İnfertilitenin sadece kadınlara ait bir sağlık sorunu olduğu yanlış algısının aslında olumlu bir tarafı da mevcuttur. Bu konuda erkeklerden çok daha duyarlı olan kadınlar, kariyerleri için yaptıkları fedakarlıklardan ötürü anne olma hayalini ertelerken, biyolojik saatlerinin de kısaldığının daha çok farkındadır. İleride anne olmak istediklerinde yumurta sayı ve kalitesinin en ideal koşullarda olmasını isteyen bu kadınlar arasında yumurta dondurma işlemi oldukça yaygın bir uygulamadır. Yumurta dondurma işlemi sayesinde, yumurta sayıları azaldığında dahi tüp bebek yöntemiyle sorunsuz şekilde gebe kalabilen kadınların sayısı her geçen gün artmaktadır. Ancak yumurta hücreleri gibi yaşla birlikte sperm sayı ve kalitesinin de azaldığından haberdar olmayan müstakbel baba adayları, genelde bu konuda kadınlar kadar bilinçli değildir.
Sperm sayı ve kalitesi de yaş ile birlikte kademeli ve istikrarlı bir şekilde azalmaktadır. Yapılan çalışmalar sperm sayısının orta yaşlardan itibaren her yıl yaklaşık %2 oranında düştüğünü göstermektedir. Sperm sayısındaki bu azalmaya paralel olarak yaşlanan erkeklerde sperm hareket ve şekil bozuklukları da ortaya çıktığı için, orta-ileri yaşlardaki erkekler arasında infertilite probleminin sıklığı artmaktadır. Sperm sayı ve kalitesinde belirgin bir azalmanın olmadığı erkeklerde bile, yaş artışının sperm DNA bütünlüğünde bozulmalara yol açtığı ve bu genetik bozuklukların tekrarlayan gebelik kaybına neden olabileceği kaydedilmiştir. Batı ülkelerinde yaşayan erkeklerin sperm sayılarının son 50 yılda yaklaşık olarak yarı yarıya azaldığı dikkate alındığında, sperm sayılarında yaşla birlikte ortaya çıkan azalmanın günümüzde artan erkek infertilite problemlerine neden olduğu söylenebilir.
Tıp alanında yaşanan baş döndürücü gelişmeler, kadınlarda olduğu gibi yaşlanan erkeklerdeki biyolojik saati durdurmak ve sperm kalitesini uzun yıllar boyunca korumak için birtakım tedavilere olanak sağlamıştır. Günümüzde erkeklere de, sperm sayı ve kalitesinin en ideal olduğu genç yaşlarda sperm dondurma işlemi yapılmakta ve böylece ileriki yıllarda karşılaşılabilecek kısırlık probleminin önüne geçilmektedir. Önceleri sadece kanser hastalarına tedavi vermeden önce uygulanan sperm dondurma işlemi, artan erkek kısırlığı kaygısı nedeniyle her geçen gün daha fazla sayıda sağlıklı erkeğe de uygulanmaya başlamıştır.
Sperm dondurma işleminin popülerleşmesi ile birlikte, doğum kontrol yöntemi olarak vazektomi (erkeklerin tüplerinin bağlanması işlemi) yaptıran erkeklerin sayısında da artış olduğu kaydedilmiştir. İleride çocuk sahibi olamama korkusu yaşayan erkekler artık sıklıkla vazektomi öncesi sperm dondurmakta, böylece istedikleri zaman bu spermlerle tüp bebek tedavisine başvurabilmektedir. Yoğun iş tempoları nedeni ile çocuk sahibi olmayı ertelemiş birçok erkeğin de baba olma şanslarını devam ettirmek için sperm dondurma yöntemlerine başvurduğu belirtilmelidir.
Referanslar1. Amidi F, Pazhohan A, Shabani Nashtaei M, Khodarahmian M, Nekoonam. The role of antioxidants in sperm freezing: a review. S. Cell Tissue Bank. 2016 Dec;17(4):745-756. Epub 2016 Jun 24. Review.
2. Sharma R, Kattoor AJ, Ghulmiyyah J, Agarwal A. Effect of sperm storage and selection techniques on sperm parameters. Syst Biol Reprod Med. 2015 Jan;61(1):1-12. doi: 10.3109/19396368.2014.976720. Epub 2014 Oct 29. Review.
3. Di Santo M, Tarozzi N, Nadalini M, Borini A. Human Sperm Cryopreservation: Update on Techniques, Effect on DNA Integrity, and Implications for ART. Adv Urol. 2012;2012:854837. doi: 10.1155/2012/854837. Epub 2011 Dec 13.
Her ne kadar toplumumuzda yaygın olarak “gebelik döneminde cinsel ilişkiden kaçınılmalıdır” algısı hakim olsa da, riskli gebelikler haricinde cinsel ilişkiden uzak durmanın herhangi bir faydası yoktur. Gebelik sırasında kadınlarda meydana gelen birtakım fizyolojik değişimler, kadınların cinsel isteğinde azalmaya neden olabilir. Ancak dokuz ay boyunca cinsel hayatın tamamen durdurulması, müstakbel anne ve babanın yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir ve bu zorlu süreçte evliliğe zarar verebilir.
Geçtiğimiz aylarda yapılan ve çocuk sahibi olmayı bekleyen 52 çiftin değerlendirildiği kapsamlı bir araştırmanın sonuçları, gebelik sürecinde kadınların cinsel yaşamının erkeklerden daha çok etkilendiğini ortaya koymuştur. Ankete katılan kadınların önemli bir kısmının cinsel ilişki sırasında ağrı duydukları ve vajen kaslarında spazm (vajinismus) sorunu yaşadıklarını bildirmişlerdir. Bu kadınların bir kısmı, yaşadıkları bu cinsel sorunları eşleriyle paylaşmaktan çekindiklerini ve bu nedenle cinsel ilişkiden kaçındıklarını belirtmiştir.
Çalışmayı yürüten araştırmacılara göre ağrı ve eşler arasındaki iletişim eksikliği cinsel işlevi olumsuz yönde etkileyen temel faktörlerdir. Bu tür sorunları yaşayan çiftlerin, cinselliğin sadece penis ve vajina birleşmesinden ibaret olmadığını hatırlamaları, cinsel tatminin tam birleşme olmadan da yaşanabileceğini bilmelidir. Erojen bölgelere yapılan masajlar veya karşılıklı mastürbasyon gibi seçeneklerle çiftler birlikte cinsel doyuma ulaşılabilir.
Gebelik döneminde cinsel birleşme sırasında özellikle dikkatli olunması gereken durumlar mevcuttur. Önceki gebeliklerinde tekrarlayan düşük, erken doğum, rahim ağzı yetmezliği ve buna bağlı erken doğum ya da düşük öyküsü olan kadınların mutlaka kadın-doğum uzmanlarının onayını aldıktan sonra cinsel ilişki yaşamaları gerekir. Mevcut gebeliğinde düşük tehdidi, erken doğum tehdidi, suyun erken gelmesi, vajinal kanama, genital bölgede enfeksiyon gibi normal dışı durumları olan anne adaylarının bu normal dışı durum ortadan tümüyle kalkana kadar cinsel ilişkide bulunmamaları daha doğru olacaktır.
Referanslar
1. Tugut N, Golbasi Z, Bulbul T. Quality of Sexual Life and Changes Occurring in Sexual Life of Women With High-Risk Pregnancy. J Sex Marital Ther. 2017 Feb 17;43(2):132-141.2. Yeniel AO, Petri E. Pregnancy, childbirth, and sexual function: perceptions and facts. Int Urogynecol J. 2014 Jan;25(1):5-14. doi:3. Khalesi ZB, Bokaie M, Attari SM. Effect of pregnancy on sexual function of couples. Afr Health Sci. 2018 Jun;18(2):227-234.
Her ne kadar toplumumuzda yaygın olarak “gebelik döneminde cinsel ilişkiden kaçınılmalıdır” algısı hakim olsa da, riskli gebelikler haricinde cinsel ilişkiden uzak durmanın herhangi bir faydası yoktur. Gebelik sırasında kadınlarda meydana gelen birtakım fizyolojik değişimler, kadınların cinsel isteğinde azalmaya neden olabilir. Ancak dokuz ay boyunca cinsel hayatın tamamen durdurulması, müstakbel anne ve babanın yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir ve bu zorlu süreçte evliliğe zarar verebilir.
Geçtiğimiz aylarda yapılan ve çocuk sahibi olmayı bekleyen 52 çiftin değerlendirildiği kapsamlı bir araştırmanın sonuçları, gebelik sürecinde kadınların cinsel yaşamının erkeklerden daha çok etkilendiğini ortaya koymuştur. Ankete katılan kadınların önemli bir kısmının cinsel ilişki sırasında ağrı duydukları ve vajen kaslarında spazm (vajinismus) sorunu yaşadıklarını bildirmişlerdir. Bu kadınların bir kısmı, yaşadıkları bu cinsel sorunları eşleriyle paylaşmaktan çekindiklerini ve bu nedenle cinsel ilişkiden kaçındıklarını belirtmiştir.
Çalışmayı yürüten araştırmacılara göre ağrı ve eşler arasındaki iletişim eksikliği cinsel işlevi olumsuz yönde etkileyen temel faktörlerdir. Bu tür sorunları yaşayan çiftlerin, cinselliğin sadece penis ve vajina birleşmesinden ibaret olmadığını hatırlamaları, cinsel tatminin tam birleşme olmadan da yaşanabileceğini bilmelidir. Erojen bölgelere yapılan masajlar veya karşılıklı mastürbasyon gibi seçeneklerle çiftler birlikte cinsel doyuma ulaşılabilir.
Gebelik döneminde cinsel birleşme sırasında özellikle dikkatli olunması gereken durumlar mevcuttur. Önceki gebeliklerinde tekrarlayan düşük, erken doğum, rahim ağzı yetmezliği ve buna bağlı erken doğum ya da düşük öyküsü olan kadınların mutlaka kadın-doğum uzmanlarının onayını aldıktan sonra cinsel ilişki yaşamaları gerekir. Mevcut gebeliğinde düşük tehdidi, erken doğum tehdidi, suyun erken gelmesi, vajinal kanama, genital bölgede enfeksiyon gibi normal dışı durumları olan anne adaylarının bu normal dışı durum ortadan tümüyle kalkana kadar cinsel ilişkide bulunmamaları daha doğru olacaktır.
Referanslar
1. Tugut N, Golbasi Z, Bulbul T. Quality of Sexual Life and Changes Occurring in Sexual Life of Women With High-Risk Pregnancy. J Sex Marital Ther. 2017 Feb 17;43(2):132-141.2. Yeniel AO, Petri E. Pregnancy, childbirth, and sexual function: perceptions and facts. Int Urogynecol J. 2014 Jan;25(1):5-14. doi:3. Khalesi ZB, Bokaie M, Attari SM. Effect of pregnancy on sexual function of couples. Afr Health Sci. 2018 Jun;18(2):227-234.
Ancak son yıllarda yapılan bir araştırmanın sonuçları, infertilite problemi yaşayan erkeklerin çocuk sahibi olamamanın ötesinde, başka sağlık sorunlarıyla karşı karşıya olduklarını ortaya koyuyor. İsveçli bilim adamları tarafından yürütülen kapsamlı bir araştırmada, kısırlık nedeni ile tüp bebek tedavisi almış olan erkeklerin ileriki yaşlarında prostat kanserine yakalanma riskinin daha yüksek olduğu tespit edildi.
Sonuçları tıp dünyasında kaygıyla karşılanan bu ilginç çalışma için İsveç’te son 20 yılda gerçekleşen yaklaşık 1,2 milyon gebelik incelendi. Sadece kısırlık tanısı almış ve tüp bebek tedavisi uygulanmış erkeklerde prostat kanseri riskinin arttığı görüldü. Doğal yöntemlerle çocuk sahibi olan erkeklerin %0,28’sinde, in-vitro fertilizasyon (IVF) ile meydana gelen gebeliklerin %0,37’sinde ve tüp bebek (intrasitoplazmik sperm enjeksiyonu – ICSI) tedavisi almış olan erkeklerin ise %0,42’sinde ileri yaşlarda prostat kanseri geliştiği saptandı. Tüp bebek tedavisi almış olan erkeklerde ayrıca 55 yaşından önce prostat kanseri olma riskinin de daha fazla olduğu izlendi.
Çalışma sonuçlarına göre prostat kanserine yakalanan ve kısırlık problemi yaşayan erkeklerin sayısı çok az olsa da, daha önce tüp bebek tedavileri almış bu kişilerde kanserin daha erken yaşta gelişiyor olması endişe vericidir. Bu nedenle erkek infertilitesi nedeniyle tüp bebek yaptıran çiftlerin bu risk açısından bilgilendirilmesi ve 50 yaş sonrasında yapılması gereken rutin prostat kontrollerinin aksatılmaması sağlanmalıdır.
Referanslar
1. Al-Jebari Y et al. Risk of prostate cancer for men fathering through assisted reproduction: nationwide population based register study. BMJ 2019; 366 doi: doi.org/10.1136/bmj.l5214 2. Walsh TJ, Schembri M, Turek PJ, Chan JM, Carroll PR, Smith JF, Eisenberg ML, Van Den Eeden SK, Croughan MS. Increased risk of high-grade prostate cancer among infertile men. Cancer. 2010 May 1;116(9):2140-7.3. Jørgensen KT, Frisch M. Linking fatherhood to prostate cancer risk. Future Oncol. 2008 Apr;4(2):137-40.4. Lo EM, Hotaling JM, Pastuszak AW. Urologic conditions associated with malignancy. Urol Oncol. 2019 Jan 2. pii: S1078-1439(18)30512-X.
Ergenlik çağlarında başlayan varikoselin ne şekilde teşhis ve tedavi edileceği tartışmalıdır. Ancak bir kişide ileri derecede (grade 3) varikosel varsa ve bu varikosel sperm parametrelerinde bozukluk yaratıyorsa mutlak suretle ameliyat edilmelidir. Varikosel ameliyatından sonra sperm hareketlerinde iyileşme yaklaşık olarak üçüncü ayda ortaya çıkar ancak sperm sayılarındaki iyileşme için en az 6 aylık bir süre gerekmektedir.
Varikoseli olan bir kişi ameliyat edildikten sonra, daha önce gözden kaçan toplar damarlarda genişleme olabilir. Varikosel nüksü olarak adlandırılan bu durum %10-%30 oranında görülür. Özellikle şiddetli varikoseli olan genç erişkinlerin ameliyatlarından sonra ortaya çıkabilen nüks varikosel durumu, uygulanan varikosel ameliyatının tekniğine ve varikosel ameliyatını yapan cerrahın tecrübesine de bağlıdır. Mikroskop kullanmaksızın gerçekleştirilen ve kasık bölgesinin aşağısından yapılan varikosel ameliyatlarından (makroskopik inguinal veya subinguinal varikoselektomi) sonra daha sık rastlanan nüks varikosel tablosu, açık retroperitoneal veya laparoskopik varikosel onarımlarından ve mikroskopik varikoselektomi işlemlerinden sonra daha nadir görülür.
Nüks varikosel her koşulda tedavi edilmesi gereken bir durum değildir. Varikoseli olan bir kişi, ilk varikosel ameliyatından sonra hala çocuk sahibi olamıyorsa veya varikosele bağlı diğer şikayetleri ortadan kalmadıysa, tekrar eden varikosel mutlaka yeniden ameliyat edilmelidir. Bu durumda açık varikoslektomi, laparoskopik varikoselektomi veya varikosel embolizasyonu gibi tekniklere başvurulabilir.
Kaynak: Russo GI, Serefoglu EC. Management of Reccurent Varicocele. In “Varicocele and Male Infertility”.
https://link.springer.com/chapter/10.1007/978-3-319-79102-9_27
Neyse ki tıp alanındaki teknolojik ilerlemeler, infertilite problemi yaşayan çiftlere bir çok çözüm olanağı sunuyor. Boşalma sırasında dışarı atılan menide hiç spermi olmayan ve azospermi problemi yaşayan erkeklerin testislerinden ameliyatla toplanan spermler, tüp bebek tedavisinde başarıyla kullanılabiliyor. Ancak testisten sperm elde etmek için uygulanan mikroskopik testiküler sperm ekstraksiyonu (mikro-TESE) veya testiküler sperm aspirasyonu (TESA) adlı operasyonlar ile olguların %60’ında olgun sperm hücresi bulunabiliyor. Mikro-TESE veya TESA işlemlerinde olgun sperm bulunamayan hastalara ise günümüz olanaklarıyla tüp bebek tedavileri uygulanamıyor.
Spermlerin olgunlaşması 64-72 gün kadar sürer ve bu sürede yuvarlak halde olan sperm öncül hücreleri (spermatagonia) bölünürek farklılaşır. Olgunlaşmasını tamamlamamış sperm hücrelerinin (yuvarlak spermatitler) tüp bebek tedavilerinde kullanımına dair ilk çalışmalar 1994 yılında yapılmıştır. Ancak yuvarlak spermatid enjeksiyonu (Round Spermatid Injection -ROSI) olarak adlandırılan bu teknik ile sağlıklı embriyolar elde edilemediğinden, sağlık otoriteleri bu tekniğin sadece araştırma merkezlerinde deneysel amaçlarla uygulanmasını önermektedir.
Son yıllarda Japonya’da yapılan bir dizi klinik çalışmanın olumlu sonuçları, ROSI tekniğini yeniden gündeme getirmiştir. Tanaka ve arkadaşları tarafından uygulanan ROSI tekniği sayesinde 90 canlı doğum elde edilmiş ve ROSI tekniği ile dünyaya gelen bu bebeklerdeki doğumsal anormalliklerin, normal gebelik ile doğan bebeklerden çok da farklı olmadığı kaydedilmiştir.
Her ne kadar bu çalışmaların sonuçları, mikro-TESE veya TESA işlemleriyle olgun sperm elde edilemeyen bir çok çift için umut olsa da, bu hastaların büyük kısmının testis dokularında olgunlaşmamış sperm hücrelerine de rastlanmadığı unutulmamalıdır (Sertoli Cell Only Sendromu veya Germ Hücre Aplazisi).
Bununla beraber tek bir bilim insanı tarafından başarıyla uygulandığı iddia edilen bir tekniğin ne denli güvenilir olduğu da tartışmalıdır. Bu nedenle ROSI tekniğinin tüp bebek merkezlerinde yaygın olarak kullanılmadan önce, gerekli etkinlik ve güvenirlilik analizlerinin tamamlaması gerekir. O zamana kadar ROSI tekniğini başarıyla uyguladığını öne süren tüp bebek merkezlerine ihtiyatla yaklaşılması ve dünya çapındaki saygın bilim otoritelerin bu konudaki yönlendirmeleri takip edilmelidir.
Referanslar:
1. Schlegel PN, Girardi SK. Clinical review 87: In vitro fertilization for male factor infertility. The Journal of clinical endocrinology and metabolism. 1997 Mar;82(3):709-16. PubMed PMID: 9062469. Epub 1997/03/01. eng.2. Edwards RG, Tarin JJ, Dean N, Hirsch A, Tan SL. Are spermatid injections into human oocytes now mandatory? Human reproduction (Oxford, England). 1994 Dec;9(12):2217-9. PubMed PMID: 7714134. Epub 1994/12/01. eng.3. Ogura A, Matsuda J, Yanagimachi R. Birth of normal young after electrofusion of mouse oocytes with round spermatids. Proceedings of the National Academy of Sciences of the United States of America. 1994 Aug 2;91(16):7460-2. PubMed PMID: 8052603. Pubmed Central PMCID: PMC44420. Epub 1994/08/02. eng.4. Tesarik J, Mendoza C. Spermatid injection into human oocytes. I. Laboratory techniques and special features of zygote development. Human reproduction (Oxford, England). 1996 Apr;11(4):772-9. PubMed PMID: 8671327. Epub 1996/04/01. eng.5. Barak Y, Kogosowski A, Goldman S, Soffer Y, Gonen Y, Tesarik J. Pregnancy and birth after transfer of embryos that developed from single-nucleated zygotes obtained by injection of round spermatids into oocytes. Fertility and sterility. 1998 Jul;70(1):67-70. PubMed PMID: 9660423. Epub 1998/07/11. eng.6. Gianaroli L, Selman HA, Magli MC, Colpi G, Fortini D, Ferraretti AP. Birth of a healthy infant after conception with round spermatids isolated from cryopreserved testicular tissue. Fertility and sterility. 1999 Sep;72(3):539-41. PubMed PMID: 10519631. Epub 1999/10/16. eng.7. Round spermatid nucleus injection (ROSNI). Fertility and sterility. 2006 Nov;86(5 Suppl 1):S184-6. PubMed PMID: 17055819. Epub 2006/10/24. eng.8. Tanaka A, Nagayoshi M, Takemoto Y, Tanaka I, Kusunoki H, Watanabe S, et al. Fourteen babies born after round spermatid injection into human oocytes. Proceedings of the National Academy of Sciences of the United States of America. 2015 Nov 24;112(47):14629-34. PubMed PMID: 26575628. Pubmed Central PMCID: PMC4664346. Epub 2015/11/18. eng.9. Tanaka A, Suzuki K, Nagayoshi M, Tanaka A, Takemoto Y, Watanabe S, et al. Ninety babies born after round spermatid injection into oocytes: survey of their development from fertilization to 2 years of age. Fertility and sterility. 2018 Aug;110(3):443-51. PubMed PMID: 30098696. Epub 2018/08/14. eng.
Vücut kaslarında daha kısa sürede, daha fazla büyüme sağlamak için anabolik steroid ve testosteron kullanan bu sporcuların büyük kısmında normal üreme döngüsünde bozulmalar meydana gelebiliyor. Böylece bu hormon ilaçları bir yandan daha erkeksi bir görünüm sağlarken diğer yandan erkeklerin kısırlık sorunu ile karşı karşıya kalmalarına yol açabiliyor.
Evrimsel olarak daha avantajlı gibi görünen iri yapılı ve kaslı erkeklerin çocuk sahibi olamamalarına Mossman-Pacey paradoksu adı veriliyor. Bu olguya adını veren ve çalışmalarını Amerika Birleşik Devletlerindeki Brown Üniversitesi'nde yürüten Dr. James Mossman, “Çocuk sahibi olmada problem yaşadıkları için sperm testi yaptırmaya gelen bazı erkeklerin gerçekten çok iri olduklarını fark ettim. Evrimsel açıdan gerçek birer alfa erkekleriydiler. Ancak menilerinde hiç sperm olmadığını gördüğümde bu işte bir yanlışlık olduğunu fark ettim.” diyor.
Vücut geliştiriciler tarafından sıklıkla kullanılan anabolik steroidler, erkeklik hormonu olarak bilinen testosteronun vücuttaki etkisini taklit eder ve kas büyümesini arttırır. Dışarıdan alınan testosteron benzeri bu hormonlar, vücudun normal dengesini bozar ve hormonların dengeli şekilde salgılanmasından sorumlu olan hipofiz bezinin daha az çalışmasına neden olur. Sonuç olarak hipofiz bezi bu duruma sperm üretimini sağlayan FSH ve LH adlı iki hormonun salgılanmasını durdurarak tepki verir. Böylece testis hacimleri azalır ve sperm üretimi tamamen durabilir.
Bu durumun önüne geçmek için vücut geliştirme ile uğraşan sporcuların anabolik steroid ve testosteron gibi ilaçlardan uzak durmaları ve vücutlarını doğal yollarla geliştirmeleri daha doğru olacaktır. Bu tür ilaçları daha önce kullanmış olan sporcuların mutlaka bir üroloji uzmanına başvurmaları ve sperm değerlerini kontrol etmeleri gerekir.
Referanslar1- Knuth UA, Maniera H, Nieschlag E., Anabolic steroids and semen parameters in bodybuilders. Fertil Steril. 1989 Dec;52(6):1041-7.2- Torres-Calleja J, De Celis R, Gonzalez-Unzaga M, Pedrón-Nuevo N. Effect of androgenic anabolic steroids on semen parameters and hormone levels in bodybuilders. Fertil Steril. 2000 Nov;74(5):1055-6.3- Torres-Calleja J, González-Unzaga M, DeCelis-Carrillo R, Calzada-Sánchez L, Pedrón N. Effect of androgenic anabolic steroids on sperm quality and serum hormone levels in adult male bodybuilders.Life Sci. 2001 Mar 2;68(15):1769-74.4- Semet M, Paci M, Saïas-Magnan J, Metzler-Guillemain C, Boissier R, Lejeune H, Perrin J. The impact of drugs on male fertility: a review. Andrology. 2017 Jul;5(4):640-663.5- www.newsweek.com/mossman-pacey-paradox-men-trying-look-pinnacles-evolution-risk-becoming-1436988
Bu konuda çok fazla araştırma yapılmamış olsa da, yüzük parmağının uzunluğu ile prostat kanseri arasında ilişki olabileceğine dair bilimsel veriler bulunmaktadır. İşaret parmağı ve yüzük parmağı uzunluklarının oranı hakkında yapılan tıbbi çalışmalar, anne karnında fazla erkeklik hormununa (androjenlere) maruz kalanlarda yüzük parmağının daha uzun olabileceğini öne sürmüştür.
Yüzük parmağı, işaret parmağına göre daha büyük olan erkeklerin, anne karnında daha fazla erkeklik hormonuna maruz kaldıkları için penislerinin daha fazla geliştiği bilimsel çalışmalarla gösterilmiştir. Ancak fazla miktarda erkeklik hormonuna maruz kalmak her zaman iyi bir şey olmayabilir. Erkeklik hormonları penisin yanı sıra prostat bezinin de gelişimi sağlar ve anne karnında fazla androjen maruziyeti prostat kanserine yakalanma riskini de arttırabilir.
İngiltere’ de yapılan bir çalışmada prostat kanseri olan 1,524 hasta ile prostat kanseri olmayan 3,044 hastadan 15 yıl boyunca tıbbi veriler toplanmıştır. Katılımcıların yüzük ve işaret parmak boylarını ölçen araştırmacılar, yüzük parmağı daha büyük olanların daha fazla prostat kanseri riskine sahip olduklarını saptamıştır. Böylelikle yüzük parmağı uzunluğunun prostat kanseri riskini belirleyebileceği ileri sürülmüştür.Ancak bu bulgular parmak uzunluğu, prostat hacmi ve prostat kanseri riski arasındaki ilişkiyi araştıran bir başka çalışmanın bulguları ile uyuşmamaktadır. Bu çalışmaya katılan 6,258 erkeğin işaret ve yüzük parmaklarının oranları değerlendirilmiştir ve 686 erkeğin prostat kanseri olduğu tespit edilmiştir. Prostat kanseri olan hastaların her iki el için parmak oranları çıkartılmış ve sonuçların prostat kanseri ile ilişkisine rastlanmamıştır.
Yüzük parmağının uzunluğunun prostat kanseri için gerçekten bir risk faktörü olup olmadığını ortaya çıkarmak için ileri araştırmalara ihtiyaç vardır. Bu arada erkeklerde en sık görülen kanser türü olan prostat kanseri taraması için 50 yaşını geçen erkeklerin PSA adı verilen bir kan tahlili yaptırmaları önerilmektedir.
Kaynaklar:
www.nature.com/articles/6605986www.nature.com/articles/s41443-018-0053-3www.nature.com/articles/s41443-018-0039-1
Bu konuda çok fazla araştırma yapılmamış olsa da, yüzük parmağının uzunluğu ile prostat kanseri arasında ilişki olabileceğine dair bilimsel veriler bulunmaktadır. İşaret parmağı ve yüzük parmağı uzunluklarının oranı hakkında yapılan tıbbi çalışmalar, anne karnında fazla erkeklik hormununa (androjenlere) maruz kalanlarda yüzük parmağının daha uzun olabileceğini öne sürmüştür.
Yüzük parmağı, işaret parmağına göre daha büyük olan erkeklerin, anne karnında daha fazla erkeklik hormonuna maruz kaldıkları için penislerinin daha fazla geliştiği bilimsel çalışmalarla gösterilmiştir. Ancak fazla miktarda erkeklik hormonuna maruz kalmak her zaman iyi bir şey olmayabilir. Erkeklik hormonları penisin yanı sıra prostat bezinin de gelişimi sağlar ve anne karnında fazla androjen maruziyeti prostat kanserine yakalanma riskini de arttırabilir.
İngiltere’ de yapılan bir çalışmada prostat kanseri olan 1,524 hasta ile prostat kanseri olmayan 3,044 hastadan 15 yıl boyunca tıbbi veriler toplanmıştır. Katılımcıların yüzük ve işaret parmak boylarını ölçen araştırmacılar, yüzük parmağı daha büyük olanların daha fazla prostat kanseri riskine sahip olduklarını saptamıştır. Böylelikle yüzük parmağı uzunluğunun prostat kanseri riskini belirleyebileceği ileri sürülmüştür.
Ancak bu bulgular parmak uzunluğu, prostat hacmi ve prostat kanseri riski arasındaki ilişkiyi araştıran bir başka çalışmanın bulguları ile uyuşmamaktadır. Bu çalışmaya katılan 6,258 erkeğin işaret ve yüzük parmaklarının oranları değerlendirilmiştir ve 686 erkeğin prostat kanseri olduğu tespit edilmiştir. Prostat kanseri olan hastaların her iki el için parmak oranları çıkartılmış ve sonuçların prostat kanseri ile ilişkisine rastlanmamıştır.
Bu kusur çoğu kez, annenin henüz gebe kaldığının farkında dahi olmadığı birinci ay içinde ortaya çıkar. Spina bifida’nın folik asit eksikliği ile ilişkili olabileceği gösterilmiş; bu sebeple dünyanın pek çok ülkesinde gıdalara folik asit takviyesi yapılmasını öngören yasalar devreye girmiştir. Spina bifida’nın aydınlatılmasına yönelik çalışmalar günümüzde sürmektedir.
Yetişkin döneme gelen erkek spina bifida hastalarında cinsel fonksiyon bozukluğu ve kısırlık gibi sorunlara sıkça rastlanır. Bu hasta grubundaki kısırlık kabaca iki ana sebepten kaynaklanmaktadır. Birinci olası sebep sperm yapımında görülen bozukluklar ve ikinci sebep ereksiyon veya boşalma bozukluğuna bağlı olarak spermin taşınmasındaki problemlerdir.
Erişkin spina bifida hastalarında görülen cinsel fonksiyon bozukluğu ise açıklığın bulunduğu seviye ve açıklığın derecesi ile doğrudan ilişkilidir. Örneğin lezyon seviyesi göğüs kafesinin altında olan hastalarda (T10 civarı) ereksiyon bozukluğu oranı yaklaşık %36 iken, bu seviyenin üzerindeki omurilik bölgede lezyonu olan spina bifida hastalarında bu oran %86’ya kadar çıkabilmektedir. Spina bifidalı erkekler ile yürütülen çalışmalar, bu hastaların yaklaşık %75’inde boşalma fonksiyonun korunduğunu göstermiştir. Buna karşın bu erkeklerin büyük kısmı zayıf, damlar tarzda bir boşalma deneyimlemektedir.
Spina bifida hastalarındaki cinsel fonksiyon bozukluğu ve kısırlık problemlerinin ortadan kaldırılması için ilaç tedavileri veya cerrahi girişimler uygulanabilir. Fosfodiestereaz 5 inhibitörü olarak etki eden sildenafil, bu hasta grubunda ereksiyonları kuvvetlendirmektedir.
Boşalama problemi yaşayan ve bu nedenle çocuk sahibi olamayan erkeklerde ise genel anestezi altında gerçekleştirilen ‘rektal prob elektroejakülasyon’ işlemi ile sperm toplamak mümkündür. Bunun yanı sıra retrograd ejakülasyon (meninin mesane içine boşalması) görülen hastalarda, cerrahi yöntemlerle mesaneden veya testislerden spermler elde edilebilir.
Tıbbi gelişmeler spina bifida hastalarının hayat süresini belirgin şekilde arttırmıştır. 1960 ve 70’lerde 5 yaşına ulaşabilme beklentisi yalnızca %37 iken, geçtiğimiz 10 yılda 35 yaşına ulaşan spina bifida hastalarının oranı %50’yi bulmuştur. Spina bifida hastalarının büyük çoğunluğunun artık yetişkinliğe ulaştığı göz önüne alındığında, bu hasta grubunun cinsel fonksiyon bozukluklarına ve kısırlık sorunlarına yönelik girişimler de önem kazanmıştır.
Çeşitli çalışmalar spina bifida hastalarında cinsel isteklerinde herhangi bir azalma olmadığını ve önemli bir kısmının çocuk sahibi olmayı dilediğini göstermektedir. Bu nedenle hem spina bifida hastaları, hem de bu hastaların tedavisinde etkin rol oynayan nöroloji ve fizik tedavi uzmanları bu problemleri dile getirmekten çekinmemelidir. Spina bifida hastalarına uygulanabilecek basit tedaviler bu kişilerin hayat kalitesini belirgin şekilde arttıracaktır.