Paylaş
Usta propagandacılar tarafından “devletin kasasına 90 milyar girdi” izlenimi yaratan rakamlar uçuşturuldu. Bu da bir ekonomi yorumcusu olarak beni çok rahatsız etti. İsterseniz olayı soğukkanlı bir şekilde irdeleyelim. Bir defa, bu havalimanı işletmeye alınınca Atatürk havalimanı yıkılacak ve arazisi herhalde imara açılacaktır. Atatürk Havalimanının yıkılacak olmasının iki sebebi var. Birincisi bu iki limanın iniş-kalkış koridorları birbirine çakışıyormuş. Yani iki liman aynı anda çalıştırılacak olsa, büyük yolcu uçaklarının güvenli bir şekilde iniş kalkış yapmaları mümkün değilmiş. Bu, bana uzmanların verdiği bilgidir. Aksi doğruysa bunu da öğrenmek isterim. Bir an için iki limanın aynı anda işletilebileceğini varsayalım. Bu durumda yeni havalimanının yılda 1 milyar Euro kira ödemesi mümkün olmaz. Demek ki, yılda 1 milyar kira devlete net bir ek gelir değildir. Atatürk havalimanının sağlayacağı gelirden vazgeçilerek bu kira toplanacaktır. Hatta bu yeni liman yapılmasa, Sabiha Gökçen Havalimanının yaratabileceği ilave gelirlerden de vazgeçilmektedir.
MÜTEAHHİTLİK ZARARINA ALINAN İŞİ KÂRA DÖNÜŞTÜRME SANATIDIR
Özellikle devlet ihalelerinde “kâr edilebilecek” bir teklif vererek iş almak mümkün değildir. Onun için hepsi son derece bilgili hesap adamı olan yükleniciler, açıklaması zor farklı fiyatlar verirler. Çünkü her birinin farklı bir oyun planı vardır. İhaleyi kazanan firmalar grubu, yaklaşık 10 milyar Euro’ya mal olacak bu havalimanını, kendi buldukları parayla inşa edecekler. Projenin girişimcilere olan maliyeti budur. Bunu ve makul bir kârı 25 yılda geri alacaklardır. 2018’den sonra ödenecek kiranın büyük kısmı, liman işletmesinden değil, devletin işletmecilere devrettiği “vergi toplama” imtiyazından karşılanacaktır. Bu vergiler her zaman değişebilir.
PARAYI, MÜTEAHHİT DEĞİL YOLCULAR ÖDER
Netice itibariyle, söz konusu olan 90 milyar lirayı 25 yıl içinde bu havalimanını kullanan yolcular ve hava yoluyla mal taşıtan işletmeler ödeyecektir. Şu anda devletin kasasına giren bir para yoktur. Girmesine de gerek yoktur zaten. Dolayısıyla “ulaştırma yatırımları için 10 yılda yapılan harcamayı bir ihalede yerine koyduk” lafı yanlıştır.
BOĞAZİÇİ GEÇİLMEDEN HAVALİMANINA GİDİLMELİDİR
Yeni havalimanı, Marmara Bölgesinin havalimanı olmalıdır. Üstelik İstanbul da Sayın Başbakanının söylediği gibi daha fazla büyümemelidir. Büyüyecekse Anadolu’ya doğru büyümelidir. Doğru karar Sabiha Gökçen’in büyütülmesidir. Ulaştırma ekonomisi açısından rantabl olan budur. Üçüncü Köprü’ye iş çıkarmak ve arsa rantı yaratmak için bu kadar ziyan yaratmamak gerekir. Bu havalimanı da bitince güzel olacaktır. Ama bu alınan kararın doğru olduğunu kanıtlamaz.
Son Söz: Yanlış, kendini doğrulayacak yeni yanlışlar doğurur.
Paylaş