Bodrum'da sarı yaz turu

Büyük bir çoğunluk için Bodrum’un en güzel zamanı sarı yaz nihayet geldi. Ben de geçen hafta oradaydım ve ortalık biraz daha sakinlemişken sevdiğim restoranlarda birbirinden lezzetli ve yaratıcı yemekler tattım. Meraklıları için dolu dolu bir liste hazırladım.

Haberin Devamı

Geçen haftaki Bodrum seyahatimin ilk akşam yemeği bu yıl üçüncü yılını dolduran The Galliard Cove House’daydı. Buraya mutlaka gün batmadan gitmenizi tavsiye ederim. Kapıdan girişte göze çarpan Tulum havası içerideki Ibiza ambiyansıyla (hem yemek playlist’i çok iyi hem de yemek sonrası DJ performansları var) birleşip sizi sarmalıyor. Galliard’ın Bodrum menüsü İstanbul’dakinden farklı. Deniz mahsulleri ağırlıklı menüde tiradito, carpaccio, ceviche, tartar gibi lezzetlerle dünya mutfaklarında bir yolculuğa çıkıyorsunuz.

Bodrumda sarı yaz turu

Birdcage 33 içindeki Lika’nın (solda) kuzu gerdan tabağı..

Ama bu yolculuğun İspanya durağına özel bir parantez açmak gerek. Çünkü üç yıl önce ilk açılışta danışmanlık veren İspanyol şefin menüye kattıkları aynı lezzette devam ediyor. Kalamar şnitzel, ıstakozlu makarna gibi iyi alternatifler var ama bence menünün yıldızı paella. Valensiya orijinli paella üç farklı tarzda yapılır: Ortasına bütün sarımsak konup fırında pişirilen ‘al horno’, risotto kıvamı biraz suluca olan ‘meloso’ ve altı kıtırlaştırılarak yapılıp biraz daha kuru olan ‘a banda’. İşte buradaki, ‘a banda’nın en iyi örneklerinden biri... Tüm bunların arkasındaki vizyoner işletmecisi Ahmet Uras’ı da
tebrik etmek gerek. The Galliard’ı anlatmışken içinde olduğu Yaz Yalıkavak’tan da kısaca bahsedeyim. Otelin sahipleri kış boyu birçok ülkeye seyahat edip akıllarında kalanları kendi otellerine uyguluyormuş. Ama Bodrum dokusuna sadık kalarak... İki katlı beyaz binaları, peyzajı ve kendisine ait plajıyla Bodrum’da olduğunuzu iliklerinize kadar hissedeceğiniz, üstelik muadillerine göre daha uygun fiyatlı bir yer burası.

Haberin Devamı

Bodrumda sarı yaz turu

Mivara’nın suşileri çok başarılı. 

Bir başka güzel otelin içinde hizmet veren restoransa yine Yalıkavak’ta, Lika... Ama önce otel Birdcage 33’ten bahsetmek istiyorum. Yalıkavak sırtlarındaki dört dönüm arazide mimar Ahmet Alataş hiçbir yeşilliğe dokunmadan, 11 odayı aralara öylesine serpiştirmiş ki uzaktan buranın otel olduğunu anlamak neredeyse imkânsız. Lika’ysa bir çıkıntı şeklindeki manzaralı terasta servis veriyor. Sara Tabrizi ve ekibinin mutfakta olduğu restoranı otelden ayrı olarak lanse ettiler, ki bence doğru yaptılar. Nitekim otel dışından çok misafirleri var ve her akşam dolular.

Haberin Devamı

Bodrumda sarı yaz turu

The Galliard’ın paella’sı

Baba tarafından İran asıllı olan Sara, buradaki menüyü biraz da klişelerin dışına çıkmak için ‘karma’ olarak adlandırıyor. Elbette odaklarında iyi malzeme var ama artık bu söylem ziyadesinden fazla kullanılıp bayatlayınca o da köklerine ve hâkim olduğu farklı mutfak tekniklerine atıfta bulunuyor kendini ifade ederken. Kullandığı soğuk sıkım nar ekşisi ve Kastamonu’dan gelen ahlat pekmezi gibi özel malzemeler zaten malzeme hassasiyetlerini fazlasıyla açıklıyor. Acem usulü cacık, Erzincan tulumlu köz patlıcan, sıcak peynirli kabak çiçeği, isli yağlı kara ve kuzu gerdan benim aklımda yer eden tabaklar oldu.

Khai’de sipariş ettiğiniz bir marul salatası bile üzerindeki malzemelerle “Ben ne yedim şimdi” dedirtiyor.

Haberin Devamı

İKİ ÇEŞİT LAHMACUN VAR

Ve Khai... Bodrum’da kendimi bana evimde hissettiren yerlerin başında geliyor. Bu yıl tüm koydaki iskeleler kaldırılmış ama bu hali benim daha çok hoşuma gitti doğrusu. Ortakent’teki Khai’nin hemen önünde deniz, oda sayısı az, tam bir aile ortamı. Fakat en güçlü tarafları sadece bunlar değil, mutfağı. Tuzz isimli restoranlarının başında açıldığından bu yana şef Nilay Lale var. Menüden sipariş ettiğiniz basit bir marul salatası bile sosuyla, üzerine konan malzemelerle “Ben ne yedim şimdi” dedirtecek kadar güzel. Gündüz ve akşam farklı menüler var. Nilay’ın Uzakdoğu soslarıyla yarattığı tat dengeleri ve sakatatları müthiş işlediği tabaklar bu yıl da göze çarpıyor. Sarımsaklı-limonlu enginar, közde uykuluk gibi birkaç demirbaşın dışında menü baştan aşağı yenilenmiş. Bulgur cipsli çiğköfte, veganlar için dağ mantarlı kızarmış pilav, füme dana dil tandır, otlu hengel, közde bebek kalamar yenilerden bazıları... Kumsalın üzerinde, tatlı bir esinti eşliğinde iyi bir fine-dining deneyimi için ilk tavsiyem burası olur.

Haberin Devamı

Bodrumda sarı yaz turu

Tuzz’da dağ mantarlı pilav

Geçen yıl açılan Mivara Luxury Resort Hotel ise hem konforlu plajı hem de içindeki Japon restoranıyla bu yılın benim için en iyilerinden... Sahildeki taş fırından çıkan her şey çok güzel ama iki ayrı çeşitte hazırladıkları lahmacunları en çok sipariş edilen yemekleri. Yanında kaşık salatayla gelen lahmacunlardan biri klasik, diğeriyse ufak parça etli hazırlanıyor. Japon restoranı Minami’yse karşınıza çıkan yarı açık mutfağı ve Gündoğan Koyu’na tepeden bakan manzarasıyla etkiliyor sizi. Bir Japon restoranının iddiasını ilk başta saşimiler ve nigirilerden anlayabilirsiniz. İkisi de bilmeyene basit görünür ama malzeme seçiminden balığı kesim tekniğine ikisi de ustalık ister. İşte Minami ilk puanı zaten buradan fazlasıyla alıyor. Şefin spesiyali suşi çeşitlerini de oldukça başarılı buldum. Bir de lokmalara kesilip gelen teriyaki soslu et var ki mutlaka midenizde ona yer ayırın. Minari’nin otelin hemen girişinde oluşu dışarıdan gelen müşteriler için de ayrı bir rahatlık.

Yazarın Tüm Yazıları