor. Hem de bunun etkisi yıllarca sürüp gidiyor. Türkçede ‘default’a karşılık gelen bir kelime yok. Ben bunun yerine ‘acze düşmek’ tabirini kullanıyorum. Acze düşen ülke, mümkün mertebe iade-i itibar etmek için, alacaklılarıyla masaya oturup, moda tabiriyle borçlarını yeniden yapılandırmaya çalışıyor. Yani borçlarının bir kısmını sildirmek, kalanı da uzun vadeli ve düşük faizli hale getirmek için pazarlık ediyor. Acze düşmek, adı üstünde utanılacak bir durum. Buna rağmen, zaman zaman bazı ülkeler veya firmalar gerçekten acze düşüyor. Numaradan acze düşmek olmaz. Bu kangren olmamış bacağı kestirmek gibi bir aptallık olur. Her ülke son ana kadar acze düşmemeye çalışır. Ancak, acze düşmek önlenemez hale gelmişse, bunu geciktirmenin de faydadan çok zararı vardır. Gecikmiş acze düşmelerin firmaya veya ülkeye maliyeti daha yüksektir.
* * *
Osmanlı İmparatorluğu, borçlarının anaparası 5.3 milyar franka dayanıp, 300 milyon frank tutan yıllık faizleri dahi ödeyemez hale gelince, Ekim 1875’te Ramazan Kararnamesi yayınladı. Bu kararnameyle birlikte taksitlerin ancak yarısını ödeyebileceğini ilan etti. Bu sözünü tutamadı. 1876 Mart’ında dış ve iç borç ödemelerini tamamen durdurdu. 1881 Eylül’ünde alacaklı ülkelerle bir araya gelindi. 20 Aralık 1881’de Muharrem Kararnamesi’yle alacaklılarla anlaşıldığı ilan edildi ve ‘Düyun-u Umumiye-i Osmaniye’ (genel borçlar) İdaresi kuruldu. Bu teşkilat marifetiyle yabancılar, Osmanlı Devleti’nin gelirlerinin önemli bir kısmını toplamaya ve bunları alacaklarına mahsup etmeye yetkili kılındı. Lozan Antlaşması’yla, Düyun-u Umumiye ortadan kaldırıldı. Osmanlı borçları, Osmanlı Devleti’nden ayrılarak kurulmuş devletler arasında bölüştürüldü. Cumhuriyet Hükümeti 1954 yılına kadar bu borçlardan payına düşeni ödemeye devam etti.
* * *
Arjantin, 175 yıllık Latin Amerika tarihinde beş, Brezilya yedi ve Venezüella dokuz kez acze düşmüş. Bir bakıma acze düşmede sabıkalılar. Rusya da 1998 Ağustos’unda acze düşmüştü. Arjantin’in bu seferki ‘borçları yeniden yapılandırma’ müzakereleri başarıyla sonuçlanmış gibi duruyor. Üstelik bu müzakereleri götürdüğü son üç yıl içinde ekonomisi de bir hayli toparlandı. Geçen yıl, % 8.3 büyüdüler, 3.6 milyar dolar cari işlem fazlaları ve 21 milyar döviz rezervleri var. Faiz ödemeleri çok düşük olduğu için bütçe dengesini tutabiliyorlar. Ancak, henüz yolun başında sayılırlar. Arjantin’in, yüksek reel faizlerle nasıl adım adım acze sürüklendiği ve bu olayın dünya finans çevreleri ve ekonomisi için ne anlama geldiğini bir başka yazıda anlatacağım.
Son Söz: Tecrübe, başa gelen değil, alınan derstir.