Paylaş
DÜNYA Bankası uzmanlarından Dr. İlker Domaç ve Martinez Peria, ‘‘Bankacılık Krizleri ve Kambiyo Rejimleri: Aralarında Bir Bağlantı Var mı?’’ konu başlıklı bir araştırma yapmışlar. Bu araştırmalarını, 5 Haziran 2000'de Arjantin'de yapılan ‘‘Kambiyo Rejimleri’’ konulu bir bilimsel konferansta sunmuşlar. Tebliğin bir kopyasını da bana yollamışlar. Domaç ve Peria, 95 gelişmiş ve azgelişmiş ülkede, son 20 yıl içinde meydana gelen banka krizlerine ait sayısal bilgileri derleyip, matematiksel bir ‘‘sebep-sonuç’’ bağlantısı tahkiki yapmış. Araştırmalarının hedefi, uygulanmakta olan kambiyo rejimi ile meydana gelen bankacılık krizlerinin ortaya çıkma ihtimali, süresi ve maliyeti arasında bir irtibat olup olmadığını saptamak. Bulgular, sabit kurlu kambiyo rejimlerinin, bankacılık krizlerini azalttığını gösteriyor. Ancak, kriz bir defa ortaya çıkmışsa, sabit kurlu rejimlerde hasar daha büyük oluyor. Krizin süresi ile kambiyo rejimi arasında herhangi bir irtibat gözlemlenmemiş.
Bankacılık krizleri, Türkiye'yi de yakından ilgilendiren bir konudur. Hatta diyebilirim ki; bankacılık sektörünün sağlıklı bir şekilde işlemesi, son yıllarda Türk ekonomisinin en önemli meselesidir. Bu tebliğden size özet bilgiler sunacağım. Öncelikle bankacılık krizlerinin sebepleri üzerinde duralım.
1. Bankacılık sektöründe kriz çıkmasının birinci sebebi, verilen kredilerin faizlerinin ödenmemesi ve anaparaların geri dönmemesidir.
2. Bankaların sermayelerinin yetersizliği, ikinci önemli kriz nedenidir. Sermayeleri yeterli olursa, kötü etkisi bir süre sonra geçecek olan, milli gelir düşmesi, dış ticaret hadlerinin bozulması, gayrimenkul ve menkul varlıkların değerlerinin aniden düşmesi gibi şoklarda, bankalar yıkılmaz.
3. Kısa vadeli faizlerin hızla yükselmesi, üçüncü kriz sebebidir. Banka bilançolarının aktifi, uzun vadeli ve sabit faizli varlıklara dayanır. Kısa vadeli faizler reel olarak aniden yükselirse, banka faiz marjından zarar eder. Üstelik, geri dönmeyen krediler, derhal çoğalır. Bu da banka bilançosunu bozar.
4. Banka krizlerinin dördüncü sebebi, ‘‘açık kur pozisyonları’’dır. Çapraz kur değişmeleri veya devalüasyonlar, krizi tetikler.
5. Mevduat sigortası sistemleri de kriz sebebidir. Eğer, mevduat sigortası yetersiz ise, bir iki bankanın nakit sıkışıklığına girmesi, tüm sektörde paniğe yol açabilir. Diğer taraftan, sonsuz mevduat sigortası varsa, bu kez de banka yöneticileri baştan çıkıp, riskli varlıklara yatırım yapabilir.
6. Mali sistemin serbestleşmesinden önce, yeterli bir bankacılık mevzuatı ve etkin bir denetim mekanizması kurulmamışsa, sektörün krize girme ihtimali yüksektir.
7. Kredi hacminin kısa zamanda çok büyümesi de bir kriz sebebidir. Bankalar kredi kararlarını hızla çıkarma telaşına düşerlerse, yeterli mali tahlil yapmadan, şirketlere borç verirler. Bu da batak ihtimalini artırır.
8. Dışsal etkenler de kriz nedenidir. Gelişmiş ülkelerde faizlerin yükselmesi, azgelişmiş ülkelerden fon çıkmasına veya düşmesi, beklenmeyen fon girişlerine sebep olur. Az gelişmiş ülkelerin nispeten küçük para piyasalarına aniden giren veya çıkan yabancı fonlar, yerel bankacılık sisteminin dengesini bozar.
SON SÖZ: Para neredeyse, tehlike oradadır.
Paylaş