Kazanlar kaynadıkça sadece mideler değil, ruhlar da doydu

Afet bölgesinde dev kazanlarda yemek yapıp dağıtan şefler “Buraya gelecek olanlar görevlerinin ne olursa olsun herkese güler yüzle yemek dağıtmak olduğunu bilmeli” diyor ve ekliyorlar: “Peynir ekmekle de karın doyar ama o sıcak yemekleri dağıtırken yaşanan sosyalleşme oradakilere iyi geldi, az da olsa rutinlerine döndüler.”

Haberin Devamı

Depremin ilk gününden bu yana Türk şeflere, üçüncü gününden sonra da dünyadaki en büyük afet gıda destekçisi sivil toplum kuruluşu WCK yani World Central Kitchen ekibine yardım ediyorum.

Bölgeye giden şeflerimizin hepsi yardıma gelmeyi planlayan şeflere aynı şeyi tavsiye ediyor: “İlk olarak kendi termal kontrolünüzü sağlayın. Kar kıyafetleri, içlik, eldiven, bere ve mutlaka uyku tulumu.” Şartlar malum, standart bir mutfak operasyonu değil bu. Kazanın başında tüm gücünüzle 1.000 kişilik pilavı da karıştırıyorsunuz, o kazanları yıkayıp kolilerce mal da indiriyorsunuz. O yüzden vitamin desteklerini, soğuk algınlığı ilaçlarını yanınızdan eksik etmemeyi de öneriyorlar. Bir de verimli olabilmek adına en az 5 gün gidilmesi gerektiğini söylüyorlar.

Haberin Devamı

Kazanlar kaynadıkça sadece mideler değil, ruhlar da doydu

Adıyaman ve Elbistan’da yemek pişiren Hazer Amani “Gündüz -10, gece -20 dereceyi gördük. Dayanıklı olan gitsin. Benim lokasyonlarda tuvalet sorunu vardı. Bunları bilerek gidin” diyor. Herkes çok üşüdü ama öte yandan kazanlar kaynadıkça sadece mideler değil, ruhlar da ısındı… “Peynir ekmekle de karın doyuyor ama sıcak yemek dağıtırken gerçekleşen sosyalleşme onlara iyi geldi, az da olsa rutinlerine döndüler. Yemek dağıttığımız bahçeye masa-sandalyeler koyup onlarla sohbet ettik. Yemek dağıttıkça bizim de motivasyonumuz yükseldi. Daha çok yemek yapıp ulaşılamayan köylere bile bir yolunu bulup giderek yemek dağıttık” diye anlatıyor Deniz Temel.

Kadın şeflerimizden Çiğdem Alagök, Antep’te Rafet İnce’yle oldukça büyük bir operasyonu yönetti. Malum, şartlar kadınlar için daha zorlu. Çiğdem “Mutlaka bolca ıslak mendili ve hijyenik malzemeyi eksik etmeyin” diyor ve devam ediyor: “Köylerdeki çocuklar siz ona bir tas yemek uzatırken sizden kalın kıyafet istiyorlar. Sosyal medyada bunu yayımladıktan sonra o köye çocuk montu gönderenlerin hakkını ödeyemem.”
Görüyoruz ki olay sadece yemek değil.

O bir tas sıcak aşın insanlarla bağ kurmaya vesile olması... Umut Karakuş’un söylediklerini unutmamak gerek: “Gidecek şefler psikolojik olarak kendilerini hazırlasın. Orada hayatın acımasız yüzünü görecekler. Ve görevlerinin ne olursa olsun herkese güler yüzle yemek dağıtmak, oradaki insanları sarıp sarmalamak olduğunu bilsinler.”

Yazarın Tüm Yazıları