HEM şimdilerde, hem de daha önce yapılan kavşak düzenlemelerinin hepsi, inşaat sırasında sıkıntı verir. Ama sonunda mutlaka bir rahatlama getirir.
Yapılanların kaça çıktığı veya bunlardan kimlerin mamalandığı gibi netameli konulara hiç girmiyorum. Zaten ihalede kural, "araçlar kavşağı dönmeden, ihalecilerin köşeyi dönmesi"dir. Geçen hafta, kent içi trafiği düzenlemenin ve iyileştirmenin kavşak inşa etmekten ibaret olmadığı yazdım. Hatta şunu söyleyebilirim. Alt-üst geçit yapımı, trafiği düzeltme adına yapılacak en kolay iştir.
* * *
Kent içi trafiğini düzenlemek, herşeyden önce bir "medeniyet" projesidir. Medeniyet, şehir planlama, hukuk ve iktisat demektir. Bir şehri planlamak, imár etmek, orada kanunları hákim kılmak ve bütün bunları iktisadi bir mantık içinde başarmak, muhteşem bir senfonidir. Bestesinden, icrasına müthiş bir yorgunluk gerektirir. Kullanılacak aletlerin başında da "fiyatlandırma" gelir. Şehir trafiğini rahatlatmak için, yolları boşaltmak, yolları boşaltmak için de özel arabaların kent içine girişlerini "pahalılandırmak" gerekir. Ben trafik meselesini bu tarz işlemeye hazırlanırken bir de baktım, trafik sıkışıklığının suçlusu bulunmuş: Köprülerdeki gişeler. Gişeler, şehir dışına çıkartılmalıymış. Daha önce de yazdım. Eğer gişeler yüzünden köprü ve onu besleyen yollar tıkanıyorsa, niçin gişe olmayan yönde ve üstelik ek şeritlerin açıldığı sabah saatlerinde Anadolu yakasından Rumeli tarafına geçişlerde çevre yolları kilometrelerce tıkanıyor ve neredeyse öğleye kadar açılmıyor?
* * *
Köprü çıkışında veya girişinde gişelerde ödeme yapılması, pek tabii belli bir yavaşlamaya sebep olur. Bu yavaşlamayı ortadan kaldırmak üzere "OGS" (Otomatik Geçiş Sistemi) kuruldu. Kurulan bu elektronik ödeme yöntemi, dünyada uygulanan en mükemmel sistem. Üstelik paralı geçişe göre yüzde 20’de ucuz. Buna rağmen yeterince yaygın değil. Neden? Çünkü Rauf Tamer’in "O kafa" dediği anonim zihniyet, OGS’yi, devlet bankalarına faizsiz mevduat toplama sopası haline getirdi. Yapılan bu engelleme yetmiyormuş gibi, birilerinin hatırı kalmasın diye bir de KGS zırvalığı çıktı. Sadece bir "ödeme aleti" olan OGS’yi yaygınlaştırmak için yapılması gereken şudur: OGS cihazları, herhangi bir araçla ilişkilendirmeden, kişilerin "kredi kartlarına" bağlanarak isteyene satılmalıdır. Bunu da tüm bankalar yapabilmelidir. Böylece, aynı OGS cihazıyla, istenirse, hem çok araba geçiş ücreti ödeyebilecek hem de Karayollarına karşı bu ödemenin sorumluluğunu o kişiye "kredi kartı" veren banka yüklenmiş olacaktır. OGS’yi yaygınlaştırmak bu kadar basittir. Bir ilave teklif daha: Köprü geçiş ücretlerin yarısı belediyenin olsun. Bunu da kavşak inşaatına harcasın. Belki bedavacılık yayını durur.