Akıllı dış borçlanma

ÜLKEMİZDE abonesi en bol iktisadi safsata, hızlı kalkınmak için Türkiye’nin dışarıdan borçlanması gerektiğidir.

Haberin Devamı

İktisat uleması buna bir de sözde bilimsel açıklama getirir. “Efendim, milletimizin tasarruf oranı düşüktür. Tasarruf açığını kapamak için ‘tasarruf’ ithal edilmelidir. Yani, dış borç alınmalıdır” der. Bu önerme sadece iktisaden yanlış değil, aynı zamanda siyaseten de zararlıdır. Dışarıdan para gelmezse hızlı büyüyemez hatta aç kalırız diye şartlanmış bir zihniyet, ülkemizin, büyük devletlerin veya parası olan şeyhlerin, mesela petrol zengini Arapların bâziçesi haline gelmesinde hiç beis görmez. Üstelik ülke, hem onun bunun oyuncağı olur, hem de hızlı kalkınamaz. Ben bu tezi anlatıp duruyorum. Yazdıklarımı anlamak istemeyenler “ne yani, içimize mi kapanalım ?” diye sözde beni köşeye sıkıştırıyorlar.

* * *

Hayır! İçimize kapanmayalım. Tam aksine iyice dışa açılalım. Yani yelken basıp, uzak denizlere sefer yapalım. İhracatımızı, ithalatımızın üstüne çıkartalım. Japonya, Tayvan, Kore ve Çin bunu nasıl başardıysa biz de öyle yapalım. Dışarıdan borç alacaksak, bu yapısal dönüşümü gerçekleştirmek ve sürdürmek için alalım. İç tüketimi şişirmek için değil. Daha az ithalat yapmayalım, daha fazla ihracat yapalım. Kısaca ithalattan fazla ihracat yapalım. Dengeyi küçülmede değil, büyümede tesis edelim. İşte bu sonuca yarayan dış borçlanmaya ben “akıllı” diyorum. Biraz daha ayrıntıya girelim.

* * *

1. Milli gelir hesabında, ihracat artı, ithalat eksi olarak yer alır. Milli harcamalar toplamında ise, ihracat eksi, ithalat artıdır. Milli gelir, ihracatla büyür.

2. Harcamalar toplamı (tüketim artı yatırım) eğer milli gelirden büyükse, dış açık var demektir. Yabancı para hangi yolla ve ne nam altında girerse girsin, dış açık kadar ülkenin dış yükümlülükleri artar.

3. Bir ülkenin dış yükümlülükleri toplamı, sadece finansal borçlardan oluşmaz. Bu toplama “Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımı” için gelen paralar da dâhildir.

4. Bir ülkenin hem dış yükümlülükleri hem de dış varlıkları vardır. Önemli olan bu ikisinin farkıdır. Bu aşamada hedef, dış yükümlülükten fazla dış varlık yaratmaktır. Küresel hesapta, net farklar toplamı sıfırdır.

5. Dış borçla yapılan yatırımın getirisi, alınan borcun faiz ve anapara taksitlerini geri ödeyecek kadar “net katma değer ihracatı” sağlamalıdır. Bu akıllı bir borçlanmadır.

6. Borç geri ödemesi, gayrimenkul değer artışı yani “rant avcığı” ile değil, yaratılan katma değerle olmalıdır.

7. Dış borçla yapılan yatırım yarattığı ulusal katma değer, ithalatı ikame diyorsa, ayrıca ihracat şartı aranmaz. Bu da akıllı borçlanmadır.

Son Söz: Cari fazla varsa, alınan her dış borç, akılı olur.

Yazarın Tüm Yazıları