Bu yolların sonu lezzete çıkıyor

Seyahat ederken harika bir yemeğin peşine düşmek en az turistik yerleri ziyaret etmek kadar önemli mi? Kimileri için öyle. Ülkemizde de gastronomi alanında önemli gelişmeler yaşanıyor. Michelin yıldızlı restoranlarımız, dünyaca ünlü lezzetlerimiz derken tatil beldelerindeki oteller de özenli menüler sunuyor. Seyahatini otelin yemeğine göre planlayanlara önerilerim var.

MÜZİK EŞLİĞİNDE ŞÖLEN (Lika-Birdcage Hotel, Bodrum/Muğla)

Alaçatı’daki Su’dan ve İstanbul’daki Aheste’nin kurucusu olan Sara Tabrizi, Yalıkavak’taki Bodrum Birdcage Otel’in içindeki Lika’nın başına geçti. Bodrum mandalinası ve havyarla hazırlanan ceviche, çiğköfte harmanıyla yapılan bonfile tartar, Konya küflü peyniri ve taze erişteyle pişirilen şarap soslu midye gibi lezzetleri denemenizi öneririm. Melisa Yördem’in mutfağın başında olduğu Lika’nın ruhunu tamamlayan en önemli şeylerden bir de müzik.

KARPUZLU SOĞUK ÇORBA (Mitu-Alavya, Alaçatı/İzmir)

Açıldığından bu yana kalitesini korumayı başaran Alavya için bölgenin en ‘cool’ oteli diyebiliriz. Restoranı Mitu’nun başında da yıllardır Alavya’da çalışan Hüseyin Pancar var. Fesleğen granitayla sunulan domatesli-karpuzlu soğuk yaz çorbası, ‘dünün’ zeytinyağlısı, Girit kabağı, Alarga adlı soğuk balık tabağı öne çıkanlardan.

ŞEF RESTORANI GİBİ KURGULANDI (Tuzz-Khai Hotel, Bodrum/Muğla)

Açıldığı günden bu yana bir otel restoranından öte, şef restoranı mantığıyla çalışıyor Tuzz. Mutfağın başında şef Nilay Lale var. Nilay Şef’in tarzını bu yaz menüye giren bir tabakla anlatayım: Çiğköfte malzemesiyle sarılan zırhlanmış dana bonfile etini, üzerinde tere filizleri ve nane yağı tozu, yanında bulgur cipsiyle servis ediyor.

SUŞİLER DENEMEYE DEĞER (Sota-Viento, Alaçatı/İzmir)

Mükemmeliyetçi sahibi Figen Erbaş’ın dokunuşlarını Viento Otel’in her noktasında hissetmek mümkün. Buna Sota Restoran da dahil. Sadece deniz mahsulleri servis eden Sota’da hiçbir şekilde dondurulmuş, kurutulmuş veya konserve malzeme kullanılmıyor. Özellikle kabuklularıyla öne çıkan Sota’da suşiler de denemeye değer.

EGE’NİN TAZE MALZEMELERİ (Tuti-The Marmara, Bodrum/Muğla)

Şef Hakan Süve’nin Egeli olduğunu önünüze gelen her tabaktan anlayabilirsiniz. Lokma tekniğiyle yaptığı ot mücver benim damağımda yer edenlerden. Balık, tavuk ve et, menüde her türlü yemek var ama bunların Ege’nin taze malzemeleriyle tabaklarda desteklenmesi onlara boyut atlatıyor.

YÖRESEL YEMEKLER AĞIRLIKTA (Tirmis-Lara Barut, Muratpaşa/Antalya)

Barut ailesinin Antalya turizmine katkısı büyük. Tüm otellerinde özellikle yeme-içme ünitelerine fazlasıyla özen göstermeleri de takdire şayan. Lara’da Barut Otel’in içindeki Tirmis buna çok iyi bir örnek. Sadece Antalya ve çevresine ait, çoğunun adını bilmediğiniz yöresel yemekler servis ediliyor.

LÜKS DEĞİL, SAMİMİYET VAR (Orkide Balık, Bodrum/Muğla)

Göltürkbükü’nün Gölköy tarafındaki restoran ve mini otel sizi 30 yıl öncesinin Bodrum’una ışınlayacak. Orkide Otel’in gündüz plajından denize girip akşam da ayaklarınızı kuma basarak Bodrum’da yiyebileceğiniz belki de en taze balıkları tadacaksınız. Burada lüksü değil ama doğallığı, lezzeti, samimiyeti bulacaksınız.

YÜKSELEN YILDIZLARDAN (Teruar Restoran ve Hotel, Urla/İzmir)

Osman Serdaroğlu’nun birkaç yıl önce Urla’da açtığı Teruar, 7 odası ve içindeki şef restoranıyla yükselen yıldızlardan biri. En çok tercih edilen de 7 tabaklık tadım menüsü. Fethiye Tangala’nın pelit peyniriyle hazırlanan yaz trüflü brule ve mürekkep soslu, bebek patatesle sunulan kılıçbalığı menüye yeni girenlerden.

TADI DAMAĞINIZDA KALACAK (Simurg Inn, Kaz Dağları/Çanakkale)

Kuzey Ege’nin en özel yerlerinden biri ve her anlamda damağınızda izi kalacak bir otel. Özellikle sahil kısmında açtıkları minik plajlarının mutfağına bayılıyorum. Denizden çıkan tazecik barbunların kızardığı, otların nefis soslarla harmanlandığı, türlü tapas’ların servis edildiği çok iyi bir plaj mutfakları da var.

SADECE YETİŞKİNLERE ÖZEL (Perios Beach House, Marmaris/Bodrum)

Turunç mevkisindeki mekân çocuk sesi olmadan tatil yapmak isteyenler için bir cennet. ‘Adults only’ (yetişkinlere özel) hizmet veren otelin mutfaklarının başında da Mahir Çelik var. Taze enginar ve kanlıca mantarlı levrek buğulama, domates salsalı karides tartar, ponzu soya soslu ahtapot karpaçyo menüdeki tatlardan.

MALZEMELER KÖYDEN GELİYOR (Palaia, Datça/Muğla)

Mutfağın başında Nihat Doğantürk var. Yemeklerde ağırlıklı olarak Kızlan ve Karaköy köylerinden gelen ürünleri kullanıyorlar. Şefin muhammaralı ve et de içeren çiğköfte yorumu en beğenilenlerden. Midyeli ve rakı soslu Girit kabağı dolması, ançüezli tereyağıyla sunulan asma yaprağında levrek de menünün yıldızları.

AĞIZ SULANDIRAN TATLAR (D-Resort Murat Reis, Ayvalık/Balıkesir)

Şef Erdem Öztürk yönetimindeki Nesil 1970’in yeni menüsü bir diğer ekimiz Lezzetli Hayat’ın yazarlarından olan şef Didem Şenol danışmanlığında yapıldı. Reyhan ve üzümlü ayran aşı, mürekkepli kuru fasulye ezmesi üzerinde ahtapot tandır, yanık koyun yoğurtlu sıcak Ege otları ağız sulandıran yemeklerden birkaçı.

SICACIK, ROMANTİK BİR ORTAM (Fidanka, Kalkan/Antalya)

Şef Arif Pehlivan kış aylarında otelin sahibesi Bilge Bayer ile birlikte farklı restoranları deneyimleyip kendini geliştirmiş. Karamelize armutlu yaprak ciğer, portakal glazeli fava, tarhana soslu ahtapot ızgara burada yiyeceklerinizden bazıları. Bunları bir de Fidanka’nın sıcacık, romantik ortamında yediğinizi düşünün…

DENİZ MAHSULLERİNİN EN İYİSİ (Saklı Yaz, Datça/Muğla )

Oteli Uğur Kantarcı, eşi Ece’yle birlikte işletiyor. Sadece yetişkinleri kabul ediyorlar. Aynı zamanda balıkçı olan aile, deniz mahsullerinin en iyisini servis ediyor. Peynir dolgulu kalamar, çi sebze ve meyveli granyöz ve arpa şehriyeli paella’nın yanında dana yanak kroket ve çıtır beyin topları menüde mevcut.

MÜTHİŞ BİR GÜNBATIMI (Fika-6 Rooms by Azumare, Side/Antalya)

Mahmut Gökkaya tarafından birkaç hafta önce açılan 6 Rooms müthiş bir günbatımı manzarasına sahip. ‘Fika’ adını İsveç dilinde ‘sakinleşip hayata şükretmek için arkadaşlarla kahve molası vermek’ten almış. Kafe, Mahmut’un İsveçli eşi Sofie tarafından işletiliyor. Vanilyalı krema dolgulu kakuleli bun’ı denemenizi öneririm.