Paylaş
Kararın 1981’de alınması ise bu yılın Atatürk’ün doğumunun 100’üncü yılı olmasından kaynaklanıyor. Çok anlamlı değil mi bu bilgi? İnsanın içini ısıtıyor. Başöğretmen olmadan biz olur muyduk zannetmiyorum. Ben öyle çok sevdim ki öğretmenliği. Öğretmen olmak istediğime, daha 12 yaşında hayranı olduğum bir İngilizce öğretmeninin öğrencisi olunca karar vermiştim.
İşe hep koşarak gittim. İçimde inanılmaz bir enerji vardı. Günde 8 saat ders verir sonra özel derslere koşardım. Mesleği yaptıkça fark ettim ki bir öğretmen aslında insan hayatına dokunuyor ve bu yüzden de azami özen göstermesi gerekiyor. Çünkü bu dokunuş her zaman pozitif sonuçlar doğurmayabilir. Her öğretmen iyidir diye bir şey yoktur ama şüphesiz bana göre dünyanın en anlamlı mesleklerinden biridir.
ÖĞRETMENLERİN YERİNİ TEKNOLOJİ ALACAK MI?
Benim bu soruya cevap olarak gönlümden geçeni tahmin edebiliyorsunuzdur. Ama bu yeterli olmayacağı için bu konuda yapılan araştırmalara bir göz atmakta fayda var. Bakın aşağıdaki rapor ne diyor:
Birleşik Krallık’ın kültürel ilişkiler ve eğitim fırsatlarından sorumlu kuruluşu olan British Council, dünya çapında İngilizce öğretme konusunda yaklaşık 90 yıllık deneyimiyle öğretmen desteği alanında bir dünya lideridir. British Council’ın 2023’te yayınlanan ‘İngilizcenin Geleceği: Küresel Perspektifler’ (Future of English: Global Perspectives) raporu, öğretmenlerin hızla değişen sınıf yapısıyla -özellikle teknolojik gelişmelerin hızı, öğretimin yerel ve küresel bağlamdan kopmaması ve küreselleşmiş ve çok dilli bir dünyanın baskısı-başa çıkmalarına yardımcı olmak için yüksek nitelikte sürekli öğretmen gelişimine duyulan ihtiyacı vurguluyor. Öğretmen çeşitliliğinin ve teknoloji entegrasyonunun öneminin altını çizen rapor, İngilizce eğitimi için kapsayıcı bir gelecek sunarak öğretmenlerin güncel kalmasını sağlamak için nitelikli eğitime odaklanılması çağrısında bulunuyor. Raporda, öngörülebilir gelecekte teknolojinin öğretmen ihtiyacının yerini almasının mümkün olmadığı ancak öğretmen eğitimi ve sürekli mesleki gelişimin teknoloji eğitimini de içermesi gerektiği belirtiliyor. O zaman sanırım gönlümden geçen ile realite örtüşüyor. Bence insanın insan temasına, göz göze gelmeye her zaman ihtiyacı olacak.
ÖZ GÜVENLİ ÇOCUKLAR MI HADSİZ ÇOCUKLAR MI YETİŞTİRİYORUZ?
Öz güven çocuğun bir işi başarabileceğine inancından çok aslında kendisini sevmesi ile alakalıdır. Kişinin kendi değeri hakkındaki subjektif değerlendirmesidir. Eğer kendisini değersiz hissediyorsa tabii ki başarabileceğine olan inancı da düşük olacaktır. Ve düşük bir inanç seviyesi ile yola çıkan başarılı olabilir mi? Öz güvenli çocuklar yetiştirmek aslında mutlu insan yetiştirmektir lakin sınırları kaldırılmış kuralsız her istediği yapılan, ‘ağam, paşam, prensesim, kraliçem, aman sen bir şey yapma biz yaparız, sen sadece ders çalış’ denilen çocuklarda benim gözlemim öz güven olmuyor. Grandiyöz yani kendisini sebepsiz yere büyük görme, sebebi varsa bile o sebebi de çok büyütme, evdeki yardımcı ablaları, abileri saygısız hor gören tavırlar, kendi yatağını toplamaktan aciz çocuklara sürekli ‘çok beceriklidir, çok akıllıdır’ geri bildirimleri maalesef öz güvenli değil hadsiz çocuklar yaratıyor.
Peki ‘had’ nedir bir de onun kelime anlamına bakalım. ‘Had’, sınır demektir. O zaman hadsiz dediğimiz zaman sınırları olmayan diyoruzdur. Sınırları olmayan çocuklar, dikkat edin genelde çok antipatik olurlar. İletişim becerilerini ve bu sevimsizliklerini eğer değiştirmezler ise maalesef iş hayatında da çok sevilmeyecek ve yükselemeyeceklerdir.
O zaman hadsiz değil ama öz güvenli çocukları nasıl yetiştirmeliyiz?
1-Çok dinleyin bol bol konuşun. Ve bunu elinizde telefon olmadan yapın.
2-Çocuklarınızı kıyaslamayın, eş dost akrabanın çocuklarına odaklanmayın. Kendi çocuğunuzun becerilerine odaklanın.
3-Geri bildirimleriniz çabasına yönelik olsun ki altını doldurabileceği bir öz güveni oluşsun. Boş yere sürekli sen çok zekisin çok akıllısın demeyin.
4-Çabasını mutlak surette takdir edin.
5-Çocuğunuzun her işini üstlenmeyin. Lütfen onlara ev işi yaptırın. Evin içerisinde beraber bir şeyler yapmak büyük anlam ifade eder. En güzel paylaşım şeklidir.
6-Onları doğrudan yönlendirmek yerine alternatifler sunun ve kararı kendisinin vermesini bekleyin.
7-Davranışlarınızda tutarlı olun. Bir kere ‘hayır’ deyip sonra onu ‘evet’e çevirmeyin. Sebeplerini açıklayın ve anlamasını sağlayın.
8-Ödül ve ceza sınırını lütfen doğru belirleyin.
9-Aşırı korumacı olmayın.
10-Aşırı serbest olmayın.
11-Erken yaşta müzik ve spor ile tanıştırın.
12-Çocuktan habersiz bir eşyasını, giysisini atmayın. Eşyaları ile kurdukları bağ zannettiğinizden fazla, o yüzden çok üzülebilirler ve sizin ona saygı duymadığınızı dolayısıyla saygı duyulacak bir insan olmadığını zannedebilirler.
Sınırlarını bilen, kendisini seven, değerli bulan, donanımlı ve mutlu çocuklar ile dolsun dünya...
Günün Sözü: “Öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.”
(Mustafa Kemal ATATÜRK)
EĞİTİMDEN, BİLİMDEN, BAŞÖĞRETMENİN İZİNDEN AYRILMADIĞINIZ AYDINLIK GÜNLERİNİZ OLSUN.
Paylaş