Paylaş
Hâlbuki 10 yıldır iktidarda bulunan AKP’nin iktisat politikası “cari açığın sürdürülmesi” üzerine kuruludur. Bu dönemde ülkeye 350 milyar dolar yabancı tasarruf ithal edilmiş ve toplumumuzun “harcanabilir milli geliri” bu kadar artmış ve fiilen harcanmıştır. 10 yıllık toplam cari açığın, 10 yıllık toplam milli gelire oranı yaklaşık %5 tir. 2012 yılında milli gelirimizin, (cari açık azalması) sayesinde % 2.2 arttığı pazartesi günü açıklandı. Bu durumda Türkiye’nin 10 yıllık milli gelir artış hızı ortalama yılda % 4.9 oluyor. Bu 1923’ten bu yana oluşan büyüme hızına eşittir. Demek ki; son 10 yılda halkın harcamaları, kendi yarattığı katma değerle eski hızında artarken, başka milletlerin tasarruflarını yiyerek bir o kadar daha artmıştır. Bu kadar yabancı tasarruf yurda girmemiş olsaydı, Türkiye, bugün pek çok alt ve üstyapı yatırımını yapamamış (ve siyaseten daha da önemlisi) halkın refah düzeyini bu kadar arttıramamış olurdu.
ALLAH KİMSEYİ GÖRDÜĞÜNDEN GERİ KOMASIN
Her yıl verilen cari açık, üst üste toplanarak birikimli dış borcu oluşturur. Cari açığın 2012 yılında yaklaşık % 4 düşmesinin ödünü, iç piyasa daralması yüzünden, büyüme hızının %8.8’den, % 2.2’ye düşmesi oldu. Ama kümülâtif cari açık yine arttı. 2012 yılı girerken “Hedefimiz cari açığı düşürmektir, ileri!” denilmişti. Bu yılki hedef ise, daha hızlı büyümek için, “cari açığın bir miktar artması olarak” belirlendi. Çünkü 10 yıldır izlenen “finanse edilebildiği sürece, cari açık sorun değildir” politikası ekonomide yapısal bozukluk yaratmıştır. Tabiri caizse, ekonomimiz “borç kolik” olmuştur. Dış borç alamazsa, krize girecek hale gelmiştir. Bu sarmaldan da çıkmak mümkündür. Ama bunun bir bedeli olacaktır. Hepimiz geçmişe kıyasla daha iyi yaşamaya alıştık. Şurası bilinsin ki; ithalatı azaltarak değil, ihracat artışıyla, cari açık daralsa bile, ülkede harcanabilir milli gelir düşecektir. Es kaza cari açık sıfırlanırsa, AKP’nin iktidarda kalması bile tehlikeye girebilir. Hele, hele cari fazla vermek hedeflenirse, akıbet kaçınılmazdır. Bakan Çağlayan’ı ve İhracatçılar Meclisi yöneticilerini ikaz ediyorum. Cari açığı azaltacak önerilerini biraz törpülesinler.
Son Söz: Kötü dengeden çıkmak da, dengesizlik yaratır.
Güler yüzlü iktisat hocası Erdoğan Alkin
İktisat, hüzünlü bir bilim dalıdır. Kâhinleri de kıyamet tellâlıdır. Kırk yıllık arkadaşım Erdoğan Alkin farklıydı. Neşeliydi, iyimserdi. Onu da ebediyete uğurladık. Erdoğan’ı görüp konuştukça hep içim açılırdı. Hiç kötümserlik yaymadan, fikirlerini ve yorumlarını topluma sundu. Bu kubbede hoş bir seda ve Kerem ile Emre gibi iki güzide evlat bıraktı; uçup gitti. Huzur içinde yatsın.
Paylaş