Can sıkıcı bir yazı, ben olsam okumam!

Ege CANSEN
Haberin Devamı

Canımayandığım, şimdi sıkı bir Susurluk yazısı yazmak vardı ya... Çetelerin devleti veya devletin çeteleri diye söze başlayıp, asla kimsenin yazarına toz konduramayacağı satırlar döktürmenin tam zamanıydı. Yazının sonunu, ilerici, aydın, sanat tüketen, çevreci, hayvan muhibbi, doğa aşığı, demokrat, hukukun üstünlüğüne inanan bir kişi olarak ‘‘Ey halkım! Seni çok seviyorum’’ diye bağlayabilirdim. Tabii, (artık bi zahmet) siz de beni çok severdiniz. Veya sözü, gönülden bir ‘‘merhaba!’’ ya da ‘‘kendine iyi bak dostum’’ diyerek noktalayabilirdim. Ama yapmayacağım. Hayatı, kendime zorlaştırmak huyundan vazgeçmeyeceğim. Ya da Refah'ın kapatılmasını yorumlardım. Yazının ilk bölümünde Erbakan'ın devlet adamına yaraşır davranışlarını, ikinci bölümünde Anayasa Mahkemesi kararını överdim. Sonunda kafam bozuk ayağına yatıp ‘‘Avrupa, Avrupa! Kendine gel, aklının ermediği işlere karışma’’ diye milliyetçi bir kesik atardım. Kısaca, ‘‘reyting’’imi artırmak için ne gerekse onu yapardım. Ama yapmayacağım. Oturup size ‘‘servet artışlarının ve faizin vergilendirilmesi’’ üzerine bir yorum yazacağım. Oh olsun!

***

Bildiğiniz gibi şahıslar (yani sen, ben, o) bu yıl ilk defa, ‘‘faiz gelirlerimizi’’ eğer belli bir miktarı aşmışsa, beyan edecek ve üzerinden ‘‘gelir vergisi’’ ödeyeceğiz. (Bu yazı, bir beyanname hazırlama kılavuzu değildir. Aman şaşırmayın. Kimin, hangi faiz gelirini nasıl beyan edeceği, hangi diğer gelirleriyle birleştireceği, vergi yükünü ve mahsupları nasıl hesap edeceği ‘‘vergi uzmanları’’nın bileceği bir iştir. Onlara danışmadan hareket etmeyin.) Biz işin esasına geçelim: Faiz geliri nedir? İktisadi anlamda faiz geliri, faizi getiren ‘‘anapara’’nın, yıl sonunda ulaştığı tutardan, enflasyon karşısında uğradığı aşınma düşüldükten sonra kalan kısmıdır. Bir örnekle açıklayalım. Bir milyar liralık bir anapara, bir yıl boyunca faiz getirse, içinden hiç yenmese ve yıl sonunda faizli bakiyesi, 2.2 milyar liraya ulaşsa, ilk bakışta ‘‘görünen faiz geliri’’ 1.2 milyar liradır. Eğer o yıl enflasyon yüzde 100 olmuşsa, anaparanın aşınması 1 milyar liradır. Bunu görünen 1.2 milyar liralık faizden düşersek, geriye 200 milyon liralık ‘‘gerçek’’ faiz kalır. İşte vergiye tabi olması gereken ‘‘faiz geliri’’ budur. Maliye Bakanlığı, 1997 içinde elde edilen ‘‘görünen faiz’’ gelirinden ‘‘gerçek’’ faiz gelirinin tam olarak nasıl hesaplanacağını, yakında bir tebliğ çıkartarak açıklayacakmış. Görünen faiz gelirlerinin enflasyondan arındırma yüzdesi, 1997 enflasyonu olan yüzde 99'dan küçük olacak. Çünkü, bütün anaparalar, bir ‘‘tam yıl’’ aşınmaya tabi değil. (Buraya kafayı fazla takmayın. Maliye ne derse, o olur.)

Şimdi gelelim ‘‘servet değer artışı’’ vergisine. (İngilizcesi, Capital Gain Tax.) Bundan bir süre önce, hisse senetleri değer artışları da vergiye tabi olacak diye bir rüzgâr esti. Kanun çıkmadığı için, bu kazançların vergilendirilmesi sanki 1999'a kaldı. Neyse, Servet Değer Artışı Vergisi, her tür servetin değerinde ortaya çıkan artışın vergilendirilmesini derpiş eder. Yani, hisse senedi, arsa, bina, tablo, antika ve servet saklamaya yarayan her şeyin ‘‘alış’’ ve ‘‘satış’’ fiyatı arasındaki fark, ‘‘Servet Değer Artış Vergisi’’ mevzuuna dahildir. Çıkacak kanunun kapsamı ne olacak, kısa süreli alım satımlarla, uzun süreli elde tutuş değer farkları nasıl mütalaa edilecek bilmiyorum. Ancak ‘‘alım-satım fiyat farkları’’nda, aynen yukarıdaki ‘‘gerçek faiz’’ hesabına benzer bir enflasyon düzeltmesi yapılacaktır. Servet vergisi, muhtemelen ‘‘tek yüzdeli’’ bir vergi olacaktır. Az ya da çok servet edinmek, öncelikle bir ‘‘tasarruf’’tur; özendirilmesi gereken bir iktisadi davranıştır. Ayrıca ülkemizde ‘‘sosyal güvenlik’’ sistemlerinin dişe dokunur bir güvenlik sağlayamadığı bir gerçektir. Halkın en büyük ‘‘sosyal güvencesi’’ sahip olduğu menkul ve gayrimenkul değerlerdir. Servetin vergilendirilmesi hassas bir konudur. Aşırılığa kaçmamak gerekir. Bu yazının son sözünü bana hocam Memduh Yaşa aktardı. Sahibi, Paul L.Beaulieu.

SON SÖZ: Fazla vergi, vergiyi öldürür.














Yazarın Tüm Yazıları