Dünden devam: Muharrire, en fena 10 (tapon) reality show "kahramanının" seçildiği Son Ütücü programında Biz Evleniyoruz evinin evlere şenlik "jön"ü Caner’in, kendisi sanki farklı bir kaba pislemişçesine, pisliyormuşçasına Ahu Tuğba’lı korkunç programın korkunç ötesi Meriç Bey’iyle dalga geçebildiğini ve inanması güç ama evet, bir milletin gözünün önünde her türlü garabeti, sakaleti, felaketi yaşamış Semra’anım’ın evladını kaybettikten sonra bile, daha bile hınçlı bir şekilde bu sefer de "kazananlardan intikam almak için" yine bir eve girmeyi kabul edeceğini söylediğini duymuş, dehşete kapılmıştır. Brrrehtir, pesss artıktır...
"Atfedilen şöhretin sıkıştırılmış, yoğunlaştırılmış bütün biçimleri için ’şöhretimsi’ sözcüğünü öneriyorum.
Şöhretimsileri şöhretlerden ayırıyorum çünkü şöhretler, genellikle toplum içinde daha uzun ömürlü ve kalıcı bir meslek yaşamının keyfini sürerler.
Ne var ki şöhretimsilerin ve şöhretlerin toplumun tüketimine sunuluş tekniklerinin pek çoğunun özdeş olduğunu sorgulamaksızın kabul ediyorum.
Şöhretimsiler, sahnelenmiş sahicilik ve kitle iletişimi çevresinde düzenlenen kültürlerin aksesuvarlarıdır.
Piyango talihlileri, düdükçüler, bir kerelik mucizeler yaratanlar, pusucular, spor sahalarında çırılçıplak soyunanlar, bir defalık kahramanlar, toplumdaki saygın kişilerin sevgililileri gibi bir gün için medyanın ilgisini üzerlerinde toplayan ve ertesi gün unutulan daha başka toplumsal tipler, şöhretimsilere örnektir."
Sosyolog akademisyen-yazar Chris Rojek’in Şöhret (Celebrity) adlı kitabında yer alıyor bu "öneri." (Ayrıntı Yay.)
Gelin görün ki Rojek, Oval Ofis’te ABD Başkanı Bill Clinton’a oral seks yaptığı ortaya çıktıktan sonra bütün dünyanın bir numaralı gündem konusu olan "şöhretimsi" Monica Lewinsky’den Jim Morrison’ın mezar taşını çalan ölüsoyucu "fan"a, seri katil Ted Bundy’den muhtelif ünlü siyaset ve sinema yıldızına, şöhret mefhumunu farklı örneklerden yola çıkarak birçok farklı açıdan ele aldığı kitabını, bir süre de bu topraklarda vakit geçirdikten sonra kaleme almış olsaydı, Şöhret, literatürde birkaç ciltlik bir eser olarak yer alırdı.
Burada çünkü, şöhretimsilerin şöhretleri de bir kez koltuğa çöreklendi mi kalkmalar bilmeyen şöhretli siyasilerimiz gibi sünüyor da sünüyor. Süne süne sürebiliyor.
Niye, hangi becerisiyle bir şöhret olduğunu hiç sorgulamadan şöhretin kendisine hiçbir getirisinin olmadığından yakınan Semra’anım ne diyor?: Daha evinin tadilatını bile tamamlayamamış. Girişin mi ne, merdiveni öööyle duruyormuş.
"Başarı açlığı, açgözlü toplumun doğal psikolojik sonucudur. Şöhretimsilerin ve şöhretoyuncularının çokluğu, anlamsız ve sıradan olayların, bireyleri şöhret kültürünün içine yansıttığı bir başarı belásı sunarak, dikkatimizi bu psikolojik durumdan başka yöne çekebilir. (...) Şöhretimsilerin ve şöhretoyuncuların, popüler kültürdeki derin kayıp ya da yokluk duygusunu açığa vurdukları yorumu yapılabilir."