Paylaş
Uzun zaman sonra tekrar tüplü dalış yapmak üzere hazırlanıyorum. Wetsuit denen dalış kıyafetimi giyip tüpümü ve diğer malzemeleri kontrol ediyorum. Beni dalışa hazırlayan Maldivli Mohammed’e “Eldivenim eksik, bir eldiven alsam daha rahat ederim” diyorum. “Uzun zamandır Maldivler’de dalmadığın belli, burada eldiven takmak yasak. Çünkü insanların mercan ve diğer deniz canlılarına dokunup zarar vermelerini istemiyoruz” diyor. İlk kez gittiğim 25 yıl öncesinden bu yana Maldivler’de çok şey değişmiş…
Çoğunluğu Asya menşeli ufak konaklama markaları bulundukları minik adalardaki yerlerini daha global zincirlere, iddialı markalara bırakmış. Bunlardan biri de Four Seasons Otel grubu. İki farklı adada, iki farklı tarzda otelle hizmet veriyor. Ufak bir yerel köy düzeninde inşa edilmiş Kuda Hura aile tatilleri için, Landaa Giravu ise daha geniş bir alanda sakin bir tatil sunuyor. Her ikisinde de kişiselleştirilmiş hizmet anlayışı var, kendinizi özel hissettiriyor. Artık lüks anlayışı çok değişti. Altın tabakta yemek, milyonlarca liraya döşenmiş bir odada kalmaktan ziyade kalbinize dokunan, kişiselleştirilmiş hizmet anlayışıyla konforunuz için düşünülen şeyler lüks sayılıyor. Üst segmente hitap eden markaların ön plana aldıkları şeyler bunlar; bir de doğaya karşı saygı, öne çıkan davranış biçimi.
Hastaneleri var
Sorumluluk sahibi markaların doğayı korumaya ve iyileştirmeye yönelik hayata geçirdiği projeler son derece önemli, hele önümüzdeki 30 yılda pek çok ufak adacığın ve atollerin (mercan adacıkları) yok olacağı Maldivler gibi bir yerde. Mesela Four Seasons Otel, 2000 yılında koruma için deniz biyologları istihdam etmeye başlayıp Deniz Keşif Merkezi açan ilk yer. Şimdilerde birkaç otel daha onları örnek alıp bu tarz merkezleri hayata geçirmiş durumda.
Peki, neler yapılıyor bu merkezlerde? En bayıldığım şeylerden biri Landaa Giravu’daki ufak kaplumbağa hastanesi oldu. Bu kaplumbağa rehabilitasyon merkezinde hastalanan veya vücudunun herhangi bir yeri zarar gören kaplumbağalar iyileştirilip tekrar denize bırakılıyor, hatta kaplumbağalara bazı misafirlerin adı veriliyor. Denizdeki atıkların kaplumbağalara ne türlü zararı olduğu da anlatılıp bununla alakalı bir farkındalık yaratılıyor.
Bir çeşit deniz canlısı olan mercanlar renkli balık popülasyonunun besin kaynağı.
Biliyorsunuz, Maldivler demek mercan resifleri demek. Su ısısındaki birkaç derecelik değişim bile ölmelerine sebep olabiliyor. Kuda Hura’nın 21 yıl önce öncülük ettiği bir başka proje de yerel resifleri canlandırmak için kurulan mercan çerçeveleri olmuş. Piramit şeklinde kurulan metal çerçevelerde yeni kolonilerin oluşması sağlanıyor. 1 hektarı aşan bir alanı kapsayan 7 binden fazla mercan çerçevesi ve gelişen 40’tan fazla mercan türüyle Reefscapers olarak adlandırılan proje, dünyadaki en başarılı resif yayma çalışmalarından biri olarak ilan edilmiş.
Turizmcilerin çevre standartları iki kurum tarafından denetleniyor
NOW Force for Good Alliance, konaklama endüstrisinin ve gezginlerin çevreye olan etkisi konusunda çıtayı yükseltmeye kararlı küresel bir topluluk. Earth Check ise seyahat ve turizm alanında dünyanın önde gelen bilimsel kıyaslama, sertifikasyon ve danışma grubu. Her ikisi de resort ve otellerin uygulaması gereken katı sürdürülebilir kalkınma hedefleri ve çevre standartlarını sağlamaya yönelik çalışıyor.
Maldivler’deki her adanın, dolayısıyla da her resortun birbirinden çok farklı konsepti var. Ve çoğunda oda olarak iki ana seçenek sunuluyor: Su üstü villalar ve plaj evleri. Maldivler deyince en çarpıcı fotoğrafların hepsinde water villa denen su üzeri villalarını görüyoruz. Buralarda kalmak çok keyif verici ve farklı bir deneyim; özellikle romantik tatil isteyenler için. Ama amacınız çocukla rahat etmekse tavsiyem, önünde kendi havuzu ve bembeyaz kumla kaplı plajı olan evlerden tercih etmeniz.
Hint restoranı Baraabaru
Michelin deneyimi
Gelelim yemeklere... Maldivler’deki her resortta birkaç restoran alternatifi muhakkak mevcut. Restoranların konseptini hem genel damak tadına hem de sahip oldukları müşteri kitlesine göre belirliyorlar. Mesela Kuda Hura’daki Hint restoranı Baraabaru gibi.
Öte yandan neredeyse tüm resortlarda bir İtalyan lokantası var, malum karışık turist grupları için en garanti mutfak. Ama İtalyan mutfağının temeli sos veya teknikten öte malzemeye dayanır. Domatesin cinsinin, unun inceliğinin ve türünün dramatik önemi vardır istenen lezzeti yakalamakta. Dolayısıyla lojistik herkesin harcamak istemeyeceği kadar yüksek maliyetlidir. Landa Giravu’daki Blu’ya giderken önce bir acaba mı dedim! Üstelik şefi Michelin yıldızlı Gaetano Trovato. İtalyan ve Michelin ikilisi gözümü korkutur. İtalyan restoranında minicik deneysel lokmalardan ziyade doyurucu tabaklar istiyor canım. Toskanalı şef tüm malzemeleri bizzat İtalya’dan getiriyormuş. Başlangıçla gelen burrata’nın Puglia’dan olduğunu öğrenip yerli kabuklularla yapılmış tagliolini’yi yedikten sonra bir önyargım daha yerle yeksan oldu.
MMRP (Maldivian Manta Ray Project) mantaları korumak için çalışıyor. MMRP ekipleri mantalarla yüzme turu düzenliyor.
Mantaları görmek için mayıs-ekim arası gidin
Romantizm, kafa dinleme, aileye vakit ayırma veya sualtını keşfetme... Herkesin Maldivler’e gidiş amacı farklı. Sualtına şimdiye kadar ilgi duymamış bir insanın bile burada kayıtsız kalması imkânsız. İlgi duyduğu deniz canlılarına göre tatil gününü belirleyen çok insan var. Mesela dolunay zamanı mercanların eşeyli çiftleşme gerçekleştirdiğini ben de deniz biyologlarından yeni öğrendim. Rengârenk, kocaman papağanbalıkları ve zararsız köpekbalıkları her mevsim var. Ama mantaları görmek isteyenler özellikle mayıs-ekim ayları arasını seçmeli. Four Seasons ve Save Our Seas’in desteğiyle kıdemli deniz biyoloğu Guy Stevens tarafından kurulan dünyaca ünlü MMRP (Maldivian Manta Ray Project) ile mantalar korunup kayıt altına alınıyor. Mayıs-ekim arası giderseniz günlük olarak manta araştırmalarına katılabilir veya onlarla yüzmek için profesyonel bir grupla özel bir bölgede dalış yapabilirsiniz.
Havadan izlemenin zevki bir başka
Tüm havayolları Maldivler’in merkezi olan Male şehrindeki uluslararası havalimanına iniyor. Buradan da bir tekne veya deniz uçağıyla gideceğiniz adaya transfer ediliyorsunuz. Yakın adalara tekneyle gitmek en mantıklısı. Zira 30 dakikalık bir deniz uçağı seyahati gidiş dönüş 650 doları buluyor. Sadece Maldivian Airlines’ın deniz uçakları hizmet veriyor. Bu parayı ödemek biraz ağır gelse de havadan turkuvaz renkli atolleri izlemek, başka hiçbir yerde yaşayamayacağınız, rüya gibi bir deneyim.
SPA konseptleri farklı
Oraya kadar gitmişken paraya kıyıp bir kez de olsa SPA deneyimi yaşamanız gerek. Her adadaki konsept birbirinden çok farklı. Mesela daha sakin bir ada olan Landaa Giravu’daki SPA’da vücudunuzu ayurvedik olarak tanımak için ayurveda doktorundan danışmanlık aldıktan sonra sadece vücudunuza değil, ruhunuza da iyi gelen özel masajlardan birini yaptırabilirsiniz. Kuda Hura’da ise SPA’ya gitmek için dhoni denen geleneksel ahşap kayıklara binmeniz gerekiyor. Minicik ayrı bir adacığın üzerindeki SPA’nın en özel masajı, su yatağı üzerinde bol yağla yapılanı.
Paylaş