Daha doğrusu bunun, değiştireceği ‘bozuk düzen’in bir parçası olduğuna akıl erdirmişti. 1950’li yıllarda İstanbul Vali ve Belediye Başkanı Ord. Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay’ın, yaş meyve ve sebzede ucuzluk sağlamak için ‘icap ederse Taksim meydanında (belediye olarak) domates satarım’ deyişi hálá hatırımdadır. Daha sonraki yıllarda CHP’li belediye başkanları da aynı yolda yürüdü. Ucuzluk sağlamak için, şehrin en değerli yerlerine üreticiden tüketiciye aracısız satış yapsın diye ‘kamyon pazarları’ kurdular. Hem kaynak tahsislerini çarpıtarak ekonomiye, hem de yarattıkları pislik ve kargaşayla, şehre karşı suç işlediler. Bu köşede ‘kamyon, dükkan değildir’ diye makale yazdım. Sonunda kamyonlar gitti, yerlerini kamusal alanı işgal eden dükkanlar aldı.
* * *
Son üç dört gündür, bu konu tekrar alevlendi. Bu hikayenin aslı, genel kabul görmüş bir yanlışa dayanır. O da ‘ticaretin, katma değer yaratmadığıdır’. Bu ülkede ve özellikle sosyalist kültürün hakim olduğu daha pek çok ülkede, ticaret ‘asalak’ bir iktisadi faaliyet olarak algılanır. Aracılar ortadan kaldırılırsa, hayatın ucuzlayacağı sanılır. Bu, kökünden yanlıştır.
1. Mafya tipi haraç örgütlerinin bulunmadığı ve rekabet şartlarının geçerli olduğu piyasalarda, işlevi olmayan aracı yaşayamaz.
2. Bir pazarlama-dağıtım zincirinde, belli bir kademenin ortadan kalkması, ancak o kademenin işlevinin başka bir kademe tarafından üstlenilmesiyle olur.
3. Hem üretici, hem toptancı; hem toptancı, hem perakendeci, hem üretici hem toptancı hem de perakendeci gibi birden fazla kademenin işlevini yapan firma, her işlevin maliyetine katlanır ve riskini taşır. Tek kademenin brüt kár marjıyla, iki-üç iş yapılmaz.
4. Yaş Meyve ve Sebze Halleri, birer ‘borsa’dır. Burada satıcılar ve alıcılar buluşur. Hallerin esas iktisadi işlevi ‘fiyat’ oluşturmaktır. Haller, ayrıca perakendecilerin alım yaptığı toptancı pazarlarıdır.
5. Hallerdeki ‘komisyoncu’lar tacir değil, üretici veya toptancı temsilcisidir. Tarımsal Üretici Birlikleri de Türkiye’nin her halinde, kendilerine hizmet sunacak birer temsilci tutabilir. Komisyon ödemek istemiyorlarsa, bizzat temsilcilik açabilir. O zaman temsilciliğin masraflarına ve rizikolarına katlanırlar.
6. Yaş meyve ve sebzeler, tam anlamıyla borsa malıdır. Fiyatlar günlük hatta saatlik olarak, arz-talebe ve sunulan malın kalitesine göre oluşur. Fiyatın ne olacağı önceden bilinmez.
7. Hallerin bu piyasa için gerekli bir ‘kurum’ olması, oradaki yamuklukları affettirmez. İşleyişte hatalar varsa, düzeltilmelidir.