Paylaş
Cleto’s Ristorante: Geçen yaz Patriçya Koyu’nda Cunda Mola Otel’in plajında akşam saatlerinde servise başlayan Cleto’s’un şahane bir manzarası ama akşam saati için insanı oldukça zorlayan bir yolu vardı. Funda Kocadağ ve eşi Cleto’nun restoranı hem İtalyan mutfağından sunduğu örnekler hem de verdikleri aile sofrasında yemek yiyormuşsunuz hissiyatıyla bu sezon yeni yerinde. Ayvalık merkezinde restore edilen eski zeytinyağı fabrikasının içindeki Cleto’s, el yapımı makarnalar ve iddialı oldukları taş fırından çıkan pizza çeşitlerinin yanında kum midyesi sote, tempura kabak çiçeği, ossobuco gibi lezzetler sunuyor.
L’arancia: 18 yıldır Ayvalık âşığı olan Merve Avcı, İstanbul’daki işlerini askıya alarak ailesiyle birlikte Cunda’da L’arancia’yı açmış. İtalyan mutfağını sevmekle kalmayıp aldığı pek çok kursla da becerilerini pekiştiren Merve Hanım mutfağını ‘İtalyan teknikleriyle Ege ve yerel Cunda mutfağı’ olarak tanımlıyor. Bu rengârenk dekorasyonlu şirin ve özenli restoranın ürünlerini direkt köylüden, balıkçılardan Merve Hanım alıyor. Sirkeler de dahil olmak üzere mutfaklarındaki her şeyi kendileri üretiyor, atıksız anlayışa önem veriyorlar. Ayvalık’a yerleşen ve mutfağın başına geçen profesyonel şef Gökhan Çatmaz ile de çıta iyice yukarılara çıkmış. Yemekler son derece lezzetli olmasının yanında hepsi sofrada görsel şölen yaşatıyor. Geçen senenin çok beğenilen yemeklerine ek olarak bu yıl restoranın menüsüne kalamar mürekkepli-midyeli tagliatelle, bottarga, deniz taraklı ve safranlı risotto, Cunda lor kremalı cannoli gibi yemekler eklendi. L’arancina’nın tabakları (üstte) İtalyan teknikleriyle Ege ve yerel Cunda mutfağını buluşturuyor. Restore edilen eski zeytinyağı fabrikasının içindeki Cleto’s burrata gibi İtalyan başlangıçlarıyla (yanda) iddialı.La Fuga: Burası yerel malzemelerle hazırlanmış tapas ve kokteyl menüleri, haftanın her günü DJ ve belirli günlerdeki canlı müzik performanslarıyla dikkat çekiyor. Baharatlı brava, sote karidesin füme biber, limon ve sarımsakla bir araya geldiği gambas ajillo, dana kaburgaya sarılı fırınlanmış keçi peynirli hurma datiles rellenos, özel soslu karides tempura, marine karideslerin coleslaw ve sarımsaklı lime mayonezle sunulduğu karides taco menüdeki lezzetlerden öne çıkanlar.
AKŞAM KEYFİ İÇİN
Bay Nihat: Burası artık Ayvalık’la adı bütünleşmiş bir mekân. Yaratıcı mezeleri en iyi malzemelerle servis ediyor.
Ayvalık meyhane kültürünü meze çeşitleriyle yaşatan Tamam’da (üstte) her şey günlük...
Tamam Meyhane: Geçmişteki meyhane geleneğini mümkün olduğu kadar korumaya çalışıyorlar. Meze dolabı yok. Kendinizi meyhanecinin ellerine bırakmanız gerekiyor. Her şey günlük ve taptaze. Buranın mottosu ‘Karşılıklı saygı, karşılıksız sevgi’. Uykuluk, fellah köftesi, tam tekmil fava, etli pazı sarma…
Ayvalık Meyhanesi: Gülay Kurtcebe’nin 8 ay önce Ayvalık Meyhanesi adıyla açtığı mekân 45 kişilik küçük, şirin, gösterişten uzak ve samimi bir sokak meyhanesi. Amaçları lezzeti uygun fiyata servis edebilmek. Eski bir Rum binasında hizmet veren meyhanenin öne çıkan ürünlerinin başında uykuluk, beyin söğüş, etli pazı sarması, çerkestavuğu, kaymaklı köz biber, kabak çiçeği kızartma, ekşili patates, teretür geliyor.
Balıkçı Bahtiyar: Ahmet (Kaçar) Bey, aileden balıkçı. Babası Bahtiyar Bey’in tekne ve balıkçılık işini büyütüp bu restorana taşımış. 12 yıldır da 400 yıllık tarihi bir mekânda misafirlerini ağırlıyorlar. Ahmet Bey’in iki dedesi de Girit göçmeni ve restoran mutfağı Girit ağırlıklı. Yoğurtlu-zeytinyağlı mezeler, deniz börülcesi, kabak çiçeği dolması gibi 80 çeşit meze var. Kalamar, karides, mantar, ahtapotla yaptıkları ‘balık beyti’ için giden müdavimleri çok. Kendileri avladığı için tüm deniz ürünlerinin tazeliği ve müşteri memnuniyeti konusunda çok iddialılar.
Cunda Giritli’de tam 120 çeşit meze var.
Cunda Giritli Restaurant: Hem anne hem baba tarafı Girit göçmeni olan İbrahim Bey, restoranı 2007’de merhum babası Mustafa Eden ile birlikte açmış. 2016’dan sonra da yola yalnız devam etmiş. Burada da yaklaşık 120 çeşit meze var. Birçoğu Girit mutfağından. Balıkla yaptıkları çökertme kebabına verdikleri isimle Girit çökertmeleri, çok meşhur. Arapsaçlı sübye gibi mezelerde bol bol Ege otları kullanıyorlar. Cunda sahildeki mekânın deniz kıyısındaki masaları günbatımını izlemek için de oldukça güzel.
PAZARA GİDİN, PEYNİR ALIN
- Eğer denk gelirseniz Perşembe Pazarı’nda ot ve sebze alışverişi yapın.
- Sabahın erken saatleri Taş Kahve’de Ayvalık tostu–çay, akşam saatlerinde yer bulursanız kahve keyfi yapın.
- Ayvalık’ın en eski peynircisi olarak bilinen Darbuka Kardeşler, Midilli’den mübadele yoluyla gelmiş olan Darbuka ailesi tarafından kurulmuş. Koyun sütüyle yapılan sepet peyniri, taze lor, Bergama tulumu almanız gerekenlerden birkaçı. Kesebir mandıradan da çörekotlu, sakızlı, kekikli, pul biberli saganaki peynirlerinden (nasıl pişirileceğini öğrenip) mutlaka alın.
- İster ara sıcak olarak söyleyin isterseniz yanında çıtır çıtır bir roka salatasıyla ana yemek niyetine yiyin ama ne yapıp edip adanın meşhur balığı papalinayı mutlaka deneyimleyin. Papalinanın sadece tavası yapılıyor, temmuz ve ağustos aylarında avlanmasına müsaade ediliyor ve lokantalarda servis ediliyor.
- İyi bir esnaf lokantası tecrübesi için Paşa Çorba’ya gidin. Sabah 5.00’te işkembe, kelle paça, beyin ve tavuk gibi çeşitlerle başlayan çorba servisi öğlen saatlerinde kabak çiçeği dolması, haşlama otlar, etli türlü, dana haşlama ve kekikli ada köftesiyle devam ediyor.
- Öğlen saatlerinde Macaron Mahallesi’ndeki Mor Salkım’ın zeytinyağlılarından ve yoğurtlu oğlak eti gibi özel yemeklerinden deneyin.
- Mor Salkım’ın hemen yan tarafındaki Macaron Muhallebicisi’nde kahve ve tatlı ‘keyfi’ yapmayı ihmal etmeyin.
Paylaş