Paylaş
DÜNYA Bankası uzmanlarından Dr. İlker Domaç ve Dr. Martinez Peria'nın gerçek veriler kullanarak yaptıkları ‘‘Bankacılık Krizleri ve Kambiyo Rejimleri: Aralarında Bir Bağlantı Var mı?’’ konulu araştırmanın varmış olduğu sonuçları açıklayacağım. Bundan önce, aynı araştırmanın, ‘‘banka krizlerinin sebepleri’’ bölümünü özetlemiştim (14 Haziran Çarşamba).
1. Para ve sermaye piyasaları büyük, çok gelişmiş ülkeler hariç, diğer bütün ülkeler için döviz fiyatı politikası veya daha geniş tanımıyla, kambiyo rejimi seçimi, tek başına en önemli ekonomik karardır. Yürürlüğe konan kambiyo rejimi.
a) Ülkenin, kendi ekonomik politikasını kendisinin oluşturma özgürlüğünü,
b) Alacağı ekonomik kararların etkinliğini,
c) Mali sisteminin istikrarını ve hatta
d) Ülke ekonomisinin ne yönde gelişeceğini, belirleyen bir numaralı unsurdur. Bu, uzun zamandır bilinmektedir. Ancak, bugüne kadar irdelenmeyen husus, kambiyo rejimlerinin, banka krizleriyle bağlantısıdır. Araştırma bu boşluğu doldurmayı hedeflemiştir.
2. Gelişmiş veya az gelişmiş 95 ülkenin, son yirmi yıllık verileri incelendiğinde, makro ekonomik, mali ve dışsal temel değişkenlere hákim olunması şartıyla, ‘‘sabit kur politikasının, bir ülkede bankacılık krizi çıkma riskini azalttığını’’ göstermektedir. Ayrıca, milli geliri yüksek ve hızlı büyüyen ülkelerde, kriz çıkma ihtimali düşük bulunmuştur.
3. Bankacılık krizi olan ülkelerde, ciddi milli gelir azalması ve istikrar bozulması ortaya çıkmaktadır.
a) Yüksek faiz ve yüksek enflasyonun hüküm sürdüğü,
b) Dövizi sıkma mantığına dayanan kambiyo rejimlerinin bulunduğu,
c) Döviz rezervlerinin, para arzına göre düşük olduğu,
d) Bankacılığa çok bağlı ekonomik yapılanması olan ülkelerde,
krizden dolayı kaybolan milli gelir yüksek olmaktadır.
4. Krizin süresi, kriz öncesi kredi hacmi artışıyla orantılı bulunmuştur.
5. Şurası anlaşılmıştır ki, a) ‘‘esnek’’ bir kambiyo rejimine sahip olmakla ‘‘güvenilir’’ bir kambiyo rejimine sahip olmak arasında bir ‘‘tercih’’ (trade-off) bulunmaktadır. Yani ikisi birden olmamaktadır. b) Esnek kambiyo rejimleri, ekonomik sistemde yararlı bir darbe emici (amortisör) olarak çalışmaktan çok, finansal dalgalanmaları, üretken reel ekonomiye geçiren bir ‘‘yansıtıcı’’ işlevi yapmaktadır. c) Esnek kur politikası uygulayan ülkelerde, bankacılık kesimi daha gevşek bir denetime tabi olmaktadır. Bu da mali kesimde riskli iş yapma eğilimini artırmaktadır. Diğer taraftan, sabit kur politikası izleyen ülkelerde, krizlerin maliyeti yüksek olmaktadır. Çünkü, a) Tedbirler savsaklanmaktadır, b) Kriz öncesi yabancı kaynak girişleriyle şişen iç talep, yabancı para krizle birlikte hızla dışa çıktığı için, aniden daralmaktadır. Sabit kur rejimi yürürlükte olduğu için de sisteme yeni kaynak girişi olmamaktadır.
SON SÖZ: İtibarı düşük olanın parası az, parası az olanın itibarı düşük olur.
Paylaş