Altın patates değildir

Türk ekonomisinin zayıf yönü “cari işlemler açığı” yani döviz kazancının, döviz harcamalarını karşılayamamasıdır. Bu yüzden sürekli dış borç almaktayız.

Haberin Devamı

Bu borcun kamu yerine özel sektör tarafından alınması sonucu değiştirmemektedir. Türkiye dışarıdan borçlanmadan ekonominin çarklarını çevirememektedir. Kredi derecelendirme notumuzun zar zor BBB düzeyine gelmiş olmasının sebebi de budur. Başta Başbakan Yardımcısı Babacan ve Merkez Bankası Başkanı Başçı olmak üzere, ekonomiye yön verenler, en az benim kadar bu zafiyetin bilincindedir. Bu sebeple 2012 yılında milli gelir büyümemiz yavaşlatılarak, cari döviz açığımız küçültülmüştür. Hedef gerçekleştiğine göre icraat başarılı olmuştur. “Amaca Ulaşmak” bir eylemin başarılı olduğunun en nesnel kanıtıdır.

KÖTÜ MUHASEBE

Tüm ekonomilere ama özellikle gelişmekte olan ülke ekonomilerine musallat olmuş iki bela vardır. Bunlardan birincisi “küçük hesap” (sub optimiztion) diğeri “kötü muhasebe” (bad accounting) tir. Bugün “cari açık ne kadar azaldı?” sorusunu cevaplamaya çalışacağım için kötü muhasebe belasından bahsetme ihtiyacı duydum. İyi muhasebenin iki kıstası gözetmesi gerekir. Birincisi, ölçülen şey mesela “cari işlemler açığı” bilimsel olarak nedir ve niçin ölçülmektedir? Yapılan ölçüm yani bulunan rakam gerçekten bu tanıma ve ölçmenin amacına uygun mudur?  Yani ölçme doğru mudur?  İkincisi ölçülen şeyin (bu yazı bağlamında cari işlemler açığı) “dönemselliği” ilkesine sadık kalınmış mıdır? Yani geçen yılın rakamı ile bu yılın rakamı arasında bir kayma olmuş mudur? Eğer bu iki kıstasa uygun ölçü alınmamışsa, eldeki resmi rakamlara bakarak cari işlemler açığı geçen yıla göre şu kadar azalmıştır demek hatadır. Filli durum budur.

Haberin Devamı

DURUMA GÖRE, ALTIN HEM MALDIR HEM DE ÖDEME ARACIDIR

Nükleer çalışmaları inatla sürdüren İran’ın burnunu sürtmeye çalışan Amerika,  İran’a finansal ambargo uygulamaktadır. Bu maksatla, İran’dan petrol veya doğal gaz alanların, bankacılık sistemi üzerinden ödeme yapmasını yasakladı. Bunda da başarılı oldu. İran ekonomisi, enflasyon-devalüasyon sarmalına paçayı kaptırdı. Şimdi debelenip duruyor. İran’dan petrol ve doğal gaz ithal eden Türkiye, borcunu ödemek için (haklı olarak)  bir hileye başvurdu. İran petrol şirketine Halk bankasında bir hesap açıldı. Para oraya yattı, onlar da bu parayla altın alıp ülkelerine yolladılar. Bu işlem de altın da (görünüşte) bir emtia olduğu için resmi hesaplara “altın ihracatı” diye geçti. Ama bu işlem bir mal ihracı değil ödeme şekliydi. Bunu da herkes biliyordu. O kadar ki ABD şimdi bu muvazaa ticari işlemi de yasakladı. Ama biz hâlâ ister altın, ister patates satarım diyip duruyoruz.

Haberin Devamı

CARİ AÇIK NE KADAR AZALDI

2011 yılının cari açığı, resmi kayıtlarda 77 milyar dolardır. Ama bunun içinde kabaca 5 milyarlık net altın ithalatı vardır. Yani açık aslında 72 milyar dolardı. Bu yıl kayıtlara göre cari açık 53 milyar dolar olacak. Ancak bunun içinde kabaca 6 milyar dolarlık net altın ihracatı var. Yani cari açık gerçekte 59 milyar dolardır. Cari açık azalışı da dendiği gibi 24 milyar dolar veya geçen yıla göre %31 değil, 13 milyar dolar veya % 18’dir. Bu da aslında önemli ve olumlu bir sonuçtur.
Son Söz: Gerçek, istatistikle sıvanmaz.

Yazarın Tüm Yazıları