Türkiye’de artan gençlik şiddeti

Son aylarda Türkiye’de gençler arasında artan şiddet olayları, toplumu derinden sarsarak gençler arasındaki agresif davranışların kamuoyunda tartışılmasına yol açtı.

Haberin Devamı

Çetelerle bağlantılı çatışmalardan zorbalık olaylarına kadar, gençler arasında şiddet içeren davranışların artması, okullarda ve dışarıda, gençlerin güvenliği ve refahı konusunda endişelere yol açtı. Sorun çok yönlü olsa da eğitimciler ve ebeveynler, bu olayları önlemek için erken uyarı işaretlerini fark etme ve zamanında müdahale etme konusunda kritik bir role sahiptir.

SORUNUN KAPSAMINI ANLAMAK

Türkiye’de gençler arasında şiddet, izole bir sorun değildir. Sosyal, ekonomik ve kültürel faktörlerin bir kombinasyonu, bu büyüyen soruna katkıda bulunmaktadır. Ekonomik eşitsizlik, aile parçalanmaları, dijital şiddete maruz kalma ve akran baskısının etkisi, gençler arasındaki saldırganlık artışının başlıca sebeplerinden bazılarıdır. Bir zamanlar çocuklar için güvenli sığınak olarak kabul edilen okullar, artık ciddi yaralanmalara ya da ölümlere varan öğrenci kavgalarına sahne olmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı, sorunun ciddiyetini kabul etmiş ve çeşitli okul programları aracılığıyla bu sorunu ele almaya çalışmaktadır. Ancak şiddet çeşitli biçimlerde kendini göstermeye devam ederken, eğitimcilerin ve ebeveynlerin bu riskleri fark etme ve hafifletme konusundaki rolü göz ardı edilemez.

Haberin Devamı

EĞİTİMCİLER VE EBEVEYNLERİN ROLÜ

Hem eğitimciler hem de ebeveynler, gençler arasında şiddet olaylarını kontrolden çıkmadan önce tespit edip müdahale etmek için eşsiz bir konuma sahiptir. Öğrenciler etrafında sıkı bir topluluk oluşturarak ve davranışsal değişikliklerine dikkat ederek, yetişkinler ilk savunma hattı olabilirler. Eğitimciler için bu, öğrencilerin sorunlarını, korkularını veya öfke duygularını tartışabilecekleri bir ortam yaratmak anlamına gelir. Öğretmenler, öğrencilerle düzenli birebir konuşmalar yaparak güven inşa edebilir, açıklık teşvik edebilir ve öğrencilerin duygularını yapıcı bir şekilde ifade etmelerine yardımcı olabilirler. Okullar ayrıca öğretmenler için öğrencilere nasıl yaklaşmaları gerektiğini, sıkıntı veya saldırganlık işaretlerini nasıl fark edeceklerini ve bu durumları etkili bir şekilde yönetmeleri için gerekli araçları sağlayacak eğitim programlarına yatırım yapmalıdır. Ebeveynler de gençlik şiddetini önlemede önemli bir role sahiptir. Çocuklarıyla güvene dayalı ve iletişime açık bir ilişki kurmak hayati önem taşır. Günümüzün hızlı temposunda birçok ebeveyn, çocuklarının duygusal durumunu takip etmekte zorlanmaktadır ancak evde açık bir diyalog ortamı yaratmak, erken müdahale açısından kilit rol oynar. Bu, ebeveynlerin sıkıntı veya huzursuzluk belirtilerini erken fark etmelerine olanak tanır ve bu durumlar genellikle saldırgan davranışların habercisi olabilir.

Haberin Devamı

DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN İŞARETLER

Gençlerde şiddet belirtilerini fark etmek hem ebeveynler hem de eğitimciler için kritik öneme sahiptir. Bu işaretler ince olabilir, ancak şiddetli patlamalara yol açabilecek duygusal dalgalanmalara bir pencere sunarlar. Gençlik şiddetine maruz kalanlar genellikle fark edilebilir davranış değişiklikleri sergilerler. Ebeveynlerin ve öğretmenlerin dikkat etmesi gereken bazı işaretler şunlardır:

Arkadaşlardan ve sosyal aktivitelerden uzaklaşma: Daha önce sosyal olan bir genç, aniden izole oluyorsa ya da eskiden keyif aldığı aktivitelerden kaçınıyorsa, mağduriyetin bir işareti olabilir.

Açıklanamayan fiziksel yaralanmalar: Gencin yeterince açıklayamadığı morluklar, kesikler veya diğer yaralanmalar, zorbalık ya da fiziksel saldırıya işaret edebilir.

Haberin Devamı

Akademik başarıda düşüş: Şiddete maruz kalanlar genellikle okulda odaklanma zorluğu çekerler ve bu durum notlarında düşüşe veya akademik ilgisizlikte artışa yol açar.

Yeme veya uyku düzeninde değişiklikler: Anksiyete, depresyon veya korku, uykusuzluk, kâbuslar ya da ani iştah değişiklikleri gibi fiziksel belirtilerle kendini gösterebilir.

Duygusal sıkıntı veya sık sık ağlama: Mağdurlar, giderek daha duygusal hale gelebilir, sık sık ağlayabilir veya anksiyete ve huzursuzluk gösterebilirler.

SUÇLULARIN İŞARETLERİ

Şiddet içeren davranışlarda bulunan gençler de belirli özellikler ve kalıplar sergilerler ve dikkatli bir gözlemle erken fark edilebilirler.

Haberin Devamı

Sık sık öfke patlamaları: Saldırganlar genellikle öfkelerini kontrol etmekte zorlanır ve sık sık tartışmalar veya öfke patlamaları yaşarlar.

Kurallara veya otoriteye karşı kayıtsızlık: Aniden okul kurallarına uymayı reddetmek veya otorite figürlerine saygısızlık etmek, daha derin bir davranışsal sorunun işareti olabilir.

Başkalarını zorbalık veya tahakküm altına alma: Potansiyel şiddetin anahtar bir işareti, fiziksel, sözlü veya çevrim içi olarak yaşıtlarına zorbalık yapma veya onları sindirme eğilimidir.

Empati eksikliği: Gençlerin başkalarının duygularına veya mücadelelerine empati kuramaması, zarar verdikleri insanların acılarını fark etmeyebileceklerine işaret eder.

Haberin Devamı

Şiddet içeren akran gruplarıyla ilişki: Şiddet içeren veya isyankâr gruplara katılan gençler, bu davranışları taklit etme eğilimindedir. Ebeveynler ve öğretmenler, gençlerin kimlerle arkadaşlık ettiğini gözlemlemelidir.

ERKEN MÜDAHALE STRATEJİLERİ

Ebeveynler ve eğitimciler ne kadar erken müdahale ederse, şiddeti önleme o kadar etkili olur. Hem mağdurların hem de potansiyel suçluların şiddet artmadan önce yardım almasını sağlamak için birkaç strateji uygulanabilir.

1-Açık iletişim kanalları: Okul danışmanları veya aile destek sistemleri aracılığıyla, açık iletişim kanalları oluşturmak önemlidir. Gençler, endişelerini veya hayal kırıklıklarını yargılanma ya da cezalandırılma korkusu olmadan paylaşabileceklerini hissetmelidir. Okullar, öğrencilerin sorunlarını dile getirebilecekleri güvenli alanlar sunmalıdır.

2-Çatışma çözme becerilerini teşvik etmek: Birçok genç, çatışmaları yapıcı bir şekilde ele alma becerilerinden yoksun olduğu için şiddete başvurur. Okullar, öğrencilere anlaşmazlıkları saldırganlığa başvurmadan nasıl yöneteceklerini öğreten çatışma çözme programları sunabilir. Rol yapma egzersizleri ve akran arabuluculuk programları, öğrencilerin zor durumlarla barışçıl bir şekilde başa çıkmaları için gereken becerileri kazanmalarına yardımcı olabilir.

3-Ruh sağlığı desteği: Şiddet uygulayan veya şiddet mağduru olan birçok genç, anksiyete, depresyon veya travma gibi altta yatan ruh sağlığı sorunlarıyla mücadele eder. Okullar ve topluluklar, tüm öğrencilere ruh sağlığı hizmetlerini erişilebilir hale getirmelidir. Erken ruh sağlığı taramaları, risk altındaki bireylerin tespit edilmesine de yardımcı olabilir.

4-Ebeveyn katılımı: Ebeveynler, gençlik yıllarında bağımsızlık daha önemli hale gelse bile, çocuklarının hayatına aktif olarak dahil olmalıdır. Çevrim içi etkinlikleri izlemek, ders dışı aktivitelere katılmayı teşvik etmek ve güçlü iletişimi sürdürmek, ebeveynlerin sorunları erken fark etmelerine yardımcı olur.

5-Okullar ve aileler arasında iş birliği: Okullar ve aileler arasındaki güçlü ortaklıklar, sorunların büyümesini önleyebilir. Ebeveynler, öğretmenler ve okul danışmanları arasındaki düzenli toplantılar, tüm tarafların herhangi bir sorunun farkında olmasını ve müdahale planları üzerinde birlikte çalışmasını sağlar.

Türkiye’de gençlik şiddeti giderek büyüyen bir endişe kaynağı olsa da üstesinden gelinemez bir sorun değildir. Uyarı işaretlerine dikkat ederek ve erken müdahale ederek, eğitimciler ve ebeveynler gençlerin etrafında güçlü bir koruma duvarı inşa edebilirler. Okullar, öğrencilerin kendilerini güvende, desteklenmiş ve anlaşılmış hissettikleri yerler olmalıdır. Proaktif önlemler, açık iletişim ve okullar ile aileler arasında iş birliğine dayalı bir yaklaşım sayesinde, şiddet olayları azaltılabilir ve Türkiye’nin gençleri için daha güvenli bir gelecek sağlanabilir. Sorumluluk, dikkatli, ilgili ve harekete hazır olmakta yatmaktadır. Gençlerin gelişiminde yer alan herkesin (ebeveynler, eğitimciler ve toplumlar) bir araya gelerek gençlik şiddetini durdurma zamanı gelmiştir.

Günün Sözü: “Eğitim demek, vücutta ve ruhtaki güzelliği ve mükemmelliği son mertebesine kadar geliştirmek demektir.” (Platon)

EĞİTİMDEN, BİLİMDEN, BAŞÖĞRETMENİN İZİNDEN AYRILMADIĞINIZ AYDINLIK GÜNLERİNİZ OLSUN.

Yazarın Tüm Yazıları